![](/staticfiles/news/172283/2021/09/21/823x463cc-200921-dyb-ipek-er-durusma-dgerlendirme-av-berivan-manset.jpg)
İpek Er davası: Mütalaa göstermelik, ATK raporu çelişkili
- 10:50 20 Eylül 2021
- Hukuk
Şehriban Aslan
DİYARBAKIR - İpek Er’in görülen duruşmasına katılan avukat Berivan Turan, ATK raporunun objektif olmadığını kaydederek, savcının göstermelik bir iddianame hazırladığını ve mahkeme heyetinin davanın başından beri faili koruduğunu belirtti.
Siirt’te İpek Er’e tecavüz ettikten sonra intihara sürükleyerek 18 Ağustos 2020’de yaşamını yitirmesine neden olan fail uzman çavuş Musa Orhan’ın "Nitelikli cinsel saldırı" suçundan yargılandığı davanın 4’üncü duruşması Siirt 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde 16 Eylül'de görüldü. Fail Musa Orhan, duruşmaya Ankara’dan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken, İpek’in avukatları duruşma salonunda hazır bulundu. İpek’in davasını çok sayıda avukat sahiplenirken, sanık avukatı ise İpek’in avukatlarını sıklıkla engellemeye çalıştı, “saygı duymadığını” belirterek hakaretlerde bulundu.
‘Verilen ifadeler çelişkili’
Tanıkların dinlenmesiyle başlayan duruşmada avukatların sorduğu sorularla 3 tanığın ifadelerindeki çelişkiler dikkat çekti. Fail Musa Orhan’ın ev arkadaşı Ali Şahin ise, İpek’i ve ailesini tanıyor olmasına rağmen tanımadığını öne sürdü. Ali Şahin’in duruşmaya Musa Orhan ile gelmesi de avukatların tepkisini topladı. Avukatlar, “Sanık Musa Orhan Uşak’ta, tanık Ali Şahin ise Afyon’da ikamet ediyor ve sanık Ali Şahin’in yolunun üstüdür diye aldığını söylüyor. Uşak ve Afyon nasıl yol üstü olabiliyor? Tanık önce kendinin Ankara’ya geldiğini sanıkla bir ilgisinin olmadığını söylüyor ardından sanıkla beraber geldiğini ifade ediyor bu da ifadelerinin ne kadar çelişkili olduğunu ortaya çıkıyor” dedi.
Tanık, avukatların birçok sorusuna cevap vermedi
Tanığın, avukatların sorularını yanıtsız bırakması da duruşmanın dikkat çeken bir diğer noktasıydı. Avukatlar, tanığa sordukları soruların çoğuna cevap alamazken, “Susma hakkımı kullanıyorum” söylemleri üzerine avukatlar, “Susma hakkı yok” dedi.
Sanık avukatı her şeyi ‘terör’ olarak savunmaya çalıştı
Sanık avukatı Erkan Akkuş ise hem sanığın hem de tanığın konuşmasına sürekli müdahale ederken hoşuna gitmeyen her şeye “terör ile ilişkilidir” diyerek sanığı aklamaya çalıştı. Ayrıca duruşma görülürken duruşmaya avukat cübbesini giymiş bir halde girmek isterken gözaltına alınan A.B. adlı kişi polislerce gözaltına alınarak çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Sahte avukatın 11 sabıkasının olduğu ortaya çıkarken bu olayın zapta geçirilmesini isteyen İpek’in ailesinin avukatlarına, “Bunun da terör ile ilişkisi olabilir” diyen sanık avukatının savunmasının gerçeklerden ne kadar uzak olduğunu gösterdi.
Sanık avukatı: Size saygı duymuyorum
Duruşmayı takip eden İpek’in ailesinin avukatlarından Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi Yürütme Kurulu üyesi ve ÖHD Kadın Komisyonu üyesi Berivan Turan, duruşmada yaşananlara dair değerlendirmelerde bulundu.
Duruşmanın gidişatının adil olduğuna inanmadığını belirten Berivan, sanığın müdafilerinin savunmayı olması gerektiği şekilde yapmadığını ifade etti. Berivan, “Her zaman savunma hakkının kutsal olduğunu savunuyoruz. Kişi kendini nasıl rahat hissediyorsa o şekilde beyanda bulunmalıdır. Ancak bu savunmanın sınırsız şekilde özgür olduğu anlamına gelmiyor. Savunma yaparken suçtan zarar görene ya da onun vekillerine karşı suçlayıcı cümleler kurulmamalıdır. Fakat sanık müdafileri bu duruşmada sürekli hem İpek’e hem ailesine hem de katılan vekillerine müdahalede bulundu. Bunun yanı sıra sanık avukatı ‘ben size saygı duymuyorum’ dedi” diye belirtti.
‘Avukatların savunma hakkı engellendi’
Sanık müdafilerinin aileyi suçlayıcı ifadelerle zan altında bırakmaya çalıştığını kaydeden Berivan, “Neredeyse her duruşmada bu söylemler devam ediyormuş. Aileye dair her şeyi ‘terör’ diyerek mahkemede kanaat oluşturmaya çalışıp Musa Orhan lehine karar çıkmasını amaçlıyor. Diyebiliriz ki sürekli olarak ailenin ve savunma yapan avukatların hakları kısıtlandı ve mahkeme de bunu destekledi. Sanık avukatları ve mahkemenin tutumuna karşı kadınlar dayanışma içerisinde olarak savunmayı çok iyi bir şekilde yaptı” sözlerine yer verdi.
‘Bu özgüven nereden geliyor’
Berivan, sanık avukatının mahkemeye dönüp Musa Orhan’a ilişkin, “Sayın mahkeme bu çocuk kendisini ifade edemeyen, konuşmaktan çekinen bir çocuktur” cümlesine dikkat çekti. Sanık müdafilerinin sanığın konuşmasına sürekli müdahalede bulunduğuna işaret eden Berivan, “Musa’nın yerine geçip ona ilişkin konuşamazlar. Sanık avukatları ayrıca mahkemeye ‘beraat alacağımızı düşünüyoruz’ demesi aslında güvendikleri kişi veya kişilerin olduğunu gösteriyor. Bu özgüven nereden geliyor da bu derece emin olabiliyorlar” diye sordu.
Savcının verdiği mütalaada Musa Orhan’ın “nitelikli cinsel istismar” tutuklanması talebinde bulunduğunu ifade eden Berivan, avukatların ve savcının talebine rağmen tutuklanmadığını söyledi. Berivan, verilen mütalaanın iyi olduğunu fakat savcının tanıklara soru sormadığını, mahkemeye herhangi bir katkı sağlamadığını ve sadece mütalaasını yazı ile sunarak göstermelik olduğunu belirtti.
‘Rapor objektif değil’
ATK uzmanı olan tanığın İpek’in yaşadıklarını anlattığını belirten Berivan, “Tanık bir buçuk yıldır deneyimi olduğunu söyledi. Hazırladığı rapor da açıkçası bana çok objektif gelmedi. İpek yaşadıklarını anlatarak, intihar etmek istediğini söylemiş ama buna rağmen herhangi bir psikiyatriye göndermemiş. Sıradan bir vatandaş dahi İpek’in anlattıklarından sonra psikiyatriye göndermesi gerektiğini bilir. İpek’in psikiyatrik durumuna ilişkin yorumlarda bulunamaz. Alanı olmadığı halde mahkeme tüm soruları ATK uzmanına sordu. Psikiyatriye gönderilmesi gerekirken bu yapılmamış. Bu da intiharı tetikleyen durumlardan biridir” dedi.
‘Ne gerekiyorsa yapacağız’
Berivan, devamında şu şöyle konuştu: “Aslında tüm yaşananlara bakılırsa tüm oklar kadına çevrilmiş ve tarafsız bir heyet olmadığını görmek mümkün. Nasıl olsa utanması gereken kadındır, her şeyi yapan tüm suçu işleyen kadındır mantığı var. Olabildiğince üstüne gidelim ve kadını suçlu çıkaralım düşüncesi var. Yani bugün hırsızlık suçundan bile tutuklananlar varsa CMK’nın 100’üncü maddesinde ‘cinsel saldırı’ bir tutuklama nedeni iken ısrarla tutuklanmıyor. Ne yazık ki bir sonraki duruşmada beraat bile çıkacağı düşüncesindeyim. Delil yetersizliği deyip beraat ettirme ihtimali yüksek. Bizler de ne olursa olsun dosyanın takipçisi olacağız. Kadın mücadelesini devam ettireceğiz, her duruşmada da orada olacağız. Adaletin sağlanması için ne gerekiyorsa yapacağız.”