Göç, yoksulluk, ötekileştirme: Nidê’nin yaşam mücadelesi

  • 09:18 12 Aralık 2017
  • Yaşam
Dilan Babat 
 
VAN - Ülkesinde yaşanan iç savaşın ardından göç yollarına düşen, bir umutla yerleştiği Van’da ise dilencilik yapmak zorunda kalan Nidê Eshad, “Bizler dil bilmediğimiz ve dışarıdan mülteci olarak geldiğimiz için kimse iş vermiyor” diyor. 
 
"...Savaşın neye benzediğini fotoğrafların kendileri söylüyor. ... Savaş yırtar, savaş parçalar. Savaş iç deşer, savaş bağırsakları söküp boşaltır. Savaş teni yakıp kavurur. Savaş organları bedenden koparır. Savaş yıkıp yok eder” diyor Susan Sontag Başkalarının Acısına Bakmak isimli kitabında. Fakat bir fotoğrafın söylediğinden daha fazlasını anlatıyor kendi ülkelerindeki savaştan kaçıp mülteci olmak zorunda kalan kadınlar… Van sokaklarında dilencilik yaparak geçimini sağlamaya çalışan ve ‘başkalarının’ yanından gelip geçerken dahi acısına bakmadığı Nidê Eshad  kendi hikayesini anlatıyor. 
 
‘Kimse iş vermiyor’
 
Nidê Eshad Suriye’de çıkan iç savaşın ardından ülkesini ve anılarını bırakarak göç etmek zorunda kalmış… Nidê’nin yaklaşık 6 yıl önce başlayan göç hikayesi Van’da son buluyor. 7 çocuğu ile birlikte yaşam mücadelesi veren Nidê, eşinin kalp hastalığı ve dil sorunundan kaynaklı çalışamadığını sözlerine ekliyor. 
 
Terk edilmiş bir evde yaşamını sürdüren Nidê, savaştan kaçarak sığındığı Türkiye’de farklı bir savaş verdiğini söylüyor. “Türkiye’de yaşama koşulları çok zor” diyen Nidê, “Bizler dil bilmediğimiz ve dışarıdan mülteci olarak geldiğimiz için kimse iş vermiyor” diyor. 
 
‘Bizi öldürürlerdi’
 
Çocukları aç kalmasın diye dilencilik yaptığını söyleyen Nidê, maruz bırakıldığı hakaretlerden ve ötekileştirmeden yakınıyor. Doğup büyüdüğü toprakları bırakmayı hiç istemediğini söyleyen Nidê, “Binlerce insan öldü.  Ben çocuklarımla birlikte orada kalsaydım bizi de öldürürlerdi” diyor. 
 
Soba var kömür yok!
 
Şuan kaldığı evin kış şartlarında kalınamayacak kadar kötü bir durumda olduğunu söyleyen Nidê sözlerine şöyle devam ediyor “Şuan kaldığımız bina terk edilmiş durumda. Kış geldi, sadece bir soba var. Çocuklarımın haline acıyanlar soba verdi ama sobada yakacak kömür ya da odunumuz yok. Sobayı yakamadığımız için çocuklarım birbirilerine sarılıp uyuyorlar.”
 
Nidê, son sözlerine yaşadığı tüm zorluklara eklenen ötekileştirmeyi de ekliyor: “6 yıldır yaşam mücadelesi veriyorum. Koşullar da insanlar da çok zor ve bizim varlığımızdan şikâyetçiler…”