İkizköy Çevre Komitesi: Su şirketlerin değil kamunundur

  • 09:25 17 Nisan 2020
  • Ekoloji
İZMİR - Su kesintilerine dair açıklama yapan İkizköy Çevre Komitesi, Muğla Büyükşehir Belediyesi’ne çağrıda bulundu: “Su depo ve tüm altyapılar Yeniköy Termik Santralinden alınıp kamuya devredilsin.”
 
Muğla’nın Milas ilçesi İkizköy Mahallesi’nde yaşanan su kesintilerine ve Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin su kesintilerine dönük açıklamalarına ilişkin İkizköy Çevre Komitesi tarafından yazılı basın açıklaması yayımlandı.
 
Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerinin ve kömür madeni sahalarının yarattığı ölümcül çevre sorunları içinde hayatta kalınmaya çalışıldığı belirtilen açıklamada “40 yıldır nefes aldığımız her an kömürün tozunu, zehrini de soluyoruz. Kömür madeni önüne kattığı her şeyi; evlerimizi, tarlalarımızı, zeytinliklerimizi, derelerimizi, dağlarımızı ve ormanlarımızı yok ederek ilerliyor. Bizi yüzyıllardır yaşadığımız memleketimizden sürüyor; sağlığımızı hayatımızı elimizden alıyor. Son bir yıldır da sürekli sularımız kesiliyor. Zaten tarlalarımızdaki kuyularımızdan da maden Işıkdere mahallesini yuttuğundan beri doğru düzgün su alamıyoruz. Bazen günlerce susuz kaldığımız oluyor. Hayvanlarımıza su vermek, yediğimiz sebzeyi yetiştirdiğimiz bahçemizi sulamak için şu bereketli topraklarda bile tankerle su taşımak zorunda kalıyoruz” ifadeleri yer aldı.
 
‘Köye verilen depo da boru da belediyeye değil şirkete ait’
 
“Koronavirüs salgınının ortasında, devlet büyüklerimiz sık sık el yıkayın diye nasihat verirken, biz 3 gün, bırak el yıkamayı, içecek sudan mahrum bırakıldık. MUSKİ’ye yaptığımız arıza bildirimine ve MUSKİ’nin hattaki arızayı birkaç saatte gidermesine rağmen biz günlerce susuz kaldık” denilen açıklamada, bunun nedeni ise şöyle açıklandı: “İkizköy’ün suyu Yeniköy Kemerköy Elektrik Üretim A.Ş.’nin elindeki kuyulardan geliyor. Kuyulardan çekilen su ile önce santralin deposu doluyor, suyu önce santral kullanıyor. Sonra köye su basılıyor. Santralin içindeki depo ile köyümüz arasında 2,5 km’lik şebeke borusu sürekli patlıyor. Depo da köye su veren ana boru hattı da Şirket’e ait. Muğla Büyükşehir Belediyesi dün yaptığı basın açıklamasında bu gerçeği açıkça ve belgeleri ile göstermiş.”
 
‘Suya erişim yoksa yaşam da yok’
 
Açıklamada, iklim değişikliği nedeniyle de su kıtlığı yaşandığı vurgulanırken, “Bugün eğer temiz suya erişiminiz yoksa yaşam da yok. Korkuyoruz. Çok basit ve insani bir talebimiz var devletimizden: Köyün içme ve kullanma suyunu sağlayan kuyular, depo ve tüm diğer su altyapı tesisleri Yeniköy Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş.’den alınarak kamuya devredilsin. Köye su temini, arada hiçbir özel şirket olmaksızın Muğla Büyükşehir Belediyesi MUSKİ Genel Müdürlüğü tarafından sağlansın ve köyün su altyapısı sorunları acilen ve kalıcı olarak çözüme kavuşturulsun” denildi.
 
Belediyeden su kesintilerine dair açıklama
 
Öte yandan Muğla Büyükşehir Belediyesi de su kesintilerine ilişkin dün açıklama yaptı. Açıklamada, sondaj kuyularının özelleştirilmesine karşı tüm girişimlerin sonuçsuz kaldığı ifade edilirken, şunlar belirtildi:
 
“Bilindiği üzere 23.11.2013 tarihinde özelleştirme kapsamına alınan Yeniköy/Kemerköy Termik Santralleri ve Limanı nihai ihalesi 18 Nisan 2014 tarihinde 2 milyar 671 milyon dolara bir konsorsiyuma ihale bırakılmış ve 23.12.2014 tarihinde de tesisler devredilmiştir. Devir kapsamında; 2 Termik Santralin yanında Liman, Madencilik Sahaları ile şuanda kullanımda olan Lojman Tesisleri ve Geyik Barajının %75 hakkı ile Dereköy’ de önceden Türkiye Elektrik Kurumuna ait olan muhtelif parseller ile üzerlerinde bulunan sondaj kuyuları ile birlikte devir edilmiştir.
 
Bunun ile birlikte özelleştirmeyi gerçekleştiren Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı konu ile ilgili DSİ Genel Müdürlüğüne devrin Termik Santralin ihalesini alan firmalara tahsisi, devredilmesini istemiştir. 30.06.2016 tarihinde de Yeraltı Kullanım Belgeleri TEK’ den Yeniköy Kemerköy A.Ş.’ ye devredilmiştir.
 
İdaremiz sonuçsuz kalan bu müracaatlar sonucunda kamu uyuşmazlığının çözümü amacıyla Danıştay 1. Dairesi’nde 2017/484 esas sayılı dosyası ile dava açılmıştır. Yapılan yargılamada, DSİ Genel Müdürlüğünden Dereköy yeraltı su kaynaklarının kapasitesi, kullanım miktarı, ihtiyaç durumu gibi hususları aydınlatmak üzere bilirkişi incelemesi istenilmiş düzenlenen raporda, ‘mevcut 2 sondajın verilen su çekme izni 5800000 ton/yıl olduğu Termik Santralin 3145000 ton/yıl ihtiyacının bulunduğu fakat ‘Termik Santrallerin öngörülen kapasitede devam edebilmeleri için kurak dönemlerde yer altı suyunun yer üstü suyuna göre daha geç etkilenmesi açısından Termik Santral için gerekli ve önemli olduğu’ belirtilmiştir. Danıştay 1. Dairesi 03/10/2017 tarih, k.2017/1611 sayılı kararı ile bilirkişi raporundan hareketle Kemerköy Yeniköy Termik Santrallerindeki üretim faaliyetinin kapasite düşüklüğü yaşanmadan devamı için taşınmaza EÜAŞ Genel Müdürlüğünün daha fazla ihtiyacı olduğu sonucuna vararak MUSKİ Genel Müdürlüğünün devir isteminin reddine kararını kesin olmak üzere vermiştir.
 
Bu kararla İkizköy mahallemizin su temini, dağıtım hatları ile iletimi termik santralde kalmış MUSKİ Genel Müdürlüğü de şebeke işletmesini yürütülmeye devam edilmektedir. Mahallenin bir kısmına yeni bir su kaynağından su verilmek suretiyle bahsi geçen kaynaktaki kesintiler azaltılmaya çalışılmıştır. Mahallemiz mevcut hali ile termik santralin Dereköy kaynakları ile ve MUSKİ tarafından işletilen Karacahisar su çıkan kaynağından beslenmeye devam edilmektedir. İşletmesel olarak oluşabilecek arızalar dışında bir kesinti yapılmamaktadır.
 
İkizköy Mahallemiz kısmen bu sistemden su alan ve kısmi madencilik ruhsat sahasında kalan bir yerleşim yeridir. Termik Santrallerin öncelikli ihtiyacı için soğutma sistemlerine su vermeleri sonucu vatandaşlara sağlanacak içme suyu miktarında sıkıntı yaşanabilmektedir. Termik Santral Yetkilileri ile bu süreçte bir araya gelinmiş ve çözüm üzerinde çalışılmaktadır. Ayrıca tüm kömür havzalarındaki içme suyu kaynaklarımız ve su ihtiyacı olan habitat adına yeni müracaatlarımızı tekrarlayacağız. Enerji üretim tesisinde soğutma suyu olarak kullanılan bu suyun özellikle koronavirüs mücadelesinin verildiği bugünlerde, halkımızın kullanımına sunulmasının daha uygun ve yerinde olacağı düşünülmektedir.”