Çorlu tren faciası davasında aileler salonu terk etti

  • 18:38 25 Haziran 2020
  • Hukuk
TEKİRDAĞ - Çorlu'da 25 kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan tren faciasının davasında savcı, avukatların sanıkların tutuklanması talebinin reddedilmesini istedi. Buna itiraza eden aileler, duruşma salonunu terk ederek, savcıyla görüşmek için adliye önünde oturma eylemi başlattı. 
 
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde, 25 kişinin hayatını kaybettiği ve 340 kişinin yaralandığı tren faciasıyla ilgili açılan davanın 5’inci duruşması Çorlu 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı. Duruşma, Çorlu Adliyesi’ndeki salon kapasitesi yetersizliği nedeniyle Çorlu Halk Eğitim Merkezi’nde görüldü. Katliamda hayatını kaybedenlerin ailelerine ve yakınlarına destek olmak için duruşmayı Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkan Yardımcısı Barış Atay, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekilleri Muharrem Erkek, Ali Şeker, Candan Yüceer, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Serpil Kemalbay ve çok sayıda avukat izledi. 
 
Kimlik tespitinin ardından duruşma tanıkların dinlenmesiyle başladı. 
 
Tanık Günay Solak, ifadesinde şunları söyledi: "Çalışkan çiftliğinde 4 yıldan bu yana çalışıyorum. Ziraat işleri yapıyorum. Sürekli çiftlikte yaşıyorum. Olay günü çiftlikteydim. Demiryoluna 300-400 metre, kaza yerine ise bir kilometre kadar uzaktaydım. Olay günü 16.00 civarı yağış başladı. Birden bire yağdı, geçti. Çok diyebileceğim bir yağış oldu. O gün çok yağış oldu. 4 yılda en fazla o gün yağış gördüm. Kaza döneminde yağış ölçen bir cihazımız yoktu. Olay yerine hiç gitmedim. Çiftliğe hiç yaralı gelmedi. Çevremizdeki çiftliklere de ambulanslar geldi."
 
‘Bir vagonda kaç koltuk sayısı var?’
 
Tanıkların dinlenilmesi ile süren duruşmada, söz alan kazada yaşamını yitiren Oğuz Arda Sel'in dedesi Mehmet Öz, "Bir vagonda kaç koltuk sayısı var? (Sanıklara) Kazadan sonra 366 sayısı nereden verildi? Burada 600'e yakın yolcu vardı. Savcılık bunu araştırmadı mı? Bu matematiği uydurun" diye 
belirtti. 
 
‘Kınıyorum’
 
Kazada yaşamını yitiren Bihter Bilgin'in annesi Zeliha Bilgin de şunları söyledi: "O menfez yapılmasaydı kaza yine yaşanır mıydı? Ben TCDD'ye güvendiğim için evlatlarımı, kardeşlerimi emanet ettim. Ben yağmurdan anlamam ama o menfez yapılmasaydı son yağmurlarla yine kazalar olurdu. Mümin Karasu danışman olarak atanmış. Ben onu karşımda sanık olarak görmek isterken, danışman yapılmasını kınıyorum.”
 
‘O gün trende 800 kişi vardı’
 
Kazada yaşamını yitiren Sena Köse’nin annesi Aysun Köse, “TCDD'nin yaptıklarını yan çiftliklerden öğrenmememiz gerekiyor. TCDD bunu aydınlatmalıydı” dedi. Kazada yaşamını yitiren Melek Tuna'nın eşi Ekrem Tuna da trenin o gün yavaş gittiğini belirterek, “3 saat sonra da döndük. Her durakta yolcu sayısı arttı trende. Yeni binenlere bilet bile kesilemiyordu. Çok sayıda ayakta kişi vardı. O gün 800'e yakın kişi vardı trende” diye konuştu. 
 
‘Taleplerimize kayıtsız kalınmasın’
 
Oğlu Oğuz Arda Sel'i kaybeden Mısra Öz de  şu sözleri kullandı: “3 tanık sıfatındaki kişinin normal zamanda da ifadeleri alınabilirdi. Asıl önemli kişiler getirilmiyor. Mümin Karasu sanık olması gerekirken, tanık olarak ifadesi alındı. İfadesini dinlemeye gittiğimizde usule aykırı, soruların daha önceden verilmiş olduğu, cevapların sayfalarda yazdığını gördüm. Taleplerimizi duymadınız. Mümin Karasu danışman oldu. 718 gün oldu. 5. duruşmadayız. Taleplerimize kayıtsız kalınmasın. Görmemezlik, duymamazlık yapılmasın.”
 
Duruşmaya bir buçuk saat ara verildi. Aranın ardından duruşmaya devam edildi. 
 
‘Olası kast var’
 
Dosyada yağmurun niteliğinin belgeli bir şekilde açık olduğunu belirten avukat Can Atalay, şöyle konuştu: “Tanık beyanına ihtiyaç duyulmayacak kadar açık. Mücbir sebep sayılamayacak kadar açık. Menfezlerin uygun yapıldığı iddia edilmiş. Sanıklar dediler ki ilk duruşmada bu menfezin sorunlarını biz söyledik. Biri 300 küsür üzerinde belge düzenledim dedi. Mücbir sebep gerekçesi akla uygun değildir. Dosyadaki belge delilleriyle açık olan bir meseledir. Sanırım Çorlu Cumhuriyet Başsavcısı ve siyasi iktidar kovuşturmanın gerektiği gibi yapılmasına engel olmaktadır. Mesele yağmur değil, sistemik olana bakmak gerek. Özelleştirme nedeniyle TCDD'nin yolların bakımsız hale gelmesinin toplumsal ve siyasal sonuçlarıyla ilgileniyorum. Dosyaya gelmesi gereken sanıklar var. Usul ilkesine aykırılık teşkil etmesi nedeniyle iki tanığın huzurda dinlenmesini talep ediyorum. Bu insanların ölümünün birinci elden sorumlusu sistemdir. Bu dosyada taksir değil, olası kasıt vardır.”
 
Bilirkişi itirazı
 
Bilirkişi olacak kişilere itiraz ettiklerini söyleyen avukat Selvi Yüzbaşıoğlu, “TCDD ile ilişkisi olan adaylar var. YTÜ'den yazılan akademisyenler Doç. Dr. Halit Özen ve Doç. Dr. Mustafa Sinan Yardım karayolu sistemleri konusunda uzman. Böyle bir dosyada bilirkişi olacak kişilerin daha yetkin kişiler olması gerektiğini düşünüyoruz. Hacı Bektaşi Veli Üniversitesi'nden Dr. Serhat Çelik ile ilgili de itirazlarımız var. Dava konusu ve uzmanlık alanı aynı değil. YTÜ'den Doç. Dr. Mustafa Gürsoy'u bu davada bilirkişi yapılmaya uygun görmüyoruz. Birkaç ders veriyor ama araştırmaları dava konusuna uygun değil. Sakarya Üniversitesi'nden Dr. Hakan Aslan'ın da dava konusuyla ilgili yeterli çalışması bulunmuyor, yetkin görmedik. Sakarya Üniversitesi'nden İrfan Pamuk da dava konusuyla ilgisi olmayan çalışmalar yapıyor. Biz bu kişilerin bilirkişilik yapmalarına itiraz ediyoruz” sözlerini kullandı. 
 
'Kazanın görgü tanıkları dinlenilmeli'
 
Avukat Duygu Arslan da, “5 celsede bir arpa boyu yol aldığımızı düşünüyoruz. Sanıklar suçun oluşumuna bile vakıf değiller. Aynı şekillerde tanıklar da böyle. Bu kazanın görgü tanıklarının dinlenilmesini istiyoruz. Mahkemenin sunduğu delillerle suç atfedilmesi mümkün değil” diye konuştu. 
 
Savcı tutuklama talebinin reddini istedi
 
Daha sonra savcı mütalaasını sundu. Savcı, İTÜ'ye yağmur ölçer cihazın neye dayanarak tespit edildiğinin sorulmasına, bilirkişiler hakkında yapılan itirazların kabulüne, talimatla ifadesi alınan tanıkların yeniden ifadesinin alınmasının reddine, sanıkların tutukluluk taleplerinin reddine karar verilmesini istedi. 
 
Savcının talimatla ifadesi alınan tanıkların yeniden ifadesinin alınmasını ve tutuklanma talebinin reddedilmesi üzerine tepki gösteren aileler duruşma salonunu terk etti.
 
Mahkeme sanıkların dinlemesinin ardından 1 saat ara verdi.
 
Aileler bekleyişte
 
Çorlu tren katliamı aileleri savcıyla görüşmek istedi fakat savcı yarım saat sonra görüşebileceklerini söyledi. Bunun üzerine aileler adliye önünde savcıyla görüşmek için oturma eylemine başladı.