İktidar basını Kürt düğünlerine göz dikti

  • 09:04 4 Ağustos 2024
  • Medya Kritik
 
Melike Aydın
 
İZMİR - Kendisine benzemeyeni yok etme güdüsünün ideoloji bulmuş hali erkek egemenliğinin medyası halaylara göz dikti. Hakarete varan başlıklarıyla düğünleri hedef gösteren iktidar medyası nefret diliyle toplumsal çözülmeye ve kutuplaşmaya zemin yaratıyor. 
 
Mersin’de sosyal medya hesabında içinde gerilla sözleri geçen müzikler eşliğinde halay çeken, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ı destekleyen sloganlar atan Kürt gençler, ırkçı hesaplar tarafından hedef gösterildi, ardından başlatılan operasyonlarda Sêrt, Mersin, Agirî, İstanbul, Êlîh, Colemêrg’de çok sayıda yurttaş gözaltına alındı. Farklı tarihlerde farklı düğünlerde halay çekenlerin ve müzisyenlerin içinde olduğu 30 kişi tutuklandı, birçok yurttaş da adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı. Kendine benzemeyeni yok etme güdüsüyle var olan ırkçı erkek aklının trol hesapları, bu hesaplarla benzer dili kullanan iktidar medyası, toplumsal barış için değil bir kez daha kutuplaşma ve nefret için çabaladı.
 
Gazetelerin suçun oluşmadığını bilmemeleri mümkün değil
 
Öncelikle hukukçuların belirttiğine göre ne PKK Lideri Abdullah Öcalan’ı öven sloganlar atmak, ne de içinde gerilla geçen bir şarkı eşliğinde halay çekmek örgüt propagandası ya da cebir ve şiddetin övülmesi suçu anlamına gelmiyor. Kaldı ki Türkiye’nin tarafı olduğu Avrupa İnsan hakları Sözleşmesi (AİHS) ve Birleşmiş Milletler (BM) sözleşmeleri her türlü ifade hakkını şoke edici olsa dahi koruma altına alıyor. Çünkü bu demokrasinin gereğidir. Üstelik propaganda suçunu düzenleyen yasada 2013’te gerçekleştirilen değişiklikle yer ve zamanın, geniş kitlelere yayılıp yayılmadığı da fiili propaganda suçu olmaktan çıkarıyor. Yani hakkında soruşturma açılan bu  yurttaşlar kendi aile veya arkadaş çevreleriyle çektikleri halayı sınırlı sayıdaki bireysel çevresinde paylaşıyor. Üstelik Yargıtay’ın ve Anayasa Yüksek Mahkemesi’nin emsal niteliğinde kararları da var.
 
Ciddi gazetecilik faaliyeti yürüten bir yayın organının bunları araştırmadan haber yapması düşünülemez. Aksine bir düğmeden basılmışçasına birden bire neredeyse birbirinin aynı başlıkları içeren haberlerin yayınlanması ortada bir kasıt olduğuna güçlü bir delil oluşturuyor.
 
Propagandayı devletin kendisi yaptı
 
Öte yandan propaganda suçu 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası içeriyor ve hiçbir şekilde tutuklamayı gerektirmiyor. Hem deliller zaten ortadadır hem de daha yargılanmadan karar verilerek masumiyet karinesi ihlal edilmiştir. Üstelik beraat etmesi durumunda kişinin özgürlüğünün kısıtlandığı süre boyunca "kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçu" işlenecektir. Ancak devlet fiiliyatta bu suçu kişinin yattığı sürenin tazminatını vererek kendi hanesinden silme imtiyazına sahiptir. Özgürlüğün satın alınması gibi kötü bir anlamı da doğuruyor üstelik. Aslında bu tutuklamalar, iktidarın kendi seçmenine/ tabanına "ülkeyi nasıl da terör unsurlarından temizlediklerinin" propagandasının bir parçası. Kendini sürekli tehdit altında hisseden toplum aç kalmayı da ölmeyi de gerekli görür. Bu yolla muhaliflere de devletin gücünü ve imkanlarını, sosyal medya paylaşımına kadar takip edebildiğini, ona şah damarı kadar yakın olduğunu kanıtlar. Bunu yaparken de tutuklanan gençleri, kadınları, müzisyenleri kamuya teşhir ederek ırkçıların hedefine konuyor ve linçe davet çıkarıyor. Çünkü linç, kitlenin öfkesini boşaltımı için gereklidir. Zira “terör” şah damarı kadar yakındır, komşudur mesela. Ancak şimdilik onlar adına polisler suçüstü görüntüleri yayılan azılı “terörist sevicileri” kıskıvrak yakalamış, ters kelepçeleyerek, başı öne eğdirilerek, Türkçü marşlar dinleterek kitlenin içi şimdilik rahat ettirilir. İçişleri Bakanlığı bunun için tehlike ve kahramanlık duyguları uyandıran müzik eşliğinde bir operasyon klibi bile hazırlamış üşenmeyip. Fakat trajik olan halay “teröristlerini” teşhir eden bu gazetelerin insanlığa karşı suç işleyen kadın ve çocuk katillerini, tecavüz ve istismar faillerinin adı vermekten bile imtina ettiğini çok kere görmüş olmamız.
 
‘Gazeteler işkenceyi övdü’
 
Üstelik Mersin’de gözaltına alınan Kürt gençlere 12 Eylül Darbesi sonrasında Diyarbakır Cezaevi’nde işkence uygulanırken dinletilen "Ölürüm Türkiye" parçasını dinleterek o günlere göndermeler yapılıyor ve o günün faillerinin mirasçısı oldukları itiraf ediliyor. Hiçbir iktidar yanlısı basından bunun bir işkence olduğundan ve fail polislerin yargılanması gerektiğinden bahsetmesi zaten beklenmiyor. Aksine bazı gazeteler işkenceyi yayınlayarak yaygınlaştırdı, meşru kılmaya çalıştı. Oysa devletin Kürt sorununa şiddet yanlısı yaklaşımının sonuçlarının 12 Eylül Darbesi’nden bu yana hiç de istemediği bir yönde evrildiğini işkenceyi öven bu gazeteler tarafından bilinmektedir.
 
‘İktidar yanlısı gazeteler Kürtleri vatandaşı olarak görüyor mu?’
 
Aslında iktidar gazetelerinin hakaret, korku, yıldırma içerikli mesajları, polisin baskı ve işkenceleri Kürt halkının devletle olan bağlarını daha da zayıflatıyor ve devletin istemediği yönde keskinleşmesini teşvik ediyor. 
 
Zira DEM Partili belediyelerin yazdığı Kürtçe yazılarının yollardan silinmesi, belediyelere kayyım atanma çabaları gibi pek çok Kürt halkının kültürel varlığını, demokratik haklarını yok sayan uygulamaların Türkiye’nin yürüttüğü savaşla önemli bir bağı var. Savaşın seyri, Türkiye sınırlarındaki Kürt halkına uygulanan şiddetin miktarı ve türü ile paralellikler gösteriyor. Fakat belli ki siyasal akıl işkence ve hak ihlalini sorunu çözme yöntemi olarak görmenin yanı sıra Kürt halkını korku ile şekillendirmenin de yöntemi olarak tercih ediyor. Bu yöntemin ters teptiğini yinelemek ve uluslararası arenada da "PKK Türkiye’de halk arasında sevilen bir örgüt" düşüncesine kanıt oluşturduğunu eklemek isterim.
 
‘Kürt toplumunu birbirine bağlayan bağlar kesilmek isteniyor’
 
Halay tutuklamalarının ardından Wan’da Bahçesaray Kaymakamlığı, düğünleri izne bağlandığına dair muhtarlara mesaj gönderdi. Evlenmek için feodal beyden izin alması gibi bir uygulama diye yorumlanabilir. Öte yandan bu uygulama devletin sadece gerilla halayı çekilmesine değil Kürt kültürünün kılcallarına kadar sızması ve orayı tek tip bir yapıya çevirmesi, düğünlerde polisin davetsiz müdavimi olarak bulunabilmesinin imkanı da yaratılmış olması demek. Öte yandan kendine özgü düğünlerin, cenaze törenlerinin, Newroz gibi ulusal bayramların toplumun birbirine bağlayan ve toplum haline getiren etkinlikler. Gerilla cenaze törenlerine müdahale edilmesi gibi düğünlerde gerilla halayının çekilmesine engel olunması cezaevi sisteminin dört duvar arasından sıyrılarak her yerin cezaevine dönüştürülmesinden başka bir durum değil.
 
Erkek egemen hakaret dili kullanıldı
 
Bu her yeri cezaevine çevirme, sorunları cesurca konuşturmama stratejisinin en önemli aracı iktidarın işaret parmağı haline gelen iktidardan icazetli medya. Başlıklara kadar yansıyan hakaret içerikli erkek egemen dil gazetecilik etiğine yakışan bir durum değil. Üstelik gazeteciliğin farklı kesimlerin birbirini tanımasına fırsat yaratmaktan ziyade birbirine düşmanlaşmasını da getirir. Bu haberlerin linkleri ve başlıkları aşağıda verildi.
 
‘Kimliği belirsiz hesapların örgütlü olduğu anlaşılıyor’
 
Halay çekenlere yönelik başlatılan kampanya sosyal medyada trol hesapların hedef göstermesiyle başladı. Bu ırkçı hesapların profesyonel örgütlü ve siyasal desteği olan bir ekip olduğu çok belli. Birden bire her yerden halay videosu paylaşanların özel hesaplarına erişmek, teşhir etmek örgütlü koordineli bir çalışmayı gerektirir. Bu süreçte öne çıkan @kulagugan adlı X hesabı. Bu hesap gözaltı ve tutuklama furyasının yaşandığı tarihlerdeki paylaşımlarında Meclis’teki gibi Kürtçeyi bilinmeyen dil olarak tanımlıyor, Kürtçe yazılmasını devlete başkaldırı olarak nitelendirip derhal Olağanüstü Hal ilan edilmesi, DEM Partililerin tutuklanarak idam edilmesini öneriyor. DEM Partili belediyelere kayyım atanmasını adeta emreden hesap tüm Kürtlerden "vatansızlar" diye bahsederken paylaşımlarının altına yazılan yorumlar ise iktidar parti mensuplarını, İçişleri Bakanılığı, Emniyet Genel Müdürlüğü gibi kurumları mentionlayarak "bolca sarı torba lazım" gibi kan dondurucu taleplerde bulunabiliyorlar. Ancak tabi ki bu hesaplar soruşturma konusu dahi olmuyor.
 
Ülkücü Hareketi mentionlayan hesap ideolojik alt yapısını ele veriyor
 
Ancak bu kendinden olmayanı yok etme güdüsüyle çalışan erkek egemen aklın ideolojik alt yapısının ve siyasi arka planının nereden kaynaklandığını anlamak hiç de zor değil. Hesap Ülkücü Hareket adlı mavi tikli hesabın paylaştığı "O kayyum Van’a atanacak" yazısını alıntılayarak adresi işaret ediyor. Hesap alıntısında “Türk topraklarında Türkçeyi yasaklama cüretinde bulunanların bu topraklarda yiyeceği tek rızık Türk devletinin koçbaşıdır. Van belediyesine derhal kayyum atanmalıdır" diyor. Kürtlerin en çok yaşadığı bölgelerde Türkçe’nin yanına Kürtçe eklenmesini Türkçe’nin yasaklanması gibi bir algı yaratan erkek akıl, tozu toprağa katarak kutuplaşma yaratıp sorunların açıkça hakikatiyle çözme koşullarını dinamitliyor, nefret saçıyor.
 
Aynı yoldan giden ancak X üzerinden yayın yapan kaynağı belirsiz sosyal medya hesapları da aynı nefret suçuna ortak oluyor. Üstelik işkenceyi de görmezden geliyor, aynı büyük basın kuruluşları gibi. Bunlardan bazıları şöyle:
 
*@ConflictTR adlı hesap ‘Halay çekerken terör örgütü PKK elebaşı lehine slogan atan şahıslar, ters kelepçe ile gözaltına alındı’
 
*’Boşuna tıklama’ adlı haber hesabı “Siirt’te terör örgütü PKK’nın propaganda müziği eşliğinde halay çeken 6 kişi gözaltına alındı.
 
*@ajans_muhbir adlı hesap Halay çeken gençleri teşhir ederek ‘Kürt ırkçıları, İstanbul Arnavutköy'de PKK propagandası yapılan müzik eşliğinde halay çekti.’
 
*Turan Medya, ‘size devleti tanıtacağız’
 
*TTA Grup ‘TEM Gurular sunar, Ağrı’da terör örgütü lehine slogan atıp halay çeken PKK’lı vatansızlar paketlendi’
 
*İnci Sözlük “Ağrı’da bir düğünde terör örgütü ele başı Öcalan lehine slogan atarak halay çeken şahıslar. Bunların da playlistine ‘ölürüm Türkiyem’ ekleyelim lütfen
 
Trajik olan durumlardan biri de mavi tike sahip Avukat Ayşenaz Çimen’in paylaşımı. Devletin kendilerinin tekelinde bir aygıt olduğunu kanıtlıyor adeta. Paylaşım şöyle ’Batman’da bir düğünde PKK’yı öven şarkı ile halay çekilerek terör örgütü sempatizanlığı yapıldı Bu tarz görüntüler her geçen gün daha da artmaya başladı. Problem değil. TEM Halleder. Herkes paylaşsın, bu sempatizanlar paketlensin.”
 
Başlıklarıyla bile nefreti örgütleyen ve trol hesaplarla benzer dili kullanan bazı haber başlıkları ve linkleri ise şu şekilde:
 
*Sonses TV 22 Temmuz “Mersin’de Terör Yandaşlarından Skandal Halay” https://www.sonses.tv/video/mersinde-teror-yandaslarindan-skandal-halay#google_vignette
 
*A Haber 23 Temmuz “Terör sevicilere geçit yok! Mersin'de Abdullah Öcalan sloganları eşliğinde halay çektiler | Bakan Tunç duyurdu: 9 şüpheli gözaltında” https://www.ahaber.com.tr/video/yasam-videolari/teror-sevicilere-gecit-yok-mersinde-abdullah-ocalan-sloganlari-esliginde-halay-cektiler-bakan-tunc-duyurdu-9-supheli-gozaltinda
 
*Hürriyet 24 Temmuz “Terör örgütü marşıyla halay çeken gruba 'Ölürüm Türkiyem' şarkısı” https://www.hurriyet.com.tr/gundem/teror-orgutu-marsiyla-halay-ceken-gruba-olurum-turkiyem-sarkisi-42494135
 
*En Son Haber 24 Temmuz Gazete işkenceyi kamuya yayınlamakla suç işlediğini düşünmüyor aksine gurur duymuşa benziyor. Haberin başlığı şöyle; “Mersin'de terör halayı çekenlerin ekip otosunda Ölürüm Türkiyem dinlediği anlar https://www.ensonhaber.com/gundem/mersinde-teror-halayi-cekenlerin-ekip-otosunda-olurum-turkiyem-dinledigi-anlar
 
*A Haber 25 Temmuz “Mersin'in ardından İstanbul'da da terör halayı! Bir grup terör sevici "Gerilla" isimli PKK şarkısıyla halay çekti. https://www.ahaber.com.tr/gundem/2024/07/25/mersinin-ardindan-istanbulda-da-teror-halayi-bir-grup-terorsevici-gerilla-isimli-pkk-sarkisiyla-halay-cekti
 
*TGRT Haber 25 Temmuz “Mersin'de halay çekip terör sloganı atmışlardı! 10 kişi hakkında yeni karar” https://www.tgrthaber.com/gundem/son-dakika-mersinde-halay-cekip-teror-slogani-atmislardi-10-kisi-hakkinda-yeni-karar-2963214
 
*Haberler.com 25 Temmuz “Terör yandaşı halay pahalıya patladı! Gözaltına alınan 10 şüpheli tutuklandı” https://www.haberler.com/3-sayfa/mersin-de-terorist-basi-abdullah-ocalan-sloganlari-esliginde-sahil-kenarinda-halay-ceken-gruptan-10-17556863-haberi/
 
*TRT Haber 25 Temmuz “Terör örgütü PKK elebaşı lehine slogan atan 3 kişi yakalandı” https://www.trthaber.com/haber/turkiye/teror-orgutu-pkk-elebasi-lehine-slogan-atan-3-kisi-yakalandi-870119.html
 
*Yeni Şafak 27 Temmuz “Teröristbaşı lehine slogan atarak terör propagandası yapmışlardı: 13 şüpheli paketlendi” https://www.yenisafak.com/gundem/teroristbasi-lehine-slogan-atarak-teror-propagandasi-yapmislardi-13-supheli-paketlendi-4635378
 
*Van Postası 27 Temmuz “Siirt'te Düğünde PKK Terör Örgütü Propagandasına Gözaltı Fırtınası “https://vanpostasigazetesi.com/haber/siirtte_dugunde_pkk_teror_orgutu_propagandasina_gozalti_firtinasi-327959.html
 
*Hürriyet 28 Temmuz “Düğündeki terör halayına 4 tutuklama” https://www.hurriyet.com.tr/gundem/dugundeki-teror-halayina-4-tutuklama-42495876
 
*Milliyet 29 Temmuz ‘Terör halayı’na 13 tutuklama https://www.milliyet.com.tr/gundem/teror-halayina-13-tutuklama-7162774
 
*Yeni Akit 30 Temmuz “AK Parti'den DEM'li müptezellerin 'halay yasağı' iddialarına tepki!” https://www.yeniakit.com.tr/haber/ak-partiden-demli-muptezellerin-halay-yasagi-iddialarina-tepki-1873636.html
 
*Türkgün 31 Temmuz Yıldıray Çiçek isimli köşe yazarının ilgili yazısının başlığı: PKK halayı çeken alçaklar” içerikte ise başlıktan daha yakışıksız hakaretler ve şiddeti güzelleme mevcut. https://www.turkgun.com/gunun-basyazisi/pkk-halayi-ceken-alcaklar/245714
 
*Bitlis Haber 1 Ağustos “Halay Çekerken Terör Propagandası Yapan 5 Kişi Yakalandı” https://www.bitlishaber13.net/halay-cekerken-teror-propagandasi-yapan-5-kisi-yakalandi