EGEÇEP 17. Bileşenler Kurultayı’nın sonucu açıklandı

  • 15:16 31 Mart 2023
  • Ekoloji
 
İZMİR - EGEÇEP 17. Bileşenler Kurultayı Sonuç Bildirgesi’nde Ege’deki ekolojik yıkımlara değinilerek Doğu Akdeniz’deki petrol ve doğalgaz arama girişimlerine karşı başlattıkları “Kazma Bırak” kampanyasında Yunanistan ve Kıbrıs ile ortak mücadelenin geliştirileceği vurgulandı. 
 
"Ekokırım suçtur; doğa affetmez” sloganıyla, 4 Mart 2023 tarihinde toplanan Ege Çevre Platformu (EGEÇEP) 17.  Bileşenler Kurultayı Sonuç Bildirgesi Mimarlar Odası’nda basın toplantısıyla duyuruldu. Basın metni ve bildirgeyi EGEÇEP Yürütme Kurulu Üyeleri Nihal Sarıpınar ve İlker Ağın okudu.
 
Sanayileşme ve kentleşmenin ekolojik yıkımlara, bitki ve hayvan türlerinin varlığını ve yaşamlarını tehdit eder duruma geldiği ifade edilen bildirgede  AKP-MHP iktidarının ekonomik krizden çıkış yolu olarak ekolojik yıkım projeler ortaya çıkardığı belirtildi. Hidroelektrik Santralleri, Jeotermal Elektrik santralleri, termik santrallerin verdiği zararlara değinilen bildirgede Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) gerekli değildir kararlarının ekolojik tahribatın önünü açtığı da belirtildi.
 
Bildirgede şunlar belirtildi:
 
" * Harmandalı özelinde somutlaşan vahşi çöp depolanmasına son verilmesi, çöp yakılmalarına son verilmesi ve Harmandalı çöplüğünün bir an önce kapatılması, çöplerin geri kazanılması ve kompost üretilmesi, ülkemizin çöplüğe dönüşmesine neden olan çöp ithalatının durdurulması için mücadele edilecektir.
 
* Depremden sonra bölgede enkaz ve moloz yığınlarını kaldırma işlemleri plansız bir şekilde yapılmaktadır. Enkaz kaldırma işlemleri ve inşaatlar durdurulmalı, halk sağlığı ve ekolojik yıkım gözetilerek ekolojiye uygun kentleşme yapılmalıdır.
 
* Başta Akkuyu olmak üzere Sinop ve İğneada dâhil yapılan/ yapılması projelendirilen tüm nükleer santraller, oluşacak öngörülemez büyüklükteki depremler nedeniyle çok geniş coğrafyaları yaşanamaz hale getirme potansiyeline sahiptir. Nükleer macerasından bir an önce vazgeçilmelidir. 
 
* Sermayenin doğayı talanı, yaşam alanlarını geri dönülemez bir şekilde hızla yok ederek dünyayı yaşanamaz hale getirmektedir. Buna karşı meclise sunulmak üzere Yurttaş Ekokırım Yasa Tasarısının yaygınlaştırılması için tüm çabayı göstereceğiz.
 
* Yaklaşan seçimlerde, “siyasetin ekolojisi ve ekolojinin siyaseti” konusunda EGEÇEP görüşünün oluşturularak doğamızın korunması için siyasi partilere çağrıda bulunulacaktır.
 
* Kaz Dağları, Madra Dağı, Murat Dağı, Efemçukuru, Kozak Yaylası başta olmak üzere ülkemizin dört bir yanında iktidarın da desteği ile kontrolsüz bir şekilde yürütülerek doğayı katleden vahşi madencilik ve taş ocaklarının faaliyetlerine karşı mücadelemize devam edeceğiz.
 
* Yer sarsıntılarının devam ettiği deprem bölgesinde, konut sorunu bahane edilerek tarım alanlarında yapılaşma başlatılmıştır. Bu koşullarda, sağlıklı konut üretilmesinin olanaksız olduğu gerçeğinden hareketle bu tür yapılaşmadan kaçınılmalıdır.
 
* 300 konutu aşan projeler için zorunlu olan ÇED’in yanı sıra,  daha az konutlu projeler de ön incelemeli ÇED’e tabi olmalıdır.
 
* Tüm canlılar için yaşamsal öneme sahip gıda ürünlerinin yetiştirildiği tarım alanlarının sanayi bölgeleri olarak ayrılması ve güneş enerjisi panellerinin tarım alanlarına yapılması gıda üretimini azaltmakta sonuç olarak gıda krizine yol açmaktadır. 
 
* Son dönemlerde sermaye, gözünü SİT alanlarına dikmiştir. Onların destekçisi siyasal iktidar, rantı yüksek yerlerdeki SİT derecelerini düşürerek sermayeye yeni rant alanları hediye etmektedir. Bu kabul edilemez duruma bir an önce son verilmelidir.
 
* Yaklaşık 300.000 İzmirlinin içme suyunun sağlaması için planlanan Çamlı Barajı, Efemçukuru Altın Madeni’ne kurban edilirken, 130 km. uzaklıktaki Gördes Barajı’ndan İzmir’e su getirilerek o havzanın ve Marmara Gölü’nün hakkı olan su gasp edilmektedir.
 
* Altın madenleri ve suyun yanlış kullanımları sonucu, Burhaniye’de su sorunu yaşanmaktadır ve musluklardan tuzlu su akmaya başlamıştır. Özellikle Tümad Altın Madeninin, Burhaniye su havzalarına olumsuz etkisi, su sıkıntısını daha da arttırmaktadır. Bu kabul edilemez duruma karşı mücadele edilecektir.
 
* Bir yandan iktidar diğer yandan İzmir Büyükşehir Belediyesi, Bergama’da meraları, zeytinlikleri ve tarım alanlarını, organize sanayi bölgesi, millet bahçesi ve madenlere açmakta Bergama’yı yaşanmaz hale getirmektedir. EGEÇEP, gerek Bergama ve gerekse bölgedeki benzer diğer uygulamalara karşı mücadele edecektir.
 
* Ülkemiz, kullanmakta olduğumuz maksimum enerjinin iki katından fazla kurulu güce sahiptir. Buna karşın hala yeni santraller kurulmaktadır. EGEÇEP, bunun nedeninin sermayeye kaynak aktarmak olduğu görüşündedir. Daha fazla santral kurulmasından vazgeçilmeli, enerji, kamusal ve yerel olmalıdır. 
 
* Ülkenin enerji ihtiyacı var diyerek başta Ege bölgesi olmak üzere en verimli tarım alanları, enerji şirketlerine devrediliyor. Ülkenin bütün dağları madenci şirketlere para kazandırmak için maden sahası ilan ediliyor. 2020 yılında 508 bin 862 hektar alan madenlere açıldı ve ruhsat verildi. 2020 yılı itibarıyla Türkiye'de maden arama ruhsat sahalarının toplam alanı 7 milyon 709 bin 205 hektar olarak açıklandı. Yalnızca Aydın'da 264 maden arama ve işletme ruhsatı bulunuyor. 
 
* Turizm bahanesiyle Çeşme Yarımadası’nın yağmalanmasına karşı, yarımadanın doğal ve kültürel değerlerinin korunması mücadelemizi şimdiye kadar olduğu gibi sürdüreceğiz.
 
* Atık ticaretinin yasaklanması için ülkemizdeki ve yurt dışındaki ekoloji örgütleri ile kampanyalar yürüteceğiz.
 
* Ege Denizi’nin korunması, barış denizi olması için suyun öteki yakası Yunanistan’daki ekoloji örgütleriyle ortak çalışmalar yapacağız.
 
* Başta Marmara Gölü (Gölmarmara) ve Çaltıdere Sulak Alanı olmak üzere hem bölgemizde hem de ülkenin birçok yerinde kuruyan/kurutulan göller ve sulak alanlar, bir yandan kuraklığa neden olurken diğer yandan da canlı yaşamına sayısız olumsuz etkileri bulunmaktadır. Bu göller ve sulak alanlar, yeniden canlandırılmalıdır.
 
* İzmir’in Çernobili olarak da bilinen Gaziemir’de eski kurşun fabrikası bahçesinde gömülü halde bulunan radyoaktivite bulaşıklı tehlikeli atıklar İzmirlilerin sağlığı için tehlike saçmaya devam etmekte, bütün girişimlere rağmen sorumlular hakkında herhangi bir işlem yapılmadığı gibi atıkların temizlenmesi konusunda herhangi bir işlem yapılmamıştır. Son dönemde ortaya atılan Ekovar adlı şirketin projesinin de ne olduğu bilinmemektedir
 
* Her geçen gün sayısı artan balık çiftlikleriyle beraber denizlerimiz kirletiliyor ve bir anlamda özelleştiriliyor. Balık çiftlikleri denizlerin kirlenmesine neden olduğu gibi GDO’lu yemlerle ve kimyasal maddelerle beslenen balıklar tüketenler üzerinde sağlık sorunlarına da neden olabilmektedir. 
 
* Gelecek kuşaklara verdiğimiz daha yaşanılası dünya sözümüz, ancak bizlerden sonraki kuşaklarla yerine getirilebilir. EGEÇEP, gençlerin verdikleri yaşam mücadelesini her zaman destekleyecek ve gençler ile birlikte yürüyecektir. EGEÇEP Gençlik Meclisi’nin daha aktif hale gelmesi bir zorunluluktur."
 
Dünyanın başka yerlerinde ve Türkiye’de ekoloji mücadelesi veren diğer ekoloji örgütleriyle ortak mücadele kanallarının oluşturulması gerektiği dile getirilen bildirgede “Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs ekoloji örgütlerinin Doğu Akdeniz’deki petrol ve doğalgaz arama girişimlerine karşı başlattıkları “Kazma Bırak” kampanyasını, ortak mücadelenin geliştirilmesi açısından önemli bir adım olarak görmekteyiz” denildi.
 
Basın toplantısında son olarak yaşamdan yana bütün kesimler, ekolojik sorunlara duyarlı olmaya ve birlikte mücadeleye çağırıldı.