Efrînli kadınların imece usulü kış hazırlığı

  • 09:07 6 Eylül 2018
  • Yaşam
Tolin Mihemed
 
ŞEHBA - TSK ve ÖSO'nun Efrîn'e dönük saldırıları sonucu Şehba Bölgesi'ne göç etmek zorunda kalan kadınlar, topraklarında edindikleri kış hazırlığı kültürünü bulundukları her koşulda sürdürüyor. Kadınlar, aynı zamanda imece usulü yaptıkları bu hazırlıklarla ekonomilerini de oluşturuyor.  
 
Yaz aylarının kavurucu sıcağında olgunlaşan meyve ve sebzeler hemen hemen her yörede kadınların ellerinden geçerek kış için kurutmalık olarak hazırlanıyor. Her bölgede olduğu gibi Kuzey Suriye'nin Efrîn kentinden göç etmek zorunda bırakılan kadınlar da bu kültürlerini koruyor. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Özgür Suriye Ordusu'na (ÖSO) bağlı çetelerin Efrîn'e dönük saldırıları sonucu Şehba Bölgesi'ne göç etmek zorunda bırakılan kadınlar,  Erfîn'in zengin topraklarında edindikleri kış hazırlığı kültürünü bulundukları her koşulda sürdürüyor.   
 
Şehba'nın Babinis köyünde yaşayan Efrînli kadınların yaşam ve kış hazırlıklarına konuk oluyoruz. Köye vardığımız ilk andan itibaren kadınların hummalı çalışmasına da tanık oluyoruz. Kadınların bir yandan önlerine koydukları kan kırmızısı biberleri doğramalarına diğer yandan da koyu sohbetlerinde Efrîn anılarına ve tekrar topraklarına geri dönme umutlarına tanık oluyoruz.   
 
Göçe rağmen kültürlerini koruyorlar
 
Bizler de komünal bir şekilde çalışan kadınlarla sohbete başlıyoruz. Meysa Sido, Efrîn'in Bilbile ilçesine bağlı Berkaşê köyünden göç etmek zorunda kaldığını anlatıyor. Meysa, "Türk devletinin köyümüze olan saldırılarından kendimizi korumak için Şehba'ya göç etmek zorunda kaldık. Köyümüzdeyken kendi topraklarımızda kış hazırlıklarımızı yapıyorduk. Şuan Babinis köyünde de kış hazırlıklarımızı yapıyoruz. Sebzelerin fiyatının düşmesiyle birlikte komşularımla birlikte biber alıp salça ve kurutmalık yapacağız. Salça için biberi yıkayıp bir gün güneşte bekletiyoruz. Bir gün sonra tohumlarını çıkartıp özel biber makinasında eritiyoruz. Erittikten sonra bir gün daha güneşte bırakıyoruz. Kimi zaman fazla kalırsa onu da satıyoruz" diyor.  
 
‘Fazla kalanı satarak geçimimizi sağlıyoruz’
 
65 yaşındaki Zelox İbiş de, şunları söylüyor: "Topraklarımızdan acı bir şekilde ayrılmak  zorunda kaldık. İşgalci Türk ordusu ve ona bağlı çeteleri katliamlar yaparak eşyalarımızı çalıp evlerimizi talan ettiler. Bu zorlu koşullarda yaşamımızı sürdürmek zorundayız. Bu nedenle çocuklarımıza bakmak için hem kış hazırlığımızı yapıyoruz hem fazla kalanını satarak geçimimizi sağlıyoruz. Şehba'da çok zorlanıyor ve acı çekiyoruz ancak. Efrîn'e gittikten sonra bu acılar yerini mutluluğa bırakacaktır."
 
Efrîn'den Şehba'ya göç ettikten sonra yaşadıkları zorluklara dikkat çeken Neriman Ehmed, “Şehba'da çalışma koşulları az. Burada nüfus yoğunluğu çok fazla. Bu yüzden zorlanıyoruz. Geçimimizi sağlamak için komşularımla birlikte biber salçası yapıyorum. Çarşıda biberin kilosu 25000 bin Suriye parasıdır. Artan biberleri salça yaparak satıp çocuklarımın geçimini de sağlıyorum" diye konuşuyor. 
 
Göç etmeden önceki mesleğini devam ettiriyor
 
Yine Bilbilenin Qestelê Xidriyan köyünden göç ettirilen Şihem Hemo ise, "Kendi köyümüzdeyken bir çeşit ot olan miluxiyêyle geçimimizi sağlıyorduk. Barbarca saldırıdan sonra Şehba'ya yerleştik. Burada yaşam koşulları elbette oldukça zor. Topraklarımız işgal altında, çocuklarımız burada zorlanıyor.  Bende Babinês'te miluxiyê otunu kurutup köyümüzde olduğu gibi geçimimizi sağlıyorum. Miluxiye yaprakları kurutulur, temiz bir yerde serilir, güneşin sıcağın da kalmayacak şekilde kurutulur. Kuruduktan sonra kışın yemeği yapılıyor" diyor. 
 
Topraklarına yapılan saldırıya karşı uluslararası kamuoyunun sessizliğine tepki gösteren Şihem, Efrîn'e dönme isteğini yineliyor.