Hezex’te Newroz coşkusu: Özgürlük ve barış için buluşma
- 14:42 17 Mart 2025
- Güncel
ŞIRNEX - Hezex’teki Newroz kutlaması, yüzlerce kişinin katılımıyla coşkulu şekilde sürerken, alandan, Kobanê’ye yönelik saldırıyı kınayan mesajlar verildi.
Tevgera Jinên Azad (TJA) öncülüğünde "Özgürlük İçin Demokratik Toplum / Rêbertiya Azad Civaka Demokratîk" şiarıyla Şirnex’in Hezex (İdil) ilçesinde Newroz kutlaması gerçekleştirildi. Sabahın erken saatlerinde ulusal kıyafetleriyle alana gelen yüzlerce kişi, Newroz coşkusunu halaylarla ve sloganlarla karşıladı. Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, DEM Parti Sözcüsü ve Şirnex Milletvekili Ayşegül Doğan, Mêrdîn Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Devrim Demir, DBP ve DEM Parti il-ilçe örgütleri de kutlamalara katıldı.
Meydanı dolduran kitle, "Barışa Selam", "Newroz Özgürlüktür" pankartları açarken, gençler ve kadınlar halaylarla, zılgıtlarla ve "Bijî Serok Apo", "Newroz Pîroz Be" sloganlarıyla kutlamaya renk kattı.
Newroz kutlaması, bir dakikalık saygı duruşu ile başladı ve ardından sahneye çıkan Barış Anneleri, özgürlüğün simgesi olarak güvercinler uçurdu.
Ardından anneler adına Barış Annesi Ayşe Hezer konuştu. Konuşmasına cezaevlerinde verilen mücadeleyi selamlayarak başlayan Ayşe Hezer, "Kürt halkının Newrozu’nu kutluyorum. Sayın Abdullah Öcalan’ın tarihi çağrısı, bizlere özgürlüğü ve barışı getirecek. Kimsenin bundan şüphesi olmasın” dedi.
'Adım atma sırası devlette'
Yerine kayyım atanan Mêrdîn Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Devrim Demir, Abdullah Öcalan'ın yaptığı tarihi çağrı ile birlikte, kadınların vereceği mücadelenin başarıya ulaşacağını ifade etti. Devrim Demir, "Bakur’dan Başûr’a, Başûr’dan Rojhilat’a, bütün Kürdistan halkının Newroz’u kutlu olsun. Kawaların Dehaklara karşı yaktığı Newroz ateşi bugün barış ve özgürlük için harlıyor. Newroz bizler için özgürlüktür, barıştır, direniştir. Değerli halkımız, tarihte nasıl Kawalar Dehaklara karşı direnmişse, bizler de bugün Dehaklara karşı direniyoruz. Yüzyıllardır Kürtlere, gençlere ve kadınlara karşı özel bir savaş politikası yürütülüyor. Özel savaşın her türlüsünü geliştirerek Kürtleri imha etmek ve yok etmek istediler. Ancak nasıl ki bu politikalara karşı Rahşanlar, Zekiyeler direnmişse, bizler de onlardan miras aldığımız direnişle mücadele ediyoruz.
Bugün 'Jin, Jiyan, Azadî' felsefesi bütün dünya kadın mücadelesine ilham olmuştur. Bir kez daha Kürtler, bütün dünyanın konuştuğu halklar oldu. Tam bu esnada tarihi bir çağrı yapıldı. Biz TJA olarak, Sayın Abdullah Öcalan'ın yaptığı barış ve demokratik çözüm çağrısının arkasındayız. Bu çağrı, bütün halkların ortak yaşayabileceği bir çağrı; bu çağrı, bütün renklerin birlikte yaşayabileceği bir çağrı.
Soykırım politikalarının son bulması, Kürtlere yönelik imha ve inkâr politikalarının sona ermesi için biz kadınlar bu çağrıyı destekliyoruz. ‘Sosyalizmin inşası özgür kadınla mümkündür’ diyen Sayın Abdullah Öcalan’ın çağrısının, bu toplumda kendini sorumlu gören herkes tarafından sahiplenilmesi gerekiyor. Biz buradan tüm devlet yetkililerine ve çözümün muhataplarına sesleniyoruz: Muhatap gerekeni söyledi, şimdi adım atma sırası sizde! Derhal somut adımlar atın" dedi.
‘Kürt oldukları için katledildiler’
Ardından DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan konuştu. Dün akşam Kobanê'ye yönelik yapılan hava saldırısına tepki gösteren Ayşegül Doğan, bunun kabul edilir olmadığını ifade etti. Ayşegül Doğan, "Newroz bizler için sadece halay çekmek değildir, Newroz bizler için sadece bayram değildir. Newroz bizler için onurlu bir barış arayışıdır, Newroz bizler için onurlu bir çözümdür, Newroz bizler için kendini yenilemektir, yeni bir yaşamdır. Kürt halkı için bir taraftan müjde, bir taraftan da yastır. Bugün de bizler için öyledir.
Dün Halepçe Katliamı'nın yıldönümüydü. 37 yıl geçse de biz Kürtler bu katliamı unutmadık. Bizler unutmadık ve katliamların faillerinden hesap soruyoruz ve unutturmuyoruz. Değerli arkadaşlar, şu anda siz diyorsunuzdur: Neden bir tarafta yas, bir tarafta da bayram var? Dünden beridir üzgünüz. Kobanê için üzgünüz. Kobanê'de bir aile, çocuklarıyla birlikte SİHA'larla katledildi. Kürt oldukları için katledildiler.
Bizler buradan, bu kararlı alandan, bize çok net bir duruşla çözüm haritası gösteren bu alandan diyoruz: Kürt halkı bugün Hezex’ten, Kobanê’den, Hewlêr’e ne istiyor? Kürtler onurlu bir barış istiyor. Bizler bombardımanları kabul etmiyoruz, katledilmeyi kabul etmiyoruz. Bizler diyoruz: İnkârdan vazgeçin, isyanlar da olmasın. Mesajımız da, tavrımız da netti.
‘Sayın Öcalan fiziki özgürlüğüne kavuşmalı’
Kürt halkı, Abdullah Öcalan'ın tarihi çağrısına da değinen Ayşegül Doğan, "Bizler yeni bir yaşam dediğimizde haritamızı da sunuyoruz. Gizli, saklı bir haritamız yok. Bizim bir elimizde gül, bir elimizde bomba yok. Her iki elimiz de barış için açık. Ancak bu ülkenin yetkilileri bilsin ki, barışmak istiyorlarsa inkârdan, katliamdan, imhadan vazgeçsinler. Bizler inkâra, imhaya, katledilmeye artık yeter diyoruz. Ankara bir kez daha sesimizi duysun. Abdullah Öcalan'ın açtığı yol, bütün ezilen halklar içindir, bütün Ortadoğu halkları içindir. Ezilen ve varlık, kimlik mücadelesi veren herkes bilsin ki, bu harita onların da yaşama teminatıdır. Onurluca, eşitçe yaşamak isteyen herkes, Sayın Öcalan'ın çağrısına ses vermelidir. İmralı Cezaevi kapıları açılmalıdır ve Sayın Öcalan fiziki özgürlüğüne kavuşmalıdır. Barış süreci ancak halkla birlikte başlayabilir. O yüzden sizler, verdiğiniz barış emeğinize sahip çıkmadığınız sürece sonuca ulaşamayacak. O yüzden sahiplenin, gür bir sesle sahiplenin ki sesiniz buradan Ankara'ya, İmralı'ya ulaşsın" şeklinde konuştu.
Ayşegül Doğan'ın konuşması sonrası DEM Parti Hezex Gençlik Meclisi sahne de Amed Newrozu’nda katledilen Kemal Korkut'un fotoğrafının olduğu ve "Sen baharın daha açmamış çiçeğisin Kemal" yazısının olduğu pankartı açtı.
‘Botan direnişin sesi oldu’
Ardından DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar konuştu. Kobanê'ye dönük gerçekleştirilen SİHA saldırısının süreci sabote etmeye yönelik olduğunu belirten Çiğdem Kılıçgün Uçar, *"Merhaba direnişçi Botan halkı, her birinizi selam ve sevgi ile selamlıyoruz. Newroz'un ateşi en çok da Botan'da yandı, gürledi, yükseldi. Hiç kimsenin sesinin çıkmadığı yerde Botan, her yerde direnişin sesi oldu, her yerde direnişin sözü oldu.
Kürt halkının mücadelesinin her zorlu döneminde Newroz'u direnişi büyütmenin aracı olarak gördük. Mazlum Doğan, cezaevlerindeki zulme ve Kürt inkârına karşı, Kürt halkına ve mücadelesine olan inancıyla direndi. Rahşan, Kürt halkının inkârına karşı Newroz oldu. Bu ateş mücadelemizde yanmaya devam ediyor. Değerli halkımız, bu sabah buraya gelirken Kobanê'de bir SİHA saldırısıyla aynı aileden 9 kişi katledildi. SİHA’larla katledildiler. Bunu kabul etmediğimizi her yerde söylemeye devam edeceğiz.
27 Şubat'ta, bütün dünyanın kulak kesildiği, böylesine büyük bir çağrı yapılırken, çözüme ve ortak yaşama dair, iktidarın içindeki kliklerin açıklama yapması gerekiyor. Bu bombalı saldırıyı kimler gerçekleştirdi ve bu çağrı karşısında siz nerede duruyorsunuz? Kürt halkının mücadelesinin nerede durduğunu söylemeye gerek yok. 27 Şubat'ta, Sayın Abdullah Öcalan çağrı yaptığında, o çağrıyı karşılayan, o çağrıyı kucaklayan milyonlarca Kürt halkı dimdik ayaktaydı. Savaş politikalarınız yüzyıl sürdü, kullanmadığınız yöntem ve araç kalmadı. Şimdi de SİHA'yı mı yöntem olarak kullanıyorsunuz?
Katledilen Kürt halkının, Kobanê'de katledilen 9 Kürt’ün failleri açığa çıkarılmalı ve bu kadar tarihi bir süreçte bu saldırıyı gerçekleştirenlerden hesap sorulmalıdır. Çatışmasızlık kararı alınmışken, Türkiye'den yönlendirilen tüm saldırılar savaş suçudur. Gazeteciler savaş tehdidi altında. Kürt halkı tehdit altında. Ama bu tehdit, Kürt halkının direnişinden hiçbir şekilde taviz verdirmedi. Bugün kutladığımız Newroz ve yarın kutlayacağımız Newroz’lar, bu ülkede demokratik ve adil bir yaşamın gerçekleşmesi içindir" dedi.
Tarihi çağrı vurgusu
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın yaptığı tarihi çağrının, bütün halklara özgürlük ve eşitlik vadettiğini ve halkların birlikte yaşama teminatı olduğunu vurgulayan Çiğdem Kılıçgün Uçar, "27 Şubat çağrısı Ortadoğu'ya, Türkiye'ye, dört parça Kürdistan'a ve dünyaya nasıl bir yaşamın, nasıl bir geleceğin yol haritasını sunuyor. Mevcut iktidar, bu süreç boyunca sadece ve sadece Kürt analarına baksa, sadece ve sadece Kürt halkına baksa, ne yapması gerektiğini görür. Sayın Abdullah Öcalan'ın yaptığı çağrı buna dönüktür. Ve istiyoruz ki, başta Meclis’teki siyasi partiler olmak üzere, Türkiye halkları ve Türkiye'deki demokrasi güçleri yüzünü bu çağrıya dönsün.
Çok kritik bir aşamadayız. Ya onurlu bir barış, ya özgür bir gelecek, ya ortak bir yaşam iradesi ya da yüzyıldır Türkiye'ye reva görülen inkârın devamı… Bu sorunun çözümünde, irade olarak Sayın Abdullah Öcalan ile görüşüldü. Asimilasyon artık Kürdistan'da geçerli değildir. Newroz alanlarını dolduran halkımız diyor ki: 'Ben Kürdüm, Newroz benim bayramım, Kürdistan benim coğrafyam ve ben burada özgür yaşayacağım, hep birlikte yaşayacağız.'
Ulus-devletler, yüzyıl boyunca bütün şiddet politikalarını uyguladı. Kadınların, Kürt halkının ve emekçilerin üzerine sağanak gibi yağdı. O yüzden Sayın Öcalan'ın 27 Şubat çağrısı, bu şiddet sarmalına karşı ortak yaşam, özgürlük ve eşitlik çağrısıdır. Şimdi bu çatıyı kurma ve sahiplenme zamanıdır. En çok da size söylüyorum: Var mısınız, Newrozları özgürlük Newroz’u yapmaya? Var mısınız, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ı özgürleştirmeye?" diye sordu.
‘Sayın Öcalan bir yol haritası sundu’
Sürecin başarıya ulaşması için, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlük koşullarının sağlanması gerektiğini belirten Çiğdem Kılıçgün Uçar, "Sayın Öcalan, Ortadoğu’da ve dünyada bize dayatılan savaşa karşı, İmralı Cezaevi’nde tecrit koşullarında olmasına rağmen bir yol haritası sundu. Çözümün, ortak yaşamın haritasını sunuyor. Bu çözüm yolu ve haritası, Kürt halkı ile Türkiye halkları buluştuğunda, halkımızı artık kimse durduramaz. Bu Newroz, demokrasi ve özgür bir yaşamın müjdecisidir. O yüzden Kürdistan’da özgür ve eşit bir yaşamı inşa etmek ve bundan hiç vazgeçmeyen onurlu halkımızın diğer halklarla bir araya gelmesi, en güçlü ses olacaktır. Sayın Öcalan diyor ki: Yaşam olacaksa özgür olmalıdır, siyaset olacaksa demokratik olmalıdır, toplum özgür olacaksa önce kadınlar özgür olmalıdır. Bunca yaşanana rağmen çözüm reçetesi sunan Sayın Öcalan’ın hâlâ İmralı’da tecrit altında tutulmasını kabul etmiyoruz.
Bu tarihi süreçte Sayın Öcalan özgür olmalıdır. Kaçırılan bütün fırsatlar, bu ülkeye ödetilen bütün bedeller artık son noktaya ulaşmıştır. Kürt halkı, demokratik, adil ve eşit bir yaşam konusunda nerede durduğunu net bir şekilde ifade etti. DBP ve DEM Parti de nerede durduğunu ifade etti. Sıra, bu süreçte taraf olan iktidarda. Sessizliğinizle Kürt halkını bu süreçten vazgeçiremezsiniz, sabotajlarınızla Kürt halkını bu süreçten vazgeçiremezsiniz. Bize soruyorlar: 'Siz neye güveniyorsunuz?' Bizler de diyoruz ki: Önce Sayın Öcalan’a, sonra Kürt halkına güveniyoruz. Çünkü bizler hiç vazgeçmedik. Sorunun çözümünde esas muhatap olan Sayın Öcalan için özgür koşullar oluşturulmalıdır ve artık savaşı, katliamları değil, barışı konuşmalıyız.
Önce Sayın Öcalan özgür olmalıdır. Kadınların, emekçilerin ve işçilerin mücadelesinin tek talebi, ortak yaşam talebidir. Hepimiz bu yaşamı birlikte kuracağız. Bizler halkımızla birlikte büyük barışı konuşuyoruz. Ancak onlar burada gençlerin ne giydiğini sorun ediyor. İşte halkımız ile aramızdaki fark budur. Şu anda tarihi ve kritik mesele budur. Ancak onların sorun ettiği şey, gençlerin taktığı kemer, giydiği ayakkabıdır. Bu ülkede, Kürdistan’da hep birlikte yaşayacağız" dedi.
Konuşmaların ardından kadınlar, Newroz ateşini yaktı. Newroz kutlamasında sanatçı Mizgin Turan sahneye çıktı.
Newroz kutlaması, çekilen halay ve atılan sloganlarla sona erdi.