
DEM Parti’den TMMOB’a ziyaret
- 20:49 18 Mart 2025
- Güncel
ANKARA - DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ve beraberindeki heyetin TMMOB ziyaretinde barış ve demokratik bir ülke için ortak mücadelenin önemine vurgu yapılarak, "Eşit, özgür ve demokratik bir ülkeyi hep birlikte kurabiliriz" denildi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ve beraberindeki heyet, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat’ta yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nın” ardından siyasi parti, Sivil Toplum Kuruluşları (STK) ve sendikalara yaptıkları ziyaretler kapsamında Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği (TMMOB) ile bir araya geldi.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları’nın yanı sıra Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Türkdoğan, Riha Milletvekili Mithat Sancar ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) EŞ Genel Başkanı Sultan Özcan’dan oluşan heyet, TMMOB Genel Başkanı Emin Koramaz ve merkezi yönetim ve Bağlı Odaların yönetim kurulu üyeleri karşıladı. Görüşme TMMOB Genel Merkesi’nde gerçekleşti.
‘Barış ancak demokratik koşullarda yaşama geçirilebilir'
Görüşme sonrası açıklama yapan TMMOB Genel Başkanı Emin Koramaz, barış talebinin herkesin ortak talebi olduğuna vurgu yaparak, “Her ortamda dile getirdiğim üzere biz barıştan yana bir örgütlenmeyi esas alıyoruz. Biz halkların kardeşliğinden yana ve sadece bölgemizde değil dünyada da barış isteyen bir örgütlenmeyi esas alıyoruz. Süreci kim başlatırsa başlatsın, süreci başlatanların niyetlerinden, kimliklerinden, kişiliklerinden ve beklentilerinden uzak bir şekilde biz sürece olumlu yaklaşıyoruz ve bu sürecin barıştan yana bir şekilde şekillenmesi için umut ediyoruz. Fakat birtakım endişelerimiz de var ve heyete bunları da belirttik. Kendilerine de belirttiğimiz üzere barış, ancak demokratik koşullarda yaşama geçirilebilir” dedi.
‘Eşit, özgür ve demokratik bir ülkeyi hep birlikte kurabiliriz’
Sürecin Ortadoğu'da yaşanan birtakım gelişmelerle paralel bir şekilde yürütüldüğüne de dikkati çeken Emin Koramaz, “Biz sadece kendimiz için değil tüm dünya halkları için barış istiyoruz. Suriye'de yaşanan o cihatçı yönetimin Suriye halkına karşı Alevilere karşı yürüttükleri saldırıyı ve neredeyse bir soykırıma varan uygulamaları da şiddetle kınıyoruz. Bu sürecin de takipçisi olacağımızı belirttik. Endişemiz şudur barış mutlaka sağlanmalı ama bu süreç Türkiye'de demokrasinin gelişmesi önünde en büyük engel olan mevcut rejimin, ki bu rejim tamamen kontrol altına almış Meclis’i etkisiz kılan ve eleştiren bir rejimdir. Söz söyleyen herkesi susturan ki bizim yöneticilerimiz biliyorsunuz bin 58 gündür anayasal görevlerini yerine getirdikleri için Gezi'de yapılaşmaya, Taksim'in imara açılmasına karşı çıktıkları için bin 58 gündür haksız hukuksuz bir şekilde hapishanelerde tutuluyor. Yine birçok gazeteci, milletvekili, siyasi de aynı durumda ve umarız bu süreç demokratik bir ülkeye vesile olur. Barış ve demokrasiyi birlikte getirebiliriz, eşit, özgür, bağımsız ve demokratik bir ülkeyi hep birlikte kurabiliriz” ifadelerini kullandı.
‘Barış ve demokratik toplumu inşa etme kaygımız kesinlikle ortaktır’
Ardından söz alan Tülay Htimoğulları ise TMMOB yöneticilerini "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı" hakkında bilgilendirdiklerini, beraber değerlendirme yaptıklarını ve kaygılarını dinlediklerini aktararak, “Barış ve demokratik toplumu inşa etme kaygımız kesinlikle ortaktır. Türkiye'nin bugüne kadar antidemokratik bir biçimde yönetilmiş olması, yargının anti demokratik uygulamalar için bir sopa olarak kullanılması hiçbirimiz tarafından asla kabul edilemez. Bugün bizler bu toplantıyı gerçekleştirirken, Sayın Ekrem İmamoğlu'nun diplomasının İptal edildiğini duyduk. Bu yargı eliyle ve üniversite yönetimlerine uygulanan baskı eliyle işlenen bir darbedir. Bunu kabul etmek mümkün değildir! Bu uygulamanın demokratikleşme ile bağdaşan hiçbir yanı yoktur” diye belirtti.
‘Kürt sorununun demokratik ve barışçıl bir zeminde çözülmesine çok ihtiyacımız var’
TMMOB’un demokrasi ve barış mücadelesini en güçlü şekilde veren kurumlardan biri olduğunu söyleyen Tülay Hatimoğulları, şöyle devam etti: “10 Ekim'de Barış Mitingi barışı amaçlamıştı ama barışı kana buladı. Ben burada, TMMOB’nin çatısı altında, yitirdiğimiz bütün barış güvercinlerimizi bir kez daha saygıyla anıyorum. Bizim coğrafyamızda, Türkiye'de Kürt sorununun demokratik ve barışçıl bir zeminde çözülmesine çok ihtiyacımız var. Ortadoğu'da her yerin kan gölüne döndüğü ve emperyalist güçlerin dünya düzenini yeniden şekillendirdiği yine bizlerin burada kanına, canına, evine ve yurduna mal olan ağır bedeller ödediğimiz bir coğrafyanın çocukları, siyasetçileri ve mücadelecileri olarak barış çağrımızı hem Türkiye için hem de Ortadoğu için hep birlikte bir kez daha yapıyoruz. Bugün yaşanan anti demokratik uygulamaların içinde başta meslek odaları olmak üzere; Bütün demokratik kitle örgütlerinin kendi alanlarının sınırlandırıldığından ve bunların yasayla ya da fiili olarak sınırlandırdıklarının farkındayız. Bugün TMMOB’ye bağlı odalar ve meslek odaları yapı denetiminde daha aktif çalışma yürütebilmenin olanaklarını bulsaydı biz 6 Şubat depremini yaşamayacak ve 10 binlerce canımızı kaybetmeyecektik.”
‘ÇAğrı mücadelenin önünü açacak'
Abdullah Öcalan'ın yaptığı çağrının demokrasi güçleri ve emek meslek örgütlerinin örgütlenmesi açısından da önemli fırsatlar doğuracağına inandıklarına işaret eden Tülay Hatimoğulları, “Bu çağrı, kadın hareketinin önünün daha güçlü açılacağına inanıyoruz. Çünkü silahların sustuğu bir yerde, demokratik siyaset daha güçlü konuşulacaktır. Demokratik siyaset, demokratik toplumu daha güçlü bir biçimde inşa edecektir. Bizler bu çağrıyı bu şekilde ele alıyoruz ve bütün Türkiye'deki demokrasi güçlerince bu çağrının barış ve demokratik toplum zemininde sahiplenilmesinin çok önemli olduğunu vurguluyoruz. Barışa en çok ihtiyaç duyanlar, barışı en çok dillendirmesi gerekenlerdir. Yine barış mücadelesini en çok yürütmesi gerekenlerdir. Bu anlamıyla değerli oda başkanlarıyla çok kıymetli görüşme ve değerlendirmeler yaptık, ben bir kez daha hepinizin huzurunda kendilerine çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Görüşme yaklaşık iki saat sürdü.