
'Savunmanın susması toplumun susturulmasıdır'
- 09:06 24 Haziran 2020
- Hukuk
ANKARA - “Savunma yürüyor” şiarı ile Ankara’ya gelen baro başkanlarının eyleminde polis saldırısına maruz kalan ÖHD Ankara Şube Eşbaşkanı Şevin Kaya, tamamen bir nefretle karşı karşıya olduklarını belirterek, “Savunmanın susması toplumun susturulmasıdır, toplumun ses çıkaramaz hale gelmesini istiyorlar” dedi.
Türkiye’nin her bölgesinden 60 baro başkanı, 19 Haziran günü bulundukları kentlerden Ankara’ya “Savunma Yürüyüşü” gerçekleştirdi. Eskişehir yolunda Ankara’ya girişleri engellenen baro başkanları, yağmur altında 27 saat bekledi. Destek için alana gelen avukatlar ve baro başkanları üç kez polis saldırısına maruz kalırken, bekledikleri alanda ise şantiye görevlileri tarafından tehdit edildiler. Engellemeye karşı oturma eylemi yapan baro başkanlarının direnişi sonuç verdi. Ankara girişine kadar 200 metrelik sembolik yürüyüş yapan baro başkanları, kendilerine yönelik müdahaleyi kabul etmeyeceklerini bir kez daha vurguladı.
Alanda polis saldırısına maruz kalan Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Ankara Şube Eşbaşkanı Şevin Kaya, yürüyüşü değerlendirerek, maruz kaldıkları saldırıya dair konuştu.
‘Barolar değişikliği kabul etmedi’
Baro başkanlarının Avukatlık Kanunu’ndaki 76’ncı ve 95’inci maddelerde yapılması planlanan değişikliğe karşı yürüdüklerini hatırlatan Şevin, “Çoklu baro veya nispi temsil adı altında baroların ve savunmanın susturulmasını amaçlayan değişikliği kabul etmediler. Buna ilişkin 80 baronun bir deklarasyonu oldu. Yasalaşma süreci devam eden bu düzenlemeye karşı barolar yürüyüşlere başladılar” dedi.
‘Yağmurun altında sabaha kadar beklediler’
Baro başkanlarının Ankara’ya geldiklerinde temsili bir yürüyüş yapacaklarını ancak toplanmayı planladıkları alana gelince yüzlerce polis ve çok sayıda çevik kuvvet aracı ile karşılaştıklarını söyleyen Şevin, “Baro başkanları yağmurun altında sabaha kadar beklemek zorunda kaldı. Yaşı hayli ileri olan baro başkanları vardı. Polis müdahalesinde onlar da şiddete maruz kaldı. Avukatların, baro başkanlarının yanına giderek dayanışması engellendi. Biz daha sonra baro başkanlarımızın yanına gitmek istediğimizi söylediğimizde kesinlikle kabul edilmedi ve alanın dışına çıkmamız istendi. Bir gözaltı kararı yoksa neden bu prosedürün uygulandığını sorduk. Bunu sorduktan sonra itilerek alandan uzaklaştırılmaya çalışıldık” ifadelerini kullandı.
‘Şantiye şeflerinden biri silah çekti’
Saatler geçtikçe ve yağmur hızlanmaya başladıkça polisin şiddeti ve müdahalesinin daha da sertleştiğini kaydeden Şevin, “Polis müdahaleye gerekçe olarak inşaatın şantiyesinin sahibinin istemediğini söyledi. Şantiye şeflerinden birinin avukat arkadaşlarımıza silah çektiğini gördük. Ancak işçilerin yerine yine avukatlar ablukaya alındı” dedi.
‘Yerde tekmelendik, tamamıyla bir nefret söz konusuydu’
Polisin müdahalesinde maruz kaldığı şiddeti anlatan Şevin, şöyle devam etti: “Anayasal hakkımızı kullanmamız ve bunun arkasında durmamız işkence ile karşılık buldu. Bizimle bir hukuk savaşına girdiler. Fakat biz geri durmadık. Biz geri durmadığımız için de polis tarafından işkenceye maruz kaldık. Saatlerce bekledik en son bulunduğumuz yerde bile durmamıza tahammül edemeyen polisler tarafından iyice alanın dışına çıkarılmaya çalışılırken darp edildim. Faşist ve çok sert bir müdahale ile karşı karşıya kaldık. Bu müdahalede ben ve dört ÖHD’li arkadaşım yerlerde tekmelendik. Zar zor kalkabildik. Sonrasında bizi ablukanın dışında bir yere kadar ittiler. Baro başkanları ile aramıza gözaltı aracı getirdiler. O saatten sonra baro başkanlarımızın yanına gidemedik. İhtiyaçlarını karşılayamadık. Diyalog kurmak gibi bir imkanımız bile olmadı. Tamamıyla bir nefret söz konusuydu. Hukukun temsili olan baro başkanlarına ve avukatlara yönelik müdahale bize faşizmin boyutunu gösteriyor. Bu durum neden barolara müdahale edilmek istendiğini bir kez daha göstermektedir.”
‘Savunma erkinin tamamen devre dışı bırakılması amaçlanıyor’
Şevin, yapılması planlanan değişiklikle baroların, avukatların ve savunmanın susturulmak istendiğine dikkat çekerek, “Buna karşı durduğumuzda müdahale ve polis saldırısına maruz kalıyoruz. Avukatların susturulması sadece avukatların değil toplumun susturulması anlamına geliyor. Toplumun ses çıkaramaz hale gelmesi planlanıyor. Yargı organında savunma erkinin tamamıyla devre dışı bırakılması planlanıyor. Hükümet diyor ki ‘Biz savunmayı susturamıyoruz en azından bu değişiklikle susturalım’. Kendi tekellerine aldıkları bir hukuk yaratmak istiyorlar” diye konuştu.
Şevin, maruz kaldıkları şiddete karşı suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.