Şemsiyesiyle özsavunma yapan Zana: Tek istediğimiz yaşamak

  • 09:04 18 Ekim 2018
  • Yaşam
Sibel Özalp
 
İZMİR - LGBTİ+ olduğu için babası tarafından bıçaklı saldırıya maruz kalan Zana Tolunay Yaman, gökkuşağı şemsiyesiyle kendisini savundu. Zana, "Özsavunma meşrudur dedim ve kaptım şemsiyeyi. Her vurduğum darbede özgürleştiğimi hissettim. Nefret cinayetlerine kurban giden tüm transların, tüm kadınların öcünü almış gibi hissettim" dedi.
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi yöneticilerinden Zana Tolunay Yaman, LGBTİ+ olduğu için babası tarafından bıçaklı saldırıya maruz kaldı. Babasının saldırısına karşı özsavunmasını alan  Zana, nefret cinayetleri, ayrımcı ve ötekileştirici söylemlere karşı adil bir yargılamanın olması gerektiğini belirtti. 
 
‘Ailemizin bizi öldürmek istemesi kadar gerçeğiz’
 
Zana, "Toplumun bizlere bu kadar kin beslemesi bizim yaşadıklarımızı bilmemelerinden kaynaklı. Biz hakarete uğrayıp, aşağılanıyoruz. Dövülüp, hastanelere kaldırılıyoruz. Hiçbir işe yaramadığımızı düşünen insanlar, feryat figan içinde can verdiğimizi görmüyorlar. Bizi yok sayanlar, görmezden gelenler bilsinler ki, ailemizin bizi öldürmek istemesi kadar gerçeğiz. Ve LGBTİ+'ları koruyacak bir yasanın olmaması da bunu tetikliyor. İşlenen nefret suçları, ayrımcılık ve nefret söylemlerine karşı hukuk önünde eşitlik sağlanmalı" dedi.
 
'Güvence yok, korku çok'
 
Artık sıra bana ne zaman gelecek diye düşünüyorum. Güvence yok, korku çok. Niye kabullenemiyorsunuz?! Çünkü toplumumuz erk'i seviyor. Ataerkilliği seven bir toplumuz, siyasi iktidarın etkisi zaten muazzam korkunç. Muhalefet deseniz yine aynı, özellikle LGBTİ+ politikalarında samimiyetsizler" diyen Zana, kendilerine karşı olan nefrete isyan ettiklerinin vurgusu yaptı.
 
‘Tüm trans ve kadınların öcünü almış gibi hissettim’
 
Kimliğinin öğrenildiği 2014 senesinden beri babası tarafından sistematik bir şekilde psikolojik ve fiziki şiddete maruz kaldığını ifade eden Zana, en son geçtiğimiz haftalarda daha ileri boyutta bir saldırı ile karşı karşıya geldiğini şu sözlerle anlattı: “Her hafta sonu olduğu gibi babam yine sarhoştu. Hakaret ve küfürle başladı, sonra tokat attı. En son masadan bıçağı aldığı gibi boğazıma dayadı. Bu kabullenilemezdi benim açımdan. Daha günler öncesinde Bursa'da, İstanbul'da trans cinayetleri yaşanırken 'sıra bende mi?' diye geçirdim aklımdan. O korku ile kaçıp kurtuldum elinden, üzerime geldiğini görünce gözüm ayakkabılıktaki 'gökkuşağı' şemsiyesine ilişti. Özsavunma meşrudur dedim ve kaptım şemsiyeyi. İnanır mısınız, o şemsiyeyi babamın üzerinde parçaladım. Her vurduğum darbede özgürleştiğimi hissettim. Babam sarhoş halde yere yığılınca vurmaya devam ettim. Her sızlamasında nefret cinayetlerine kurban giden tüm transların, tüm kadınların öcünü almış gibi hissettim."
 
'Tek istediğimiz yaşamak'
 
LGBTİ+ cinayetlerinin failleri yargılanırken “haksız tahrik” ve “iyi hal” indirimleri uygulandığını ifade eden Zana, "Anayasa'nın kanun önünde eşitliği düzenleyen maddesine 'cinsel yönelim, cinsiyet kimliği' ibareleri de eklenmelidir. Bizim tek istediğimiz yaşamak, bundan daha masum ne olabilir ki?" diye sordu. Yaşanılan şiddet ve cinayetlerin görünmez kılınmasını kabul etmediklerini dile getiren Zana, mücadelesine devam edeceğini ve bunu sürdürebilmek için İHD bünyesinde LGBTİ+ Komisyonu’nun kuruluş aşaması için çalışmalar yaptıklarını kaydetti. Zana, tüm “ötekilerle” beraber mücadeleye devam edeceklerini vurguladı.