Psikolojik ve ekonomik şiddete rağmen yaşam mücadelesini bırakmadı

  • 09:08 29 Eylül 2018
  • Yaşam
İSTANBUL - Aile baskısı nedeniyle kuzeniyle evlendirilen S.S.,  maruz bırakıldığı psikolojik ve ekonomik şiddete rağmen yaşam mücadelesini bırakmadı.S.'nin tek isteği iki çocuğuyla beraber kendi evinde yaşamak. 
 
Toplumsal cinsiyet rolleri ve yaşam boyunca öğretilenler kadını ve erkeği bir mülkiyet kurumu olan evliliğe iterken, kadın özgür ilişkilerin kurulmadığı evlilik kurumunda nesne haline getiriliyor. Binlerce kadın "görücü usulü" olarak aileleri tarafından evlendiriliyor. Evlendirildiği erkeğin ailesinin de adeta mülkü haline getirilen kadının bütün yaşamı ev içinde "hizmete" dönüştürülüyor. Fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddete maruz bırakılan kadınlar, her şeye rağmen yaşam mücadelesini sürdürüyor. 
 
Bunlardan biri olan S.S., henüz 23 yaşındayken ailesi tarafından kendisinden 7 yaş büyük olan kuzeni ile evlendiriliyor. Şu anda 39 yaşında olan S., hala eşinin ailesiyle yaşıyor. Konuşmaktan dahi çekinen S.'nin evde kendisine ait tek alanı çocuklarıyla birlikte kaldığı oda. 
 
'Ailem zorladı'
 
Evlenmek istemediğini ancak ailesinin kendisini zorladığını anlatan S., sonrasında yaşadıklarını şu şekilde dile getirdi: "Zaten akraba evliliği istemiyordum. Onlar karar verene kadar ben de bir şey diyemedim. Çok korkulu, çok endişeliydim. Çok üzülmüştüm. Aile baskısıyla evlendim ve çok mutsuz oldum. Hiç o düşünceyle bakmadığın biriyle evleniyorsun. Ama sonra mecburi 'seviyorsun'. Sevmeyebilirsin de. 'Bunlar tanıdıktır, biliyoruz huyunu suyunu' diye evlendiriliyor kadınlar. Bir de 'başlık' sorunu da var. Benden büyük abim vardı. Onu evlendirebilmek için beni evlendirdiler. O parayla abim evlendirildi."
 
Psikolojik ve ekonomik şiddete maruz kalıyor
 
S.'yi hem psikolojik hem de ekonomik şiddete maruz bırakan erkek, S.'nin altınlarını alıp kaçıyor ve bir hafta eve gelmiyor. Bunun üzerine birkaç sene önce çocuklarını da alıp annesinin evine geden S., bir yıl Mardin'de kaldıktan sonra aile baskısıyla tekrar erkeğin ailesinin evine dönmek zorunda kalıyor. Evlendiklerinden beri hiçbir şekilde çalışmayan erkek son olarak Almanya'ya çalışma bahanesiyle gidiyor ve orada kalıyor.
 
'Kurslara gidip kendimi geliştiriyorum' 
 
Tekstil işçisi olan S., maddi durumu elvermediği için hala evli olduğu erkeğin ailesiyle yaşamak zorunda. Onlardan da baskı gören S., çocuklarıyla birlikte ayrı bir evde yeni bir yaşam kurmak istiyor. Kazandığı parayla hem eve baktığını hem de çocuklarını okuttuğunu anlatan S., "Hem çalışıyorum hem de eve geldikten sonra ev işleriyle uğraşıyorum. Çocukları okula getirip götürüyorum. Hem okula hem işe günde birkaç defa gidip geliyorum. Çocuklarımın geleceğini düşünüyorum. 'Onların geleceği önemli' deyip kendimi mutlu etmeye çalışıyorum. Kurslara gidip kendimi geliştiriyorum. İlkokulu okudum. Ortaokulu dışarıdan okudum. Nakış, çocuk gelişimi ve Kuran kursuna gittim" diye anlattı.