Sistematik şiddete maruz bırakılan S.T.: Çare intihar değil direnmek

  • 09:05 2 Ağustos 2018
  • Yaşam
VAN - Evlendirildiği erkek tarafından sistematik şiddete maruz bırakılan S.T., "Hiçbir kadının şiddete karşı tek çaresi 'intihar' olmamalı. Şiddete karşı direnmek en büyük çözümdür, ya da yanı başındaki kadın aynı duruma maruz kaldığında onun yanında durmaktır” dedi.
 
Eril zihniyetin yaratmış olduğu toplumsal baskının yoğun bir şekilde yaşandığı bölgelerde, binlerce kadın intihara sürükleniyor. Bu kadınlardan biri olan 52 yaşındaki S.T.,  90'lı yıllarda Şırnak'ın Uludere ilçesine bağlı köylerinin boşaltılmasıyla baba ve amcalarının baskısıyla hiç tanımadığı bir erkekle evlendirilmek istenir. "Direnmem boşuna bir çabayı geçmedi" diyen S.T., amcasının baskısı sonucu babası tarafından zorla  evlendirilir.
 
'Benim için evlendirilmek büyük travmaydı'
 
Evlendirildiği erkeğin ailesi ve yakınlarıyla birlikte Mersin'e göç etmek zorunda kalan S.T., sonrasında sistematik olarak maruz kaldığı şiddetti şöyle anlattı: "Benim için evlendirilmek büyük bir travmaydı. Aile ve yakınlarıyla birlikte ekonomik imkanlar el vermediği için iki odalı bir evde en az 25 kişi kalıyorduk. Ailenin içinde savaşın yarattığı ekonomik imkansızlıklardan kaynaklı erkekler iş bulamıyordu. Aileye bakamadıkları için ise kadınlara sürekli şiddet uyguluyorlardı. Ben onlardan sadece bir tanesiydim. Eşim bana her şiddet uyguladıktan soran şiddetin nedenini sorduğumda 'anneme kızdım, babama kızdım, acısını senden çıkardım' diyordu. Evlendirildiğimin ikinci yılında ise bir çocuğum dünyaya geldi."
 
'Evim benim için yeryüzündeki cehennemdi'
 
Ekonomik, sosyal ve psikolojik anlamda büyük sıkıntılar yaşadığını söyleyen S.T., bunların en başında da maruz bırakıldığı sistematik şiddetin geldiğini vurguladı. S.T., şöyle devam etti: "Ben evlendikten kısa bir süre sonra babam vefat etmiş, annem ise başkasıyla evlendirilmişti. Sığınacak hiçbir kapım yoktu. Hatta bir gün eşim yine olur olmaz nedenlerden dolayı bana şiddet uyguladı. Şiddetten dolayı uzun süre yerde baygın bir şekilde kalmışım. Kendime geldiğimde ise eşime duyduğum öfkeden kaynaklı evi terk ettim. Gece geç saatlere kadar şehrin boş sokaklarında dolaştım durdum. Nereye gidecektim ki. Yine benim yeryüzündeki cehennemim olan eve dönmek zorunda kaldım. Zaten çocuk dünyaya geldikten sonra da vicdanen çocuğum için tekrar evime geri dönmek zorunda kaldım."
 
‘Çözüm intihar olmamalı'
 
Erkek şiddeti nedeniyle  birçok kadının intiharın eşiğinde olduğunu belirten S.T., kendisinin ise üç kez intihar girişiminde bulunduğunu söyledi.  Bunun nedenleri arasında ise hem fiziki, hem psikolojik, hem de ekonomik şiddet olduğunu kaydeden S.T., "Ama bunun hiçbir faydası olmadı. Zamanla da çocuklarım büyüdü.  Artık babalarına karşı duruyorlar" ifadelerini kullandı. 
 
'Beraber daha güçlüyüz'
 
Şiddetin bir sonu olmadığını dile getiren S.T., "Yaşadığımız bölgede maruz bırakıldığımız için intihar bizim için kaçınılmaz, tek çare gibi gözüküyor. Ama şu anki aklım olsa açlıktan öleceğimi de bilsem çocuklarımı da alır terk ederdim. Çünkü hiçbir kadının şiddete karşı tek çaresi 'intihar' olmamalı. Şiddete karşı direnmek en büyük çözümdür. Ya da yanı başındaki kadın aynı duruma maruz kaldığında onun yanında durmaktır. Her kadın şiddete karşı bir diğer kadınla buluşmalı. Çünkü beraber daha güçlüyüz" dedi.