Kobanê Davası: Şiddet çağrısı yapanlara bir şey olmazken biz tutukluyuz
- 17:02 19 Ekim 2021
- Hukuk
ANKARA - 5’inci duruşması 2’nci gününde devam eden Kobanê Siyasi Soykırım Davası’nda konuşan HDP RTÜK üyesi Ali Ürküt, “Bu ülkede bunca açık şiddet çağrısı yapanların, insanların kanında banyo yapacağını belirtmesi üzerine bir şey yapılmazken, bizim yaptığımız çağrı nedeniyle bir buçuk yıldır tutuklu bulunuyorum” dedi.
DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırıları üzerine 6-8 Ekim 2014’te yaşanan protestolar gerekçe gösterilerek Halkların Demokratik Partisi (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) geçmiş dönem Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri ve parti yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 108 isim hakkında açılan Kobanê Davası’nın 5’nci duruşması 2’nci gününde Sincan Cezaevi Kampüsü’nde devam etti.
‘Yurttaşlar adalete güvenmiyor’
Duruşma verilen aranın ardından HDP’nin Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜRK) üyesi Ali Ürküt’ün esasa ilişkin savunmasıyla devam etti. İddianamenin tamamına bakamadığını ifade eden Ali, “Hakkımda somut herhangi bir delil söz konusu değildir. Buna rağmen özgürlüğümden yoksun bırakılarak tutuklu bulunuyorum” dedi. KONDA’nın İnsan Hakları Derneği (İHD) talebiyle yaptığı araştırmayı hatırlatan Ali, “Görüşülen yurttaşların yüzde 69’u Türkiye’deki adalet sistemine güvenmediğini bildiriyor. Yargının ne hale geldiğini görüyoruz. Önemli olan yargı mensuplarının hiçbir etki altında kalmadan karar verebilmesidir. Ne bulunduysa iddianameye konulmuş, içi doldurulmuş. Bu iddianame için mesai harcayanlara sesleniyorlar” dedi.
‘İddianamedeki her şey katkı maddesi’
İddianamenin içeriğini “yabancı katkı maddesi” olarak yorumlayan Ali, savunmasını şöyle sürdürdü: “Adaleti, hukuku zehirleyen katkı maddesi değil midir? AYM başkanı Zühtü Aslan, ‘Kendi aklını kullanmaya cesaret edemeyenler vesayet altında kalmaya mahkumdurlar’ diyor. Bunun canlı örneğini 15 Temmuz’da yaşadık. Mahkemelerin adalet talebine cevap vermediği bir yerde hukuk dışı arayışların açığa çıkması kaçınılmazdır. Yargı mensuplarına adalet çağrısı yapılması işin vahametini gözler önüne sermektedir. Adalet Bakanı, ‘Yargının yegane temeli adalettir. Tarafsızlığın ve bağımsızlığın temel şartı aklı ve vicdanı hür olmaktır. Aklını kiraya vermiş vicdanının hukuk dışı bir merciye teslim etmiş kişi asla adaletli olamaz. Yargı ele geçirilecek bir mercii değildir. Adalet arayan herkesin sığınacağı bir merciidir. Yargının bağımsızlık ve tarafsızlığını benimsemeliyiz’ şeklinde ifade ediyor. Adalet Bakanının bu konuşmasından nasıl bir sonuç çıkarmak gerekiyor? Adalet Bakanı konuşmasıyla sanki bu davayı anlatıyor. Bu ülkede bunca açık şiddet çağrısı yapanların, insanların kanında banyo yapacağını belirtmesi üzerine bir şey yapılmazken, bizim yaptığımız çağrı nedeniyle bir buçuk yıldır tutuklu bulunuyorum. Umarım bu dosyadan sonra yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı oluşur ve adalet yerini bulur.”
‘Dosyadan el çekmelisiniz’
Ardından söz alan avukatı Erhan Ürküt, ısrarla HDP MYK’sında bir şeylerin arandığını dile getirerek, “Rutin parti toplantısı devasa bir yargılama konusu yapılmaktadır. Yargılama konusu aslında siyasi parti faaliyetidir. Siz bu dosyadan el çekmelisiniz. Çünkü siyasi parti faaliyeti kapsamındaki bir yargılamayı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı yürütür. Öyle ki Anayasa Mahkemesi’nde dava da açıldı. Dolayısıyla sizin bu dosyadan el çekme yönünde karar vermeniz gerekiyor” dedi.
Avukatın konuşmasının ardından mahkeme heyeti, duruşmaya 21 Ekim’e kadar ara verdi.