
8 Mart’ı direnişle karşılıyorlar: Çığlıklarınızı atın, susmayın
- 09:14 7 Mart 2025
- Güncel
Neslihan Kardaş-Memihan Zeydan
WAN – Wan sokaklarında kadınlar, 8 Mart’a doğru seslerini yükseltiyor! Şiddete, emek sömürüsüne ve toplumsal baskılara karşı mücadele eden kadınlar, dayanışmayı büyütmeye devam ediyor. "Çığlıklarınızı atın, susmayın, bastırılmayın!" diyen kadınlar, haklarını savunmaktan vazgeçmeyeceklerini vurguluyor.
Kürdistan ve Türkiye’de kadınlar, bir 8 Mart’ı daha şiddet, emek sömürüsü, kadın cinayetleri ve toplumsal baskılarla karşılıyor. Ancak tüm bunlara karşı yıllardır süregelen bir mücadeleleri de var. Kadınlar, yalnızca fiziksel şiddetle değil, aynı zamanda ekonomik sömürü, eşitsizlik, hukuki adaletsizlik ve toplumsal cinsiyet rolleriyle de mücadele ediyor. Evde, iş yerinde, sokakta ve kamusal alanlarda var olma mücadelesi veren kadınlar, hayatın her alanında erkek egemen sisteme karşı direniyor. Tüm bu zorluklara rağmen, haklarını savunmaktan ve dayanışmayı büyütmekten vazgeçmiyorlar. 8 Mart, bu mücadelenin bir sembolü olarak kadınların seslerini duyurduğu, haklarını hatırlattığı ve eşitlik için bir kez daha haykırdığı bir gün olarak karşılanıyor.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü'ne doğru giderken, Wan’daki kadınlara bu günün onlar için ne anlam ifade ettiğini ve önemini sorduk.
‘Bir 8 Mart’ı daha kadına şiddetle karşılıyoruz’
Kadına yönelik şiddetin artık son bulması gerektiğini ifade eden Kıymet Güven, “8 Mart benim için önemli bir gün. Artık kadınlara şiddet uygulanmasını istemiyorum. Her zaman kadınlar yadırganıyor ama biraz da kendilerine baksınlar. Bir 8 Mart’ı daha kadına yönelik şiddetle karşılıyoruz” dedi.
‘Emeklerimizin karşılığını alamıyoruz’
Wan’ın Xaçort (Hacıbekir) Mahallesi’nde yaklaşık dört yıldır terzilik yapan Meryem de, “Hasta olduğum halde, mecbur olduğum için bu soğukta gelip burada çalışıyorum. Yaptığım işte çok emek veriyor, büyük zahmet çekiyorum. Ancak emeklerimizin karşılığını alamıyoruz” diye konuştu.
‘Tüm kadınlara güzel yarınlar diliyorum’
Mikrofonumuza konuşan kuaför Ayşe Demir, kadınların şiddetin birçok boyutuna maruz kaldığını belirtti. Erkek egemenliği altında bir kadın olarak yaşamanın çok zor olduğunun altını çizen Ayşe Demir, “Kendi ayaklarımızın üzerinde durmaya çalışıyoruz. Evde ayrı, iş yerinde ayrı çalışıyorum. Burada birçok kadınla sohbet etme şansım oluyor. Gerçekten çok zor şartlar altında yaşayan kadınlar var. Ekonomik olarak o kadar zor durumdalar ki, burada bir işlem yaptıramıyorlar. Bir kadın olarak yaşamak gerçekten çok zor. İşten saat 17.00’de çıkıyorum. Birileri bana zarar vermeden hemen evime gitmeye çalışıyorum. Eve gidince de her şey daha zor. Bu kadar zor olmasa çalışmayı tercih etmezdim.
Bütün kadınlara çalışmayı ve okumayı tavsiye ediyorum. Okuyup kendi hayatlarını kurtarsınlar. Tüm kadınlara güzel yarınlar diliyorum. Kadınlar yalnız bırakıldıkları için kimisi sessizce ölüp gidiyor. 8 Mart alanlarında kadınların bir araya gelip sesini yükseltmesinin en büyük nedeni yaşadıkları çaresizlik. Çünkü çaresiz olmayan kimse sesini duyurmaya çalışmaz. Ben de kendimi çaresiz hissettiğimde, artık bağırıp sesimi duyurmak istiyorum. ‘Ben buradayım, beni görün!’ demek istiyorum” şeklinde konuştu.
‘Susmayın, bastırılmayın, kendinizi ifade edin’
8 Mart’ın kendisi için bir çığlığı ifade ettiğini söyleyen Ayşe Demir, tüm kadınlara şu mesajı verdi: “Çığlıklarınızı atın, susmayın, bastırılmayın, kendinizi ifade edin. Ne olursa olsun hakkınızı arayın. İllaki bir yerde bir şeyler olacaktır. Yeter ki susmayalım.”
‘Her alanın bizim için güvenli olması lazım’
Mikrofon uzattığımız Gülşah Ertaş ise, her günün 8 Mart olması gerektiğini vurgulayarak, “Kadınlar her zaman kutsaldır. Kadınların sadece bir gün değil, her gün değeri bilinmeli. Kadınların özgür ve rahat bir yaşam sürdürmeleri lazım. Gündüz rahat olup, akşam korkmamalılar. Her alanın bizim için güvenli olması lazım. Erkeklerle kıyasladığımızda, onları doğuranlar da yine kadınlardır. Bu sebepten haklarımızı daha çok savunmamız gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
‘Şiddetin olmadığı bir dünya diliyorum’
Son olarak konuşan Zelal Bahadır ise, “Kadınlar bu dünya üzerinde bir nimet ama kıymetleri bilinmiyor. Kadın cinayetlerinin ve kadına yönelik şiddetin olmadığı bir dünya diliyorum. Kadınların sokağa çıkıp haykırması, kendi haklarını savunması hor görülmemeli” dedi.