ANKARA - Bütçe görüşmeleri sürerken, seslerini duyurmak için Meclis önünde bir araya gelen akademisyenler, tutsak yakınları ve siyasi parti temsilcileri, “adalet” çağrısında bulundu.

 

2025 yılı bütçe görüşmeleri sürerken Meclis Çankaya girişinde, aralarında Barış Akademisyenleri, KHK’liler Platformu, tutsak yakınları, Adalet Dayanışması Platformu katılımcıları, İnsan Hakları Derneği Eşbaşkanları (İHD), Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), DEM Parti milletvekilleri, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eşsözcüsü ve Yeşil Sol Parti'nin katılımıyla açıklama gerçekleştirildi. “Hasta tutsaklar serbest bırakılsın”, “10 Ekim’i unutmayacağız” pankartlarının açıldığı açıklamada, “KHK zulmü direnişle gidecek” sloganı atıldı.

 

‘İşsizliğe açlığa mahkum edildik’

 

Açıklamada Barış Akademisyenleri adına söz alan Yasemin Özgün şunları belirtti: “Barış bildirisi sonucu pek çoğumuz uzun yıllar süren işsizliğe, açlığa mahkum edildik. Uzun yıllar süren bir mücadelenin içinde bulduk kendimizi. Hâlâ pek çok arkadaşımız mahkeme kararıyla dönmeyi bekliyor. Pek çok arkadaşımız hukuksuzluklarla mücadelesini sürdürüyor, adalet arayışımız hâlâ devam ediyor. Bütün arkadaşlarımız işlerine dönene kadar mücadelemiz devam edecektir” dedi.

 

‘Yeter artık neden sesimiz duyulmuyor?’

 

Hasta tutsak Gulazer Akın’ın ablası Refika Akın, “Biz barış dedik ama sesimizi duyan olmadı” diyerek kardeşinin durumuna ilişkin şunları ifade etti: “Tutuklu ailesiyim, 28 yıldır kardeşim cezaevinde ve hasta. Başında kist var ve gözlerinden ameliyat oldu. Şimdi de boğazındaki hastalıktan dolayı yutkunmakta bile zorlanıyor. 6 yıldır mama ile besleniyor. Yeter artık bu hastaları bırakın, hasta tutuklular nereye kadar cezaevinde kalacak? Yeter, dayanamıyoruz. Bizi dövdüler, köylerimizden göçerttiler, çocuklarımızı sürgün ettiler ama yine de biz barış dedik. Neden kimse sesimizi duymuyor? Tutsakların ölümü mü bekleniyor? Kardeşlik, barış bu mudur?”

 

‘Cezaevleri ölüm evlerine dönüşmüş durumda’

 

Ardından söz alan DEM Parti Şirnex Milletvekili Nevroz Uysal, Meclis’te görüşülen bütçenin, savaş, rant ve sermaye bütçesi olduğuna dikkat çekerek, “Bütçenin Adalet Bakanlığı ve diğer bakanlıklar eliyle maalesef yeni cezaevleri, adliye sarayları vaat ederken hukuk, adalet, insan hakları, hukuk güvenliği adına tek bir şey yok. KHK’lilerin zulmüne son vermeye dönük tek bir düzenleme yok. Bugün cezaevleri, ölüm ve işkence evlerine dönüşen 30 yıllık mahpusların infazını yakarak, hasta mahpusların ölüm döşeğinde bile cezaevlerinde tutulmasına son veren bir değişiklik yok. İmralı’da başlayıp tüm cezaevlerine yayılan tecrit sistemine dönük tek bir uygulama yok. Bugün 10 Ekim davasından Kobanê yargılamalarına, Gaziantep Gar patlamasına yürütülen adaletsiz kararlara ve cezasızlığa dönük tek bir vaat, tek bir söz yok. Kobanê’den Gezi’ye, tutsak edilen ve özgür bırakılması gerekenlere dair tek bir adım yok” diye belirtti.

 

‘Savaşa karşı barış demeye devam edeceğiz’

 

DEM Parti olarak tüm ülkedeki halkın adalet çağrısına ses olabilmeyi, dayanışma içerisinde kalarak sürdürmeyi esas aldıklarını belirten Nevroz Uysal, “Bugün Barış Akademisyenleri yıllar önce söylediği ve bugün tekrar farklı tartışmalarını gündeme getiren savaşa karşı barış bütçesi, adaletsizlik ve hukuksuzluğa karşı adalete dönük tek bir söz ve uygulama yok. Bizler DEM Parti olarak sadece komisyonlarda ve kurullardaki muhalefetimize değil, halkın sokaktaki dayanışmasının yanı başındaki kişileriz. Bizler, bu mücadelenin toplumsallıkla, direnişle, bu mücadelenin örülecek ağlar ve dayanışmalarla yapılması gerektiğine inanıyoruz. Bugün buradaki adalet çağrısının tüm ülkede emekliye, işçiye, kadınlara, gençlere gerçek bir bütçe, adalete, demokrasiye yol açılan bir bütçe ortaya çıkana kadar her alanda mücadelemizi yükselteceğimizin sözünü veriyorum” ifadelerini kullandı.