'İnsan ve doğanın kurtuluşu ekoloji mücadelesinin başarısına bağlı'

  • 12:12 5 Haziran 2020
  • Ekoloji
İSTANBUL - HDK Ekoloji Meclisi, Dünya Çevre Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, kapitalizmin sadece kar oranlarını düşündüğünü, insanlığın ve doğanın kurtuluşunun ekoloji mücadelesinin başarısına bağlı olduğunun bir kez daha ortaya konulduğuna dikkat çekti. Açıklamada, doğa ve toplum düşmanı projelerin yapılmaması için direnmekten başka çarenin olmadığı vurgulandı.
 
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Ekoloji Meclisi, Dünya Çevre Günü (31 Mayıs-5 Haziran Ekolojik Yıkım Haftası) dolayısıyla yazılı bir açıklama yayınladı. Bu yılın dünyada ve ülkede binlerce kişinin ölümüne neden olan  korona salgınının uygarlık ve ekolojik kriz gerçekliği altında karşılandığının belirtildiği açıklamada, kuraklık, 7’inci Kıta diye adlandırılan büyük çöp kıtaları, sürekli artan aşırı iklim olayları, ormansızlaşma nedeniyle biyoçeşitlilik kaybının büyüdüğüne işaret edildi. 
 
‘800 milyon insan açlığa maruz kalıyor’
 
Açıklamada, dünya genelinde  açlık tehlikesiyle karşı karşıya olan 300 milyona yakını çocuk olmak üzere toplamda 800 milyonu aşkın insanın yüzde 80’inin gelişmekte olan ülkelerin kırsal yörelerinde yaşayanlardan oluştuğu belirtilerek, dünyada her yıl 11 milyon kişinin açlık veya yetersiz beslenme sebebiyle hayatını kaybettiği hatırlatıldı. 
 
‘Türkiye 180 ülke arasında 108’inci sırada’
 
Korona salgınının neden olduğu 3 aylık durgunlukla birlikte azalan karbon miktarının, sakinleşen deniz ve kıyı trafiğiyle canlı yaşamının gün yüzüne çıktığının anımsatıldığı açıklamada, “Ama karşı karşıya olduğumuz krizin geçici, dışsal etkenlerle önlenemeyecek olduğu açıktır. Küresel kapitalizmin sürekli negatif sinyaller verdiği bir ortamda, hükümetler, ‘ucuz doğa’ ve ‘ucuz emek’ ilkelerinden taviz vermeden enerji, ulaşım ve inşaat gibi büyük endüstrilerin yerleşik versiyonlarına para aktarmaya devam etmektedirler. Türkiye’de de durum farklı değildir. Dünyanın 18’inci büyük ekonomisine sahip olmakla  övünen Türkiye sermayesi ‘çevre performans indeksinde’ 180 ülke arasında 108’inci sırada yer alarak gerçek durumunu ortaya koymaktadır” denildi.
 
‘Koronavirüs fırsat bilindi’
 
AKP hükümetinin ,iktidara geldiği günden bu yana çevre aleyhine bir politika izlediği kaydedilen açıklamanın devamında, Türkiye’nin bütün bölgelerinin doğasının, ormanının, tarım alanlarının, akarsularının, korunması gereken kültürel ve tarihi alanların, milli parkların, enerji, maden ve inşaat şirketlerinin kullanımına sunulduğu vurgulandı. 
 
Açıklamada, yaşanan ekolojik kıyıma ilişkin şu örneklere yer verildi: 
 
“*Mersin Akkuyu’da nükleer santral inşaatı bütün bilim insanlarının, çevre örgütlerinin, sivil toplum kuruluşlarının itirazlarına rağmen hukuksuz bir şekilde devam ettirilmektedir. Sinop’ta daha projesi yapılmadan nükleer santral için binlerce dönümlük orman yok edildi.
 
*3’üncü köprü, 3’üncü havaalanı gibi mega projeler hem büyük bir doğa katliamına hem de işçi katliamına neden oldu. Şimdiye kadarkiler daha büyük bir borç yükü, işçi katliamı ve doğa yıkımı getirecek olan Kanal İstanbul Projesi’nin ilk ihalesi de korona salgınını şok etkisi fırsat bilinerek gerçekleştirildi.
 
*2 bin yıllık Hasankeyf’i ve milyonlarca yıllık Dicle vadisi yok ederek bir başka doğa ve kültür katilamı olarak tarihe geçecek olan Ilısu Barajı’nın resmi açılışı da salgın gerekçeli yasakların ve hareket kısıtlamalarının gölgesi altında yapıldı.
 
*Türkiye’de son 50 yılda 36 göl kuruldu. Dipsiz Göl’ün, Salda Gölü’nün başına gelenler iktidarın doğayı paraya çevirme yaklaşımının çarpıcı örnekleridir. İnsan ayağının bile değmemesi gereken Salda Gölü, koronavirüs gerekçesiyle ziyarete kapatılmışken kepçelerle, kamyonlarla tarumar edildi.
 
*Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Çevre Mühendisleri Odası, ‘Türkiye 2019 Hava Kirliliği Raporu’nda 75 milyon kişinin kirli havalı kentlerde yaşadığını açıkladı. Hava kirliliğinin en yoğun olduğu kentlerin Bursa, Adana, Ankara, İstanbul, Iğdır,Şırnak, Muş, Manisa, Kahramanmaraş, Karabük, Çanakkale, Denizli, Zonguldak, Edirne-Keşan, Şanlıurfa olduğu vurgulandı. Buna rağmen Kahramanmaraş’ta Afşin C Termik Santrali’ne ÇED olumlu kararı verildi. Denizli Avdan Termik Santral projesi nihai ÇED raporu çıkarıldı.
 
*400 binden fazla ağacın yok edildiği Kaz Dağları’nda doğa düşmanı şirket, maden ruhsatı uzatılmadığı halde ormandaki işgaline devam ediyor. Bu işgale onay verenler orada orman nöbeti tutan direnişçilere cezalar kesmeye devam ediyor.”
 
‘Krize asıl çözüm direnmek’
 
Açıklamanın sonunda tüm verilerin, kapitalizmin sadece kar oranlarını düşündüğü, insanlığın ve doğanın kurtuluşunun ekoloji mücadelesinin başarısına bağlı olduğu bir kez daha ortaya konulduğu kaydedilerek, krize asıl çözüm için, iktidarlara, şirketlere doğa ve toplum düşmanı projelerinin yaptırmamak için direnmekten başka çarenin olmadığı vurgulandı.