![](/staticfiles/news/174273/2021/10/19/823x463cc-ank-19-10-21-kobane-davasi-5inci-durusma-2nci-gun-manset.jpg)
Kobanê Davası: Çözüm süreci neden bitirildi?
- 12:47 19 Ekim 2021
- Hukuk
ANKARA - Kobanê Davası kapsamında görülen duruşmada konuşan HDP RTÜK üyesi Ali Ürküt, "Çözüm süreci neden bitirildi" diye sordu.
DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırıları üzerine 6-8 Ekim 2014’te yaşanan protestolar nedeniyle Halkların Demokratik Partisi (HDP) geçmiş dönem Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) geçmiş dönem Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri ve yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 108 isim hakkında açılan Kobanê Davası’nın 5’nci duruşması 2’nci gününde Sincan Cezaevi Kampüsü’nde başladı.
Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen duruşmaya HDP milletvekilleri, Abdullah Koç, Sait Dede, Şevin Coşkun, Züleyha Gülüm, Semra Güzel, Kemal Peköz, İmam Taşçıer, HDP Ankara il ve ilçe üye ve yöneticileri, çok sayıda avukat ile izleyici katıldı. Sincan Cezaevi’nde tutulan siyasetçiler duruşma salonunda hazır bulunurken, farklı cezaevlerinde tutulan siyasetçiler, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Önceki duruşmalarda tahliye edilen yerine kayyım atanan Kars Belediye Eşbaşkanı Ayhan Bilgen duruşma salonunda hazır bulundu. Yine önceki duruşmalarda tahliye edilen HDP geçmiş dönem milletvekili ve Prof. Emine Beyza Üstün, SEGBİS’te oluşan tekniki sorun nedeniyle duruşmaya katılamadı. Tutuksuz yargılanan diğer siyasetçiler ise bulundukları şehirlerde SEGBİS aracılığıyla duruşmaya katıldı.
‘Hukuksuz bir şekilde cezaevinde tutuluyorum’
Kimlik tespitiyle başlanan duruşma, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyesi Ali Ürküt’ün davanın esasına ilişkin savunma yapmasıyla devam etti. HDP’de yer aldığı görevlere dair bilgi veren Ali, aynı suçlamayla ikinci kez Kobanê dosyası kapsamında tutuklandığını ifade etti. Hakkında hiçbir delil bulunmaksızın yalnızca HDP MYK üyesi olmasından dolayı bir yıldır cezaevinde hukuksuz bir şekilde tutulduğunu belirtti.
‘6 bin kadın ve çocuk esir alındı’
DAİŞ’in Irak’ın Musul kentine yaptığı saldırıyı hatırlatan Ali, 70 bin kişilik Irak ordusunun yenilgiye uğradığını ifade etti. Ali, “IŞİD tüm ağır silahlara el koydu, Merkez Bankası’ndaki parama el koydu. Musul işgalinden dolayı uluslararası güçler harekete geçti ama IŞİD saldırılarına devam ediyordu. Çok sayıda Türkmen’i katletti. Kendisine biat etmeyen herkesi soykırıma uğrattı. Musul işgalinin kendisine sağladığı üstünlük ile Şengal’e saldırdı. Şengal’de 5 bin erkek katledildi. 6 bin kadın ve çocuk köle olarak esir alındı. BM, 2014 tarihinde tüm devletleri ve halkları IŞİD’e karşı birlikte mücadele etme çağrısı yapmıştı. Türkiye’de de çok sayıda kurum ve kişi bu çağrıyı yaptı. IŞİD vahşetinin yanı sıra yerinden göç ettirilen milyonlarca insan açlık, barınma sorunlarıyla yüz yüze kalmıştı. Göç etmiş insanlara yardım etmek ve Kobanê’ye destek için Suruç sınırına insanlar gitmeye çalıştı” şeklinde konuştu.
‘Bu provokasyonun asıl amacı nedir?’
Çözüm sürecinde istenmeyen karanlık güçlerin devreye girdiğini belirten Ali, aynı karanlık güçlerin 6-7 Ekim olaylarında da açığa çıktığını dile getirdi. Ali, “Bu provokasyonun asıl amacı nedir? Oslo, Özal sürecinde olduğu gibi Kürt sorununun demokratik çözümünün önüne geçmek amaçlanmıştır. Bu provokasyonun arkasındaki asıl güç, Oslo Sürecini akamete uğratan güçlerdir. Kürt sorunun yalnızca güvenlikçi politikalarla çözülemeyeceği açıktır” dedi.
Duruşmaya bir saat ara verildi.