2020’ye doğru giderken: Kadınlar bu yıl da ekonomik şiddete maruz kaldı

  • 09:02 28 Aralık 2019
  • Dosya
Safiye Alağaş
 
İSTANBUL - Ekonomik krizin derinleştiği ve çözüm yerine giderek farklı boyutlara evrilen sorunlar, beraberinde intihara sürüklenmeleri ve kadınların çalışma yaşamı dışına itilmesiyle sonuçlandı. DEV-TEKSTİL Anadolu Yakası Temsilcisi Gülnur Ertaş, ekonomik krizin kadına yönelik şiddeti de arttırdığının altını çizerek,  bu yıl da üretim sürecinde kadınların arka planda tutulduğunu vurguladı.  
 
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2019 Eylül ayı işsizlik rakamlarını 16 Aralık’ta açıkladı. Buna göre Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaş grubunda işsiz sayısı 2019 yılı Eylül döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 817 bin kişi artarak, 4 milyon 566 bin kişiye ulaştı. İşsizlik oranı 2,4 puanlık artışla yüzde 13,8 olarak belirlendi. Aynı dönemde; tarım dışı işsizlik oranı 2,9 puanlık artışla yüzde 16,4 olarak tahmin edildi. Genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı 4,5 puanlık artışla yüzde 26,1 olurken, 15-64 yaş grubunda bu oran 2,4 puanlık artış ile yüzde 14,1 seviyesinde gerçekleşti. 
 
TÜİK’e göre, istihdam edilenlerin sayısı 2019 yılı Eylül döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre 623 bin kişi azalarak, 28 milyon 440 bin kişi, istihdam oranı ise 1,7 puanlık azalışla yüzde 46,1 oldu. Bu dönemde, tarım sektöründe çalışan sayısı 108 bin, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı 516 bin kişi azaldı. İstihdam edilenlerin yüzde 19,3’ü tarım, yüzde 19,5’i sanayi, yüzde 5,5’i inşaat, yüzde 55,7’si ise hizmet sektöründe yer aldı. Önceki yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında tarım sektörünün istihdam edilenler içindeki payı 0,1 puan, hizmet sektörünün payı 1,4 puan artarken sanayi sektörünün payı 0,1 puan, inşaat sektörünün payı 1,4 puan azaldı.
 
İşgücüne katılım düştü
 
İş gücü, 2019 yılı Eylül döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre 193 bin kişi artarak, 33 milyon 6 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,5 puanlık azalışla yüzde 53,5 olarak gerçekleşti. Aynı dönemler için yapılan kıyaslamalara göre; erkeklerde işgücüne katılma oranı 0,9 puanlık azalışla yüzde 72,6, kadınlarda ise değişim göstermeyerek yüzde 34,9 olarak gerçekleşti.
 
Kayıt dışı çalışma arttı
 
Eylül 2019 döneminde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan çalışanların oranı, bir önceki yılın aynı dönemine göre 2,2 puan artarak, yüzde 36 olarak gerçekleşti. Tarım dışı sektörde kayıt dışı çalışanların oranı ise bir önceki yılın aynı dönemine göre 1,6 puan artarak, yüzde 23,6 oldu.
 
Genç işsizlik tarihin rekorunu kırdı
 
Genç İşsizler Platformu 15 Kasım’da yaptığı açıklamada “15-34 yaş grubunu içine alan geniş yaş tanımlı genç işsiz sayısı 2 milyon 801 bine çıkarak Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdı" dedi.
 
Platformun paylaşımlarında dikkat çeken diğer bir unsur ise 15-34 yaş grubunu içine alan geniş yaş tanımlı üniversiteli sayısının 957 bine çıkarak Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırması oldu. Bu dönemde, tarım sektöründe çalışan sayısı 94 bin, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı 695 bin kişi azaldı. İstihdam edilenlerin yüzde 19,6'sı tarım, yüzde 19,5'i sanayi, yüzde 5,5'i inşaat, 55,4'ü ise hizmet sektöründe yer aldı. Önceki yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında tarım sektörünün istihdam edilenler içindeki payı 0,2 puan, hizmet sektörünün payı 1,4 puan artarken inşaat sektörünün payı 1,6 puan azaldı. Sanayi sektörünün payında ise değişim olmadığını açıkladı.
 
En yüksek işsizlik türü tarım dışı genç kadın işsizliği
 
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi'nin (DİSK-AR) hazırladığı rapora göre işsizliğin düzenli yükselişi en çok gençleri ve genç kadınları etkiledi. Mevsim etkisinden arındırılmış genç işsizliği 2018 Temmuz ayında yüzde 20,1 iken Temmuz 2019'da 7,2 puan artarak 27,3'e yükseldi.
 
Genç işsiz sayısı 2005 yılından bu yana en yüksek düzeye ulaştığı ifade edilen raporda 2005'te 926 bin olan genç işsiz sayısının 2009 krizinde 1 milyon 176 bine yükseldiği 2018 krizi öncesinde 900 bin seviyesine gerileyen genç işsizliği krizle birlikte sert bir tırmanışla 1 milyon 508 bin düzeyine yükseldiği ifade edildi.
 
Tarım dışı genç kadın işsizliği Temmuz 2018'e göre 8,9 puan artarak yüzde 32,3'ten yüzde 41,2'ye yükseldi. Böylece en yüksek işsizlik türü tarım dışı genç kadın işsizliği oldu.
 
İşsizlik oranına ilişkin genel bir veri tutulurken, kadın cephesinden herhangi bir veri tutulmuyor. Ev emekçisi kadınlar, işsiz kadın, istihdamda kadın boyutuna ilişkin sağlıklı bir veri tutulmuş değil.
 
Ekonomik kriz intihara sürükledi
 
Krizin toplumda derin bir şekilde hissedildiği diğer bir nokta ise 2019 yılında yaşanan toplu intihara sürüklenmeler oldu. İstanbul’un Fatih İlçesinde Molla Gürani Mahallesi'nde bulunan bir evde ikisi erkek, ikisi kadın 4 kardeş yaşadıkları ekonomik sorunlar nedeniyle 6 Kasım’da intihara sürüklendi. Bir hafta sonra, Antalya’da bir apartmanın 8’inci katında yaşayan Selim Şimşek, önce eşi Sultan Şimşek ile çocukları Ceren ve Ali Çınar’ı katletti ardından ise kendi yaşamına son verdi. Selim Çınar geriye bıraktığı mektupta yaşadığı ekonomik sorunlar yüzünden intihar etmek zorunda kaldığını yazdı.
 
15 Kasım’da ise iş insanı Bahattin Delen ve eşi Zübeyde Delen ile 7 yaşındaki çocukları Ali’nin İstanbul Bakırköy’deki evlerinde yaşamlarını yitirmiş halde bulundu. Savcılık, “Baba, eşini ve çocuğunu siyanürle zehirledi, ardından intihar etti” açıklamasını yaptı.
 
 ‘Kapitalizm krizi yönetemiyor’
 
Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası (DEV-TEKSTİL) Anadolu Yakası Temsilcisi Gülnur Ertaş, 2018 yılının ekonomik krizin yaygınlaştığı, iş cinayetlerinin ve işsizliğin arttığı bir yıl olduğunu, bütün bu sorunların da 2019 yılına devredildiğini belirtti. 2019 yılında hala işten atılmalar ve ekonomik krizle boğuşulduğunu vurgulayan Gülnur, kapitalizmin krizi yönetemediğinin altını çizdi. Gülnur, “Ülkeler arası çatışmalar, tartışmalar yaşanıyor. Muazzam derecede üretim artıyor ama bunun işçiler üzerindeki etkisi daha fazla işsizliktir. Üretimin bu kadar artması iş saatlerinin uzatılması, iş cinayetlerinin, esnekliğin artması ile kendini gösteriyor” diye konuştu.
 
‘Örgütsüzlük intihara sürüklüyor’
 
Yıl içerisinde yaşanan intihara sürüklenmelerdeki artışa dikkat çeken Gülnur, ekonomik krizin insanları çaresiz bıraktığını vurguladı. “İnsanlar bir çıkış yolu bulamadıkları yerde intihar etmeyi tercih ediyor. Türkiye’de örgütlülük düzeyi her geçen gün azalıyor. 2018 ve 2019 yılını karşılaştırdığımızda, sendikalaşma ve örgütlenme oranının çok düşük olduğunu görüyoruz. Parça parça eylemler, direnişler veya sendikalaşma eğilimi göstermiş olsa bile toplu anlamda işçilerin ayaklandığı, sorunlarına bir çözüm arayışının olmadığını görüyoruz” diyen Gülnur,  “Bundan kaynaklı da insanlar kendi sorunlarına alternatif olarak bir şey bulamadıklarından intiharı tercih etmiş oluyor” diye ekledi.
 
‘Uçurum giderek artıyor’
 
Yaşanan ekonomik sorunların aile psikolojisini bozduğunu, aile içi iletişimsizlik ve şiddete sebep olabildiğini dile getiren Gülnur, her geçen gün bu sorunların daha da arttığını kaydetti. Ekonomik krizin de kadına yönelik şiddeti arttırdığını ifade eden Gülnur, şöyle devam etti: “Bizler alternatifini oluşturamadığımız sürece bu sorunları yaşamaya devam edeceğiz. Geçtiğimiz aylarda kamuda toplu sözleşmeler oldu. Tekstil sektöründe toplu sözleşmeler oldu. Rakamlara baktığımızda yüzde 11’i geçmiyor. Toplam tüketim maddelerine gelen zamların yüzde 50’sinin üzerinde olduğunu düşündüğümüzde elektrik, su, doğalgaz, gıda ihtiyaçları için birbirini karşılayamayacaktır. Uçurum gittikçe artıyor.”
 
‘Kadınlar ikinci planda’
 
Kadınların üretim sürecine katılımına da değinen Gülnur, kadınların üretimde ikinci planda olduğunu söyledi. Kriz dönemlerinde ilk işten çıkarılanların yine kadınlar olduğunu dile getiren Gülnur, kadınların bu süreçte erkeklere göre daha fazla iş aradığını kaydetti. Gülnur, “Çocukları bırakabilecekleri bir yer varsa mutlaka dışarıda iş aramaya çıkıyorlar. Son dönemlerde evde temizlik işlerine, merdiven temizliğine daha fazla gitmeye başladılar. Bu işler güvencesiz. Orada bir iş kazası olsa hesabını sorabileceği kimse yok. Yarını olmayan bir yaşam içerisindedir. Güvencesiz çalıştırılmayı tekstil alanında daha fazla görüyoruz. Bir düğmenin dikiminden, bir ipliğin temizlenmesine kadar birçok işi eve götürüyor. Kadınlar evde arta kalan zamanlarını değerlendirmek istiyorlar. Aldıkları ücret çok düşük olsa da ‘evde bir mutfak ihtiyacını karşılayabilir miyim? Faturaları ödeyebilir miyim, çocukların ihtiyaçlarını karşılayabilir miyim?’ düşüncesi içindeler. İşveren de işçiye yaptırmak yerine evde bir kadına iş yaptırması çok daha kolayına geliyor. Daha az maliyeti oluyor” şeklinde konuştu.
 
'Eşit işe eşit ücret'
 
2019 rakamlarına bakıldığında işten çıkarılanların yüzde 70’ini kadınların oluşturduğunu söyleyen Gülnur son olarak, “Türkiye’de kadın işçi sayısı yüzde 10’larda. Bu çok sınırlı bir sayı. Kadınlar olarak taleplerimizden biri eşit ise eşit ücret talebidir. Sonuçta kadın işçiler erkek işçilerle aynı işi yapıyorlar. Özellikle tekstil sektöründe eşit ücret alamıyorlar. İş yerlerinde ayrıca bakım evlerinin olması gerekiyor” dedi.
 
Yarın: 2020'ye doğru giderken: AKP'nin doğa karnesinde yine özelleştirme ve talan vardı