‘Çeşme Projesi’ne karşı birlikte hareket etme kararı

  • 17:05 9 Mart 2020
  • Ekoloji
İZMİR - Çeşme Projesine alternatif toplantıda konuşan siyasetçi, emek ve ekoloji hareketi üyeleri, projenin rant amacı güttüğünü, ekolojiye ciddi zararlar vereceğini ve hukuksuz olduğunu belirterek, vazgeçilmesi çağrısı yaptı. 
 
Çeşme Kent Konseyi İzmir Ticaret Odası’nda gerçekleşen “Çeşme Projesi Bilgilendirme Toplantısı”na karşılık Çeşme Belediyesi tiyatro salonunda Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, İzmir Emek Platformu, Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği (TMMOB), İzmir Düşünce Topluluğu, Ege Çevre Platformu, İzmir Kent Konseyi temsilcilerinin de katıldığı toplantı düzenledi. Toplantıda konuşan milletvekili Serpil Kemalbay, halkın yaşam alanlarının sermayeye peşkeş çekilmek istendiğini belirterek, AKP-MHP bloğunun ayakta kalmak için bu tür projelere sarıldığını kaydetti. 
 
‘Halkın bütçesi gasp ediliyor’
 
Türkiye’de adeta şirketokrasi olduğunu söyleyen Serpil, “Bu ülkenin paravanı vakıflarla halkın bütçesi halk borçlandırılarak gasp ediliyor. Burada arazi sahibi olan kişilerden söz etmek değil kamunun olan üçte birinin sermayeye verilmesi ve endüstriyel turizmden bahsediyor. Yaşam alanlarını ortadan kaldıracak proje. Ekosistemini bozacağı için tüm Türkiye’yi ilgilendirir. Bunu yaptırmamayı başarmamız lazım” dedi.
 
‘AKP-MHP iktidarı ayakta kalmak için rant projeleri yapıyor’
 
Halkın temsilini sağlayan mekanizmaların manipüle edildiğini dile getiren Serpil, iktidarın özelleştirme projeleri ve rant politikasına ayakta kalmak için girdiğini ifade etti. “Türkiye’de meşruiyet sorunu yaşıyor AKP-MHP ittifakı” diyen Serpil, 31 Mart ve 23 Haziran seçimlerinde bu ittifakın meşru olmadığını kanıtladıklarını söyledi. Serpil, “Diyarbakır’a, Van’a Mardin’e kayyım atayanlar bu proje ile buraya da kayyım atıyorlar. Her şeyi iktidarın elinde toplayan oradan da sermayeye aktaran. Sermaye de bunların truva atlarıdır. Beşli bir çete ve birkaç vakıf vardır, bunlar aynı yere gider. İktidarda sürekli kalabilmek için bunu uyguluyorlar. Bu Çeşme’nin sorunu değil hepimizin sorunu olduğu için elbirliği yapmak zorundayız” diye belirtti. 
 
‘Son 5 yılda yarımadada kimler nereden arazi aldı?’
 
Resmi Gazetede çıkanlar için başvurularını yapacaklarını söyleyen Kent Konseyi Başkanı Nazik Işık ise algı yönetimi ile seslerinin duyurulmamaya çalışıldığını söyledi. Bütüncül planlama ile kamulaştırma yapılacağı belirtilmesine rağmen kimseye tebligat yapılmadığını söyleyen Nazik, “İzmir’den STK temsilcileri götürüldü. Ama bize bilgilendirme yapılmadı. Bizden bu kadar saklanan bilgi hayırlı olmaz. Son 5 yılda kimler nereden arazi aldı belli değil. Tarım arazilerinin akıbeti ne olacak, epidemik bitkilerden, hayvanlara, ören alanlarına ne olacağından haberimiz yok. Bu ranttan kim yararlanacak bilmiyoruz” dedi. 
 
‘Bu bir işgal projesidir, belediye yetkilerini kullanmalıdır’
 
Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) avukatlarından Şehrazat Mercan da İzmir’in toplam 476 bin hektar arazisi olduğunu ve Turizm Teşvik Kanununa göre de orman arazilerinin binde 5’inin yani İzmir için ortalama 12 bin metrekare arazinin turizme açılabileceğini söyledi. Sade bu proje için 15 bin 300 metrekare arazinin kullanıldığını söyleyen Şehrazat, “Yani tam 8 katı. Yasaya göre kıyılar herkese ait. Bu iş tamamen hukuksuz. Proje daha taslakken 10 sayfa hukuksuzluk bulduk. Bunların yapmak istediği medeni kanuna göre buraları alıp irtifak hakkı verecek. Bu süresiz belirli nitelikli kullanma hakkı verecek. Bu halkın Çeşme’ye girememesi demek. Bu resmen işgal hazırlığıdır. Buradaki asıl talan kıyıların turizm gelişme alanı ilan edilerek yabancı ve yerli çevrelere satılacak” ifadelerini kullandı.
 
Ne olmuştu?
 
Resmi Gazetede 25 Ocak’ta yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Urla İlçesi Zeytineli Mahallesinde toplam 333 adet parsel, Çeşme Alaçatı bölgesinde ise 178 adet parsel için acele kamulaştırma kararı alınmıştı. Söz konusu arazilerde Suudi Alabassam Group’un ‘Yeni Çeşme’ adıyla proje hazırlattığı ortaya çıkmıştı. Projede Alaçatı Körfezinden Mersin Körfezi arasında bir deniz kanalı da bulunuyor. Kültür ve Turizm Bakanı projeyi reddetmiş ancak kendilerinin içinde golf sahalarının, otellerin, marina, spor alanı, müze film platosu ve çok sayıda konutun yapılacağı başka bir proje hazırladıklarını açıklamıştı.