‘Kadın bedenine işkence ile korku rejimi sürdürülmek isteniyor’

  • 09:05 4 Temmuz 2020
  • Hukuk
VAN - Son zamanlarda emniyette, sokakta, ev baskınlarından artan işkencenin boyutu, TJA aktivisti Rojbin Çetin’in maruz kaldığı işkenceyle bir kez daha ortaya çıkarken, ÖHD’li avukat Sevda Aydın,  “İktidarın bu suçu işlemesinin sebebi korku rejimini kadına ve kadın bedenine yönelik saldırı ile sürdürmeye çalışmasıdır” dedi. 
 
Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu üyesi ve Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Sevil Rojbin Çetin, 26 Haziran günü evine yapılan baskında 3 buçuk saat boyunca köpekli işkenceye maruz bırakıldı. Rojbin’e yönelik işkenceyi fotoğraflayarak kamuoyuna yansıtan avukatı ise ifadeye çağırıldı. Rojbin halen Mardin Emniyet Müdürlüğü’nde gözaltında tutulurken, işkence görüntülerinin ardından Türkiye’nin dört bir yanından kadınlar sokağa çıkarak tepkisini yükseltti. Kadınlar işkenceye karşı mücadeleyi büyütme kararlılığını ortaya koyuyor. Gözaltına alınan kadınlara işkence uygulanmasını değerlendiren Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Van Şube avukatı Sevda Aydın, Rojbin’in hastalığına işaret etti. 
 
‘İşkence kadın bedeni üzerine yapılıyor’
 
Rojbin’in polislere, kanser hastası olduğunu söylemesine rağmen insanlık dışı muamelenin devam ettiğini ve cinsel işkencenin de uygulandığını hatırlatan Sevda, “İşkencenin kadın bedeni üzerindeki bir boyutu Rojbin Çetin ile birlikte açığa çıktı. Ama bize yapılan başvurularda öğreniyoruz ki işkence her zaman kadın bedeni üzerinden uygulanıyor. Gözaltılarda çıplak arama dayatılıyor, başörtüleri çekiliyor, kameralı odalarda aramalar yapılıyor. İşkence artık kolluk güçlerinin rutini haline geldi” dedi. 
 
‘İşkenceyi sokağa taşıdılar’
 
İşkencenin bilinçli bir şekilde alenen yapıldığını belirten Sevda, “İşkence artık emniyet binalarından sokağa taşındı. Salgın nedeniyle sokağa çıkma yasaklarında sokaktaki polis şiddeti kameralara yansıdı. İşkencenin bu kadar yaygınlaşmasının sebebi cezasızlık. Bırakın ceza vermek, işkenceyi ortaya çıkaranlar hakkında soruşturma başlatılıyor” diye ekledi. 
 
‘Valilik araştırma yapmadan yalanlıyor’ 
 
İşkence sonrası Valiliğin yaptığı, “Orantılı zor kullanma” açıklamasına dikkat çeken Sevda, valiliklerin hep aynı açıklamalar yaptıklarını söyledi. “Valilik işkence olayını yalanlamadan önce nasıl bir incelemede bulundu? İşkenceye maruz kaldığını iddia eden kişiyle mi görüştü? İşkence yapanlarla ilgili bir soruşturma mı başlattı? Dosyada bulunan doktor raporuna mı baktı” sorularının cevaplanması gerektiğini ifade eden Sevda, herhangi bir inceleme yapılmadan hemen yalanlama yapıldığına vurgu yaptı. 
 
‘İşkence suçtur’ 
 
“İşkence ne olursa olsun suçtur ve yasaktır. Bu hem uluslararası mevzuatta hem de ulusal mevzuatta yasaklanmış bir suçtur. AİHS’in 3’üncü maddesinde de, TCK’nin 94’üncü maddesinde de düzenlenmiştir” ifadelerini kullanan Sevda, Türkiye’nin uluslararası sözleşmelere de taraf olduğunu hatırlattı. Sevda tüm bunlara rağmen iktidarın işkence suçunu işlemeye devam ettiğini belirterek, “Sebebi ise kadına, kadın bedenine saldırarak korku rejimini sürdürmeye çalışmasıdır. Hukukçular olarak her ne olursa olsun bunun normalleşmesine izin vermeyeceğiz ve işkencenin karşısında duracağız” diye konuştu.