Danıştay ÇED iptal kararını bozdu: Yaşam savunucuları tepkili

  • 13:58 2 Haziran 2020
  • Ekoloji
İZMİR - Lodos Elektrik Üretim AŞ.’nin Karaburun kapasite artışına ilişkin aldığı ÇED raporunun iptaline ilişkin dava kararı Danıştay 6. Dairesi tarafından bozuldu. Yaşam savunucuları karara tepkili.
 
Karaburun RES Projesi’nin kapasite artışı ile ilgili Karaburun Yurttaş davacılarının açtığı ve İzmir 3. İdare Mahkemesi’nin kararı ile ÇED (Çevre Etki Değerlendirme) Olumlu kararını iptal ettiği proje için, davalı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile ve İstanbul’da ikamet eden bir avukat tarafından temsil edilen 13 Yayla köylünün temyiz istemlerine karşılık Danıştay 6. Dairesi davayı reddetti. Karaburun Yurttaş Davacıları ve Karaburun Kent Konseyi Karaburun RES (Rüzgar Enerji Santrali) Projesinin ÇED Olumlu kararını iptal eden mahkeme kararının Danıştay’dan bozulmasına ilişkin yazılı açıklama yayınladı.
 
‘Danıştay projenin sakıncalarını görmezden geldi’
 
Danıştay’ın kararı dosya üzerinden verdiğini, alt mahkemenin ÇED iptal kararında yer alan bilirkişi incelemesinde; 9 adet türbinin sakıncalarının belirtildiğine yer verilen açıklamada, ‘Türbinlerin konumlandırılacağı yerlerin boylu maki vejetasyonuna sahip olduğu’ tespitini gördüğü halde görmezden gelip, hukuk devletinin çevre sağlığını koruma yükümlülüğünü çiğnediğine vurgu yapıldı.
 
‘Yarımada özel çevre koroma bölgesi içinde’
 
Karaburun Yarımadası’nın yüzde 61’ini kaplayan ve Lodos Elektrik Üretim A.Ş’ye ait olan Karaburun RES Projesine karşı verilen 5 yıllık mücadelede ÇED Olumlu kararının iki kez ve üretim lisansı bir kez iptal edildiği hatırlatılan açıklamada, 15 Mart 2019’da Resmi Gazetede yayınlanan 823 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararına istinaden, Karaburun Yarımadası-Ildırı Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edildiği belirtildi. Kararın Lodos Enerji A.Ş’nin gereksinimlerini karşılamak amacıyla alındığı belirtilen açıklamada, “ÖÇKB (Özel Çevre Koruma Bölgesi) ilan edilen Yarımadada hassas bitki varlığı ve doğadaki hayvan varlığı tespitleri, rezerv bölgeleri, hassas bölgeler ve yarı hassas bölgeler belirlenmeden hem karasal alanda hem de denizel alanda kapasite artışlarına, yer değişikliklerine ve imar alanlarının açılmasına neden izin verilmektedir? İhalesi bile yapılmamış Yönetim Planı süreci ne zaman başlayacaktır? Yarımada planlanmadan talana mı açılacaktır?” şeklinde soruldu.
 
Açıklamada, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ÖÇKB sürecinin gereklerini yerine getirmeye davet edilirken, kamuoyuna süreç sonuçlanıncaya kadar tepki gösterilmesi gerektiği kaydedildi.