Avukatlardan CPT’ye yeni başvuru: İmralı ivedilikle ziyaret edilmeli

  • 10:00 28 Mart 2025
  • Güncel
Rozerin Gültekin 
 
İSTANBUL - Asrın Hukuk Bürosu, müvekkilleri Abdullah Öcalan ve diğer 3 tutsak için CPT’ye yeni bir başvuruda bulundu. Başvuruda, İmralı cezaevinin ivedilikle ad-hoc ziyaret edilmesi, sistematik olarak verilen disiplin cezalarına ve avukat yasaklamalarına son verilmesi için gerekli tüm girişimlerde bulunması ve 22 Eylül 2022 tarihli ziyarete dair raporun paylaşılması talebinde bulunuldu.
 
Asrın Hukuk Bürosu, İmralı Adası’nda tecrit altında tutulan müvekkilleri PKK Lideri Abdullah Öcalan ve diğer üç tutsak Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş için Avrupa İşkencenin Önlemesi Komitesi’ne (CPT) yeni bir başvuru yaptı. 2024 yılının Aralık ve 2025 yılının Ocak, Şubat, Mart aylarını kapsayan gelişmelere yer verildi.
 
52 başvuru cevapsız
 
Söz konusu başvuruda 4 aylık dönemde Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na ve İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğüne ayrı ayrı 35 kez avukat görüş başvurusu, 17 kez aile ve vasi görüş başvurusu olmak üzere toplam 52 başvuru yaptığını ancak başvuruların tamamının, cevapsız bırakıldığını aktardı. Başvuruda Abdullah Öcalan ile son 14 yıl içinde yalnızca 5 avukat görüşü gerçekleştirildiği 2014 yılından bu yana da yalnızca 6 aile görüşü gerçekleştirebildiği ifade edildi.  44 ay süren mutlak iletişimsizlik halinden sonra 23 Ekim 2024 tarihinde Adalet Bakanlığı’nın izni üzerine Abdullah Öcalan’ın yeğeni Ömer Öcalan ile aile görüşü gerçekleştirdiğini ancak o tarihten bu yana herhangi bir aile veya vasi görüşüne izin verilmediğine dikkat çekildi. Diğer üç tutsağın ise İmralı’ya götürüldükleri 2015 yılının Mart ayından bu yana tek bir avukat görüşü dahi gerçekleştiremediğini 10 yıllık süre içerisinde Ömer Hayri Konar’ın ve Veysi Aktaş’ın 3 aile görüşü Hamili Yıldırım’ın ise yalnızca 2 aile görüşü gerçekleştirebildiği belirtildi.
 
İletişim ihlalleri
 
Rapor döneminde Abdullah Öcalan ve diğer üç tutsağa 26 Aralık 2024 tarihinde ayrı ayrı, 8 Ocak 2025 tarihinde Hamili Yıldırım’a ve 4 Mart 2025 tarihinde Veysi Aktaş’a gönderilen 6 adet mektubun akıbetinin bilinmediği bilgisi başvuruda paylaşıldı. Aynı şekilde, tutsaklar tarafından gönderilen mektupların kendilerine ulaşmadığı belirten avukatlar, aynı şekilde telefon görüş haklarına dair de bir gelişmenin yaşanmadığını kaydetti.
 
24 ‘disiplin cezası’
 
Başvuruda, aile ve vasi görüşmelerinin Eylül 2018 tarihinden bu yana, üç ayda bir yinelenmek üzere en az 24 “disiplin cezası” gerekçe gösterilerek sistematik bir şekilde engellendiğini aktaran avukatlar, “16 Ekim 2024 tarihinde verilen, avukatlardan gizli olarak yürütülen, talep edilmesine rağmen dosya örneği bizimle paylaşılmayan ve yasalara aykırı bir şekilde keyfi olarak 5 Kasım 2024’te kesinleştirilen 3 aylık disiplin cezası, bu raporumuzun kapsadığı dönemde infaz edilmiştir. Henüz hukuka aykırı 16 Ekim 2024 tarihli 3 aylık disiplin cezası uygulamada iken, İmralı Cezaevi Disiplin Kurulu Başkanlığı tarafından 12 Şubat 2025 tarihinde başvurucular aleyhine yeni bir ‘3 aylık disiplin cezasının’ verildiğini öğrendik. Bu yeni disiplin cezası; 14 Şubat 2025 tarihinde tarafımızca Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına “itiraz ve taleplerimizi içerir” yazılı başvuru yapıldıktan sonra, İnfaz Hakimliğinin talebimize yönelik verdiği 20 Şubat 2025 tarihli ‘ret’ kararı içeriğinden öğrenilmiştir. Söz konusu bu disiplin cezası da öncekiler gibi avukatlardan gizli olarak yürütülmüş, tüm taleplerimize rağmen karar, deliller ve dosya örneği bizlerle paylaşılmamıştır” diyerek keyfi uygulamalar olduğunu ifade etti.
 
12 Kasım 2024’te kesinleştirilen 6 aylık avukat yasaklama kararının, raporun kapsadığı dönemde de uygulanmaya devam ettiğinin altı çizildi.
 
Barışın en önemli adımı: Haklarının sağlanması
 
Başvuruda, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi(DEM PARTİ) milletvekillerinden oluşan heyetin Abdullah Öcalan ile 3 görüşme gerçekleştirdiği ve son görüşme tarihi olan 27 Şubat’tan bu yana bir görüşme gerçekleştirilmediği aktarıldı. Abdullah Öcalan’ın 28 Aralık tarihli görüşmede heyet aracılığıyla gönderdiği mesaja raporda yer verildi. Raporda, 27 Şubat 2025 tarihinde Abdullah Öcalan’ın gerçekleştirdiği “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısına dair bilgilendirme yapan avukatlar, “Sn. Öcalan, Kürt sorununun demokratik, anayasal ve barışçıl çözümünden yana olduğunu bir kez daha ortaya koymuş, soruna dair kapsamlı çözüm önerileri geliştirmiş, barış ve demokrasi çağrısını yapmıştır. İmralı’daki ağır tecrit rejimine rağmen demokratik çözüm ve barış siyasetini yürütmüştür. Sn. Öcalan’ın inşaya davet ettiği barış ve demokrasi çizgisinin yaşamsal kılınmasının en önemli adımı, sağlık ve özgürlük hakkı başta olmak üzere anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan bütün haklarının sağlanması olacaktır. Komitenizin bu konuda gerekli adımları atmasını talep etmekteyiz” dedi.
 
‘Umut hakkı’ kararı uygulanmadığı hatırlatıldı
 
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM), 18 Mart 2014’te Abdullah Öcalan’ın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm edilmesinin, “umut hakkı” ilkesi gereğince verdiği Öcalan(2) nolu kararla Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) aykırı bulduğu kararın hatırlatıldığı raporda, Türkiye tarafından kararın gerekliliklerinin yerine getirilmediği AİHM kararlarını denetlemekle yükümlü organ olan Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin (AKBK), etkili bir denetim süreci işletmediği vurgulandı.
 
Başvuruda, AKBK’nin kararı ilk kez gündemine aldığı 2021 yılı ve 2024 yılındaki toplantısına dair bilgiler paylaşılarak AKBK’nin 2025 yılının Eylül ayına kadar hükümet tarafından somut bir ilerleme sağlanmadığı takdirde, bir ara karar taslağı hazırlaması için sekretaryaya talimat verdiği kaydedildi. Avukatlar, “İmralı’da işkence yasağına aykırı birçok uygulama, AİHM ve AKBK tarafından tespit edilmiştir. Fakat koşullu salıvermeye imkân vermeyen ağırlaştırılmış müebbet hapis rejiminin, AİHM tarafından işkence yasağına aykırı olduğu hükme bağlandığı halde, Türkiye tarafından bu ihlal kararının gerekleri yerine getirilmemiştir. Türkiye Hükümeti’nin gerek AİHM kararının gerekse de AKBK’nin tavsiye ve taleplerinin gereğini yerine getirmesi, aynı zamanda ulusal ve uluslararası hukukun bir gereğidir. Dolayısıyla 26 yılı aşan tutukluluğun sonlandırılarak Sn. Öcalan’ın özgürlüğünün sağlanması hukuki açıdan bir zorunluluktur. Sn. Öcalan’ın umut hakkının tanınması, aynı zamanda da yukarıda dile getirdiğimiz ‘Barış ve Demokratik Toplum’ çağrısının yaşamsal kılınması için en gerekli adım olacaktır” denildi.
 
CPT’nin sorumluluğu
 
İmralı cezaevindeki hukuk dışı keyfi uygulamaların CPT’ye hayati derecede sorumluluk yüklediğinin belirtildiği başvuruda CPT’in 2022 İmralı ziyaretine dair raporun açıklamamasının işkence rejiminin daha da sürdürülmesine yol açabileceğine işaret edildi.
 
Avukatlar, taleplerini şu sözlerle sıraladı:
 
*”İmralı’daki mevcut koşulların 22 Eylül 2022 tarihli son ziyaretinizden bu yana belirsizlik içerisinde devam ettiği ve giderek katılaştığı, 2,5 yılı aşkın gibi bir sürede koşulların yeni bir düzeyde olduğu gerçekliği karşısında, İmralı Hapishanesinin ivedilikle ad-hoc ziyaret edilmesini,
 
*Başvurucuların mevcut tutulma koşullarının insan onuruna uygun hale getirilmesi, avukat ve aile ziyaretleri başta olmak üzere dış dünya ile bağlarını sağlayacak, koruyacak tüm haberleşme haklarının yerine getirilmesi, sistematik olarak verilen disiplin cezalarına ve avukat yasaklamalarına son verilmesi için gerekli tüm girişimlerde bulunmasını,
 
*İşkence, insanlık dışı ve kötü muamele koşullarını ortadan kaldıracak zorlayıcı tedbirin alınmasını, bu anlamda önemle Sözleşme 10/2. Maddesinde düzenlenen prosedürün başlatılmasını ve duyurulmasını, özellikle avukat ve aile ziyaretlerinin en kısa sürede yapılamaması halinde 22 Eylül 2022 tarihli ziyaret esnasında yapılan tespitler başta olmak üzere İmralı olağanüstü tecrit rejimi ile ilgili geçmişten bu yana yapılan genel gözlemlerin kamuoyu ile paylaşılmasını, 22 Eylül 2022 tarihli ziyaret raporunun da prosedür kapsamında açıklamaya eklenmesine karar verilmesini talep ederiz.”