Çözüm için ‘Abdullah Öcalan özgür olmalı' diyorlar
- 09:04 3 Şubat 2025
- Güncel
Nazlıcan Nujin Yıldız
İZMİR – PKK Lideri Abdullah Öcalan ve DEM Parti İmralı Heyeti arasındaki görüşmelere ve sürece dair düşüncelerini paylaşan kadınlar, bu sürecin amacına ulaşabilmesi için Abdullah Öcalan’ın özgür olması ve baskıların son bulması gerektiğini belirtti.
İmralı’da Abdullah Öcalan ile yapılan son görüşmeler, çözüm sürecine dair toplumun gündeminde önemli bir yer tutuyor. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İmralı Heyeti, 28 Aralık’ta İmralı Adası’na giderek PKK Lideri Abdullah Öcalan ile bir görüşme gerçekleştirmişti. Görüşmede Abdullah Öcalan, heyete 7 madde sunarak siyasi partilerin, Figen Yüksekdağ, Leyla Güven ve Selahattin Demirtaş’ın da ziyaret edilmesini ve fikirlerinin alınmasını istemişti. PKK Lideri Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmenin ardından heyet, çeşitli siyasi çevrelerle görüşmelere başladı. Abdullah Öcalan, sunduğu 7 maddede yine demokratikleşme mesajı vererek Kürt sorununun çözümünün, Türkiye’nin demokratikleşmesi yolundan geçtiğini hatırlattı.
İlk görüşmenin ardından siyasetçiler ve siyasi partilerle temaslarını sürdüren heyet, İmralı Adası’na ikinci bir ziyarette daha bulundu. Bu ziyaretin ardından ajansımızın, DEM Parti İmralı Heyeti’nin ziyaretine ilişkin ulaştığı detaylara göre Abdullah Öcalan, Ömer Öcalan aracılığıyla ilettiği “tecrit devam ediyor” mesajını yeniden hatırlattı ve kalıcı çözüm için “Önemli olan nerede olduğum değil, koşulların süreci ilerletmeye uygun olması gerekir” dediği belirtildi. Ayrıca Abdullah Öcalan’ın her koşulda çözüm gücü ve iradesi olacağını bir kez daha ifade ettiği aktarıldı.
Sürece ilişkin düşüncelerini sormak için ziyaret ettiğimiz İzmir’in Konak ilçesinde bulunan Çimentepe Mahallesi’ndeki kadınlar, bu sürecin gündemlerinde olduğunu dile getirdi.
Toplumun gündeminde ‘barış’ var
Kadınlar, çözümden ve barıştan yana olduklarını ifade ederek barışı en çok Kürtlerin istediğini ve bu zamana kadar da her şeye rağmen barış için adım atan tarafın Kürtler olduğunu söyledi. Kadınlar, Abdullah Öcalan’dan kısıtlı da olsa haber alabildikleri için heyecanlı olduklarını ancak bu sürecin amacına ulaşması için Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması gerektiğini vurguladı.
Bir yandan barış deniliyor, bir yandan baskılar sürüyor
Mikrofon uzattığımız birçok kadın, devam eden baskılar nedeniyle konuşmak istemediğini belirtti. Devlet şiddetinden çekindiklerini ve henüz bir barış sürecinden bahsedilemeyeceğini dile getiren kadınlar, toplumun bu ihtimale inanabilmesi için devletin baskılarının son bulması gerektiğini ifade etti. Konuşan kadınlar ise Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılara dikkat çekerek bu saldırıların durdurulmasını ve çözümün Abdullah Öcalan’ın sunduğu perspektifle gerçekleşebileceğini söyledi.
‘Bu topraklar barışın gelmesini bekliyor’
Zozan Emen, barışın en büyük arzularından biri olduğunu belirterek, bu toprakların barışı dört gözle beklediğini dile getirdi. Barışın samimi bir şekilde gerçekleşmesi gerektiğini vurgulayan Zozan Emen, “Bir taraftan barış deniliyor, diğer taraftan belediyelerimize kayyım atanıyor. Rojava’da her gün silahlar, uçaklar çocuklarımızı öldürüyor. Bu zulümdür, biz buna artık ‘yeter’ diyoruz. Eğer gerçek bir barış olacaksa bunların durdurulması lazım ki biz de inanabilelim. Böyle bir süreçte bir çocuk bile buna inanmaz. Barış için adım atsalar ilk olarak belediyelerimize kayyım atanmazdı” dedi.
Abdullah Öcalan özgür olmalı
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın barış konusundaki söylemlerinin ve çalışmalarının önemine dikkat çeken Zozan Emen, “Onun söylediklerini uygulasalardı süreç daha da hızlanırdı” diyerek Abdullah Öcalan’ın bu süreçte özgür olması gerektiğini vurguladı. Zozan Emen, “Öcalan’ın serbest bırakılması lazım. Özgür olmadan barış olmaz. Önce onu serbest bıraksınlar ki biz de inanalım. Biz bir adım atıyoruz, onlar hep geri adım atıyor. Bu süreç böyle yürümez, inandırıcı gelmiyor” ifadelerini kullandı.
‘Rojava’ya olan saldırılar durdurulmalı’
Barıştan yana olduklarını ve artık barışın gelmesini istediklerini dile getiren Leyla Ürün, “Barış istiyoruz ama Kürtlerin de haklarını aldığı bir barış istiyoruz. Kürtlerin haklarının teslim edilmediği bir barış istemiyoruz. Kürtleri katledip kendi kendilerine ‘barış oldu’ derlerse, biz o barışa ‘barış’ demeyiz. Devlet barıştan söz ediyor ama Tişrîn Barajı’na saldırıyor. Bu nasıl bir barıştır? Barış böyle bir şey değil. Orada kaç kişi katledildi, kaç kişi yaralandı? Dünya, Rojava’da katledilenlere neden sessiz kalıyor? Öncelikle Kürtlerin hakları verilmeli, Rojava’ya yönelik saldırılar durdurulmalı. Türklerin hakları olduğu kadar Kürtlerin de hakları var” diye konuştu.
Abdullah Öcalan’ın sesini duymak istiyorlar
Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılara tepki gösteren Leyla Ürün, “Diyorlar ki Rojava halkı silah bıraksın, barış öyle gelsin. 40 yıldır bir savaş var. Rojava halkı kendi özerkliğini kazanmış. Kürtler böyle bir barış için silahlarını bırakmaz. Kürtler, haklarını alana kadar mücadele edecek. Biz şu anda Abdullah Öcalan’ın tam olarak ne söylediğini de bilmiyoruz. Abdullah Öcalan’ın sesini kulaklarımızla duymadan bir şey diyemeyiz” ifadelerini kullandı.
‘İkiyüzlülükle barış olur mu?’
Barış istediklerini ve artık kan dökülmesini istemediklerini dile getiren Narenciye Acar, Kürtlerin barış için adım attığını ancak devletin de bu adıma karşılık vermesi gerektiğini söyledi. Narenciye Acar, “Şu an ortada bir barış yok” diyerek Rojava’ya yönelik saldırılara tepki gösterdi. Eşitliğin olduğu bir barış istediklerini belirten Narenciye Acar, bu süreçte PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün önemli olduğunu vurgulayarak, “İkiyüzlülükle barış olur mu? İki, üç devlet kendi arasında bir şeyler yapıyor, biz buna nasıl inanalım?” diye sordu.
‘Eşitliğin olduğu bir barış istiyoruz’
Barış ve özgürlük istediklerini dile getiren Naile Acar ise, “Bu baskılar artık son bulsun. Daha ne kadar anneler ağlayacak? Eşitliğin olduğu bir barış istiyoruz. Hepimiz birbirimizin kardeşiyiz. Katliamlar, tutuklamalar artık yeter. Nereye kadar böyle devam edecek? Biz artık iki ekmek bile alamıyoruz eve. Çocuklarımız aç. Yeter artık” diyerek ülkede yaşanan sorunların ancak barış ile çözülebileceğini ifade etti.