Göç ettirilen Efrînli kadınlar: Bu sessizlik katliamlara ortak olmaktır

  • 09:04 11 Eylül 2018
  • Yaşam
Lilav Eli
 
ŞEHBA - Efrin’den göç etmek zorunda kalarak Fafîne'de bulunan “Berxwedan Kampı”na yerleşen kadınlar, uluslararası kamuoyunun seslerini duymalarını istedi. Kadınlar, "Efrîn halkına yapılan vahşet görülmüyor mu? Bu sessizlik katliamlara ve işgale ortak olmaktır" diye seslendi. 
 
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Özgür Suriye Ordusu'nun (ÖSO) saldırıları sonucu Efrîn'den göç etmek zorunda kalan halkın birçoğu Şehba Bölgesi'ne yerleşti. Burada kurulan “Serdem” ve “Berxwedan” kamplarına yerleşen Efrînliler, sıcak yaz ayını çadırlarda güneşin altında geçirmek zorunda kaldı. Uluslararası kamuoyu Efrîn halkına yaşatılanlara karşı sessizliğini korurken, Rusya ve Suriye rejim askerlerinin İdlib saldırıları sonrası sivil yaşam alanlarına yönelik yapılan açıklamalar aynı duyarlılığın neden Efrin için gösterilmediği sorusunu akıllara getirdi.  
 
Temel ihtiyaç ve tıbbı malzemelere ulaşma noktasında da sorunlarla karşılaşan Efrîn halkı, bir gün topraklarına geri dönme umuduyla her şeye rağmen direnişlerine devam ediyor. Şehba'nın Fafîne ilçesinde bulunan “Berxwedan Kampı”nda kalan kadınlar, uluslararası güçler, insan hakları savunucuları ve kamuoyunun Efrîn duyarsızlığını eleştirdi. Kadınlar, Efrîn'in tekrar sahiplerine bırakılması çağrısında bulundu. 
 
'Onurumuz için her türlü zorluğa göğüs geriyoruz'
 
Kadınlardan Fidan Muhemed, şöyle konuştu: "Berxwedan Kampı'nda zorlanıyoruz ancak onurumuz için her türlü zorluğa göğüs geriyoruz. Bunu Efrîn'e bir daha başı dik gidebilmek için çekiyoruz. Efrîn'de kalsaydık şunu iyi biliyorduk ki işgalciler her türlü barbarlığı uygulayacaktı. Bu yüzden toprağımızdan göç etmeyi tercih ettik."
 
'Yenilmedik, direndik'
 
Kürt varlığının kabul görülmediğini ifade eden Fidan, bu yüzden Efrîn'e saldırıldığını kaydetti. Fidan, "Kürt iradesini kırmak adına Efrîn'e barbarca saldırı düzenlendi. Biz yenilmedik direndik. Asıl yenilenler en gelişmiş teknikle üzerimize bomba yağdıran Türk Devleti ve ona bağlı çeteler oldu. Şuan Şehba'da zorlanıyoruz. Ancak zorlanmalar ve yaşam koşulları bizi asla davamızdan, direnişimizden uzaklaştıramaz. Buradan uluslararası, demokrat ve insan hakların savunucularına da sesleniyorum. Artık sessizliğinizi kırın ve Efrîn halkının sesine kulak verin. Eğer sessizliğinizi koruyacaksanız tarih karşısında insanlık suçu işleyenlerin ortağı olacaksınız." 
 
'Bize yapılanı unutmayacağız'
 
Efrîn'in Raco ilçesine bağlı Miskê köyünden olan Esmehan Muhamed de, saldırılar sonrası evini bırakmak zorunda kaldığını, daha sonra ise TSK ve ÖSO çetelerinin evini tamamen talan edip yıktığı bilgisi aldığını dile getirdi. Esmehan, "Evet işgalci Türk Devleti ve ona bağlı çete grupları evimi talan etiler, bu bana büyük acı verdi. Ancak şunu iyi bilsinler ki biz onların barbarlığını asla unutmayacağız. En kısa sürede Efrîn'e gitme umuduyla yaşıyoruz. Bize yapılan bu saldırılara sessiz kalanlar inanıyoruz ki bir gün mutlaka hesabını verecekler" diye konuştu. 
 
'Zorlanmalar bizi yıkmıyor'
 
Şiya'nın Çaqala köyünden olan Zeynep Muhemed Reşid ise, "6 aydır burada her türlü zorlukla mücadele ediyoruz. Zorlanmalar bizi yıkmıyor aksine direnişimize burada devam ediyoruz. Ve Efrîn'e gitmek için her türlü zorluğu göze almışız. Biz toprağımızı seviyoruz ve istiyoruz" ifadelerini kullandı.