Kobanê Davası’nda reddi hakim talebi

  • 15:50 29 Kasım 2021
  • Hukuk
 
 ANKARA - Kobanê Davası’nda siyasetçilerin savunma için süre talebinde bulunmasına rağmen mahkeme başkanının, savunma almakta ısrarlı olmasına tepki gösteren HDP MYK üyesi Dilek Yağlı reddi hakim talebinde bulunurken, dava avukatları da, “Sorguya hazır değilim diyen birinin sorgusunu almaya zorlayamazsınız. Böyle yargılama yapmanıza izin vermeyeceğiz” dedi.
 
DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırıları karşısında 6-8 Ekim’de gerçekleştirilen eylemler gerekçe gösterilerek aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) geçmiş dönem Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş, HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) geçmiş dönem Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel’in de bulunduğu 21’i tutuklu 108 isim hakkında açılan Kobanê Davası’nın 7’inci duruşması Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görülmeye devam ediyor.
 
‘Onurumuzu kimseye çiğnetmeyiz’
 
Duruşma verilen aranın ardından HDP eski MYK üyesi Bülent Parmaksız’ın konuşmasıyla devam etti. Savunma yapmadığını tekrar hatırlatan Bülent, “Ben savunma yapmıyorum ve bir süre daha savunma yapmayacağım. Savunma yapmadığımı anlatmak için söz aldım. Bu susma hakkı değil, biz susma hakkının ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Bize işkence yapanlara karşı susarız. Onurumuzu kimseye çiğnetmeyiz. Ama burada susma hakkımı kullanmıyorum. Kendilerinden o kadar emin olsalardı Meclis’te Kobanê’ye dair verilen tüm önergeleri reddetmezlerdi. Savunmamı yapabilmem için makul bir süre istiyorum” dedi.
 
Mahkeme başkanı savunma almakta ısrarlı
 
Bülent’in savunma için süre istemesine karşı mahkeme başkanı ısrarla dosya kapsamında sorular sordu. Bülent savunma yapmadığını belirterek soruları yanıtsız bıraktı.
 
Bülent’in konuşmasının ardından mahkeme, “Parmaksız savunmasını daha sonra yapacağını bu aşamadaki beyanlarının savunmaya yönelik olmadığını savunma için süre istediğine dair gerekçeleri olduğunu beyan etmekle sanığın müdafii bulunduğu oturumda savunmasının alınmasına karar verildi” dedi. 
 
‘Ağır bir yükün altındasınız’
 
Ardından Mahkeme Başkanı, kadın hakları aktivisti Aynur Aşan’a savunma yapıp yapmayacağını sordu. Savunma yapmayacağını belirten Aynur, bazı hususlar üzerine beyanlarda bulunmak için söz aldı. Aynur mahkemeye, “Hakikat ve adalet yolunda Allah size yardımcı olsun, ağır bir yükün altındasınız” dedi. Savunma vermek için henüz hazır olmadığını ifade eden Aynur, “11 Ekim’de iddianame elime ulaştı. 3 bin 530 sayfalık iddianame var, ek klasörler elime ulaşmadı. Bu nedenle hazırlanmam için uzun bir süreye ihtiyacım var” ifadelerini kullandı. 
 
Arkadaşlarının yanına alınmayı talep etti
 
Ayur, Antalya’dan getirildikten sonra Sincan L-3 Kapalı Cezaevi’ne alındığını ifade etti. Bir buçuk aydır izolasyonda olduğunu aktaran Aynur, aynı dosyada yargılandığı kişilerin yanına gitmek için dilekçe verdiğini ancak reddedildiğini belirtti. Tek başına tutulduğunu dile getiren Aynur, “Bronşit ve kalp rahatsızlığım var. Bu mahkeme hem sağlığımızdan, hem de güvenliğimizden sorumlu, aynı dosyada yargılandığımız arkadaşlarla kalabilmeliyiz. Mahkemenin bu hususta bir karar vermesini istiyorum. Çünkü ben 5 kere dilekçe verdim ve cezaevi bu hususta karar vermenin ellerinde olmadığını söyledi” diye belirtti. 
 
25 Kasım vurgusu  
 
Ardından HDP MYK üyesi Dilek Yağlı söz aldı. Savunma vermeyeceğini ifade eden Dilek, bu durumun susma hakkını kullandığı anlamına gelmediğini söyledi. Dilek, “Savunmamı daha sonra yapacağım. Bir 25 Kasım’ı daha geride bırakırken kadına yönelik şiddetin daha da arttığını görüyoruz. Söz sahibi olup alanda olan tüm kadınları selamlıyorum” dedi.
 
Mazeret dilekçesi dosyaya alınmadı
 
Geçen celse kurulan ara kararda maddi hataların olduğunu belirten Dilek, “8 Kasım’da size sağlık nedenleriyle bir gerekçe sundum ancak sizin neye dayanarak mazeret dilekçemi ret ettiğinizi bilmiyorum. Karar elime ulaştığında mazeret dilekçemin dosyaya alınmadığını gördüm. Dilekçenin yanıtını almak istiyorum. Biz nereye yetişmeye çalışıyoruz? Ben MYK üyesiyim. 6 yıl sonra açılan ve sizin de iddianameyi kabul etmenizin ardından başlayan kovuşturmanın hukuksuzluğu ile karşı karşıyayız. 1 hafta ara verilecek şekilde bir duruşma periyodu koydunuz. Bu durumda savunma yapmak istediğimizi bildirmemize rağmen siz susma hakkımızı kullanmış sayılacağımızı söylüyorsunuz. Biz gerçekleri tekrar tekrar dile getiriyoruz. Adil yargılanma hakkının ihlali açısından makul sürenin göz önüne alınmasını istiyoruz. Gerçekleri anlatmak için makul sürelerin verilmesini istiyoruz. İlerleyen aşamalarda, özellikle adil yargılanma hakkının sağlandığı koşullarda savunmamı yapacağım” ifadelerini kullandı. Dilek, mahkeme heyetini reddettiğini ifade etti. 
 
Heyet reddedildi
 
 “Sizi savunma yapmak üzere çağırdım” diyen mahkeme başkanına Dilek, “Hayır ben savunma vermiyorum, bu durumda ne yapacaksınız” dedi. Mahkeme başkanı,  “Görürsünüz” diyerek sorular sormaya başladı. Mahkeme başkanının sorularına karşı, savunma vermediğini bu nedenle de soruları yanıtlamayacağını ifade eden Dilek, heyeti reddettiğini tekrarladı. 
 
‘Beyanlarımın ne anlama geldiğini anlamak durumundasınız’
 
Mahkeme başkanı, Dilek’in reddi hakim talebinin duruşmayı uzatmaya yönelik olduğunu öne sürerek talebin geri çevrilmesine, itiraz için üst mahkemeye başvurulmasına karar verdi. Dilek, “Siz hukuksuzluğa devam ettiğinizde bizim haklarımızı kullanamayacağımızı mı düşünüyorsunuz. Beyanlarımın ne anlama geldiğini anlamak durumundasınız. Üstelik savunma vermeyeceğimi ve neden vermeyeceğimi gerekçelerimle sunmama rağmen, ‘Savunma yapacak mısınız?’ diye soruyorsunuz. Ben size cevap vermeyeceğim” dedi. Dilek, mahkeme başkanının savunma almadaki ısrarı üzerine, reddi hakim talebinin reddedilmesine ilişkin itirazını sunacağını belirtti. 
 
‘Keyfinize göre yargılama yapamazsınız’
 
Salonda bulunan avukatlar, “Sorguya hazır değilim diyen birinin sorgusunu almaya zorlayamazsınız. Böyle yargılama yapmanıza izin vermeyeceğiz” diyerek mahkeme başkanına karşı çıktı.
 
‘Buraya esir kampına gelir gibi geliyoruz’
 
Mahkeme başkanının savunma yapılmış gibi sorular sorması üzerine İzmir Baro Başkanı Özkan Yücel söz alarak, “Zabıt katibine sesleniyorum. Müvekkilimin reddi hakim talebinin reddine itiraz ettiğini zapta geçin. Eğer zabıt katibi talebi zapta geçmiyorsa zabıt katibini de reddediyoruz. Burada yargılama yaptığınızı söylüyorsunuz. Biz stajyerlere ceza yargılamalarının nasıl yapılması gerektiğini söylüyoruz burada da belirteceğim. Keyfinize göre yargılama yapamazsınız. Müvekkilim 2 aylık sürenin kendisine yetmediğini söyledi ancak ısrarla savunma almaya çalışıyorsunuz. 300 küsürlük dava klasörünün ne kadarını okuyabildiniz? Günde kaç sayfa okuyorsunuz? Günde 4 klasör okumaya başlarsanız 80 güne ihtiyacınız olur. Biz buraya esir kampına gelir gibi geliyoruz. Siz buraya arkadan gelirken bizim isimlerimiz kayda alınıyor ve fişleniyoruz. Nerede var bu uygulama? Almanya Nazi’si gibi. Burada bizden çok askerler var kimden korkuyorsunuz. Müvekkilim hazır olmadığını söylediği için mi yargılamayı uzatmak istiyor? 1 aylık süre istedi sizden. Dosyalara bakmadan, hazırlanmadan kanun üstü bir savunma mı yapsın? Yaptığınız şey yargılama değil. Sanıklara süre verin. Size tavsiyem o klasörleri siz de okuyun. Sizin de buna ihtiyacınız olacak. Şu andan itibaren yargılamayı sürdüremezsiniz, reddediyoruz ve bu talebi üst mahkemeye göndermek zorundasınız” şeklinde konuştu.    
 
‘20 klasör bin klasöre ulaştı’
 
Söz alan Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, “Sanırım bu duruşma sadece SEGBİS kaydında alınmıyor birileri bir yerlerden de izliyor. Bu davanın neden açıldığını biliyorsunuz. Madem hepiniz bunu biliyorsunuz bari savunma hakkına saygı gösterin. 320 klasör bin klasöre ulaştı. Bunu okumak yılları bulur. Celse arasında yeni belgeler tebliğ edildi. Sizden çok değil birkaç ay isteniyor. Birilerinin çıkıp ‘bu davayı bitirin’ sözlerine mi uyuyorsunuz” diye sordu.
 
Ardından Batman, Mardin, Urfa baro başkanları söz alarak yargılamanın hukuksuzluğuna dikkat çekti. Duruşma avukatları söz almasıyla devam ediyor.