Yakılan köyüne 20 yıl sonra dönen Ase: Bir daha asla bırakmam

  • 09:05 24 Ekim 2017
  • Yaşam

Medine Mamedoğlu

MARDİN- Savur’a bağlı Belav (Beşevler) Köyü’nün 1990 yılında askerler tarafından yakılması nedeniyle göç etmek zorunda bırakılan Ase Alokman, yıllar sonra köyüne dönerek yakılan evini yeniden inşa etti. Ase, “20 yılın ardından anılarım, bahçelerim, dağlarım yeniden gözlerimin önünde yaşam buluyor. Köyümü bir daha elimden almak istediklerinde yaşıma bakmadan o yangının içine girerim” diyor.    
 
Mardin’e bağlı Savur ilçesinde yaşayan ve 90’lı yıllarda yaşanan köy yakma olayları yüzünden köyünden ayrılmak zorunda bırakılan 80 yaşındaki Ase Alokman’ın yaşamı bir ‘yeniden dönüş’ hikayesi… Ase, 1994 yılında Belav (Beşevler) köyünde zorla evinden çıkarılıyor. Köyleri yakılan ve evlerinden geriye tek bir şey kalmayan Ase, yaşanan olaydan 20 yıl sonra köyüne geri dönerek yakılan evinden yeni bir ev inşa ediyor. Ase, her şeye rağmen büyük bir cesaretle döndüğü ve yaşamı yeniden ördüğü köyünden bir daha ne olursa olsun ayrılmayacağını dile getiriyor. 
 
‘Tehdit ve işkenceler ile çıkarıldık köyden’
 
Ase, yaşanan o günleri hem hüzünlü hem de gururlu bir şekilde anlatarak, çocukluğunu, gençliğini ve her anını geçirdiği köyünden zorla çıkarıldığında içine büyük bir öfkenin yerleştiğini ifade ediyor. 23 yıl öncesine giderek o günleri anlatan Ase, askerlerin 10 gün içinde köylerini terk etmelerini istediğini köy halkının köyden çıkmayacağını söylemesi üzerine biranda her yerin ateşe verildiğini söylüyor. 
 
Ase, yangına ilk gün müdahale edildiğini ancak ikinci gün köyün ablukaya alındığını dile getirerek, “Geldiklerinde tüm evlere girip tüm camları kırdılar. Ellerine gelen her şeyi yerle bir ettiler. Sonra baktık olmuyor, 10’ncu gününde elimize hiçbir şey almadan çıktık köyden” diyor.
 
‘20 yıl uzak kaldık köyden’
 
Ase, yıllar boyunca yaşadıkları köylerinin 5 dakika içinde yakıldığını ve yerle bir edildiğini söyleyerek, gözyaşları içerisinde herkesin köyün yakılışına tanıklık ettiğini söylüyor. 
 
Eşinin bu tanıklığın ardından sadece 2 yıl dayanabildiğini göç etmelerinin ardından yaşamını yitirdiğini aktaran Ase sözlerini şöyle sürdürüyor: “Eşim köyün ve evinin hasretine dayanamadı. Onlarca bağımız, bahçemiz hepsi geride kaldı. Onların acısını o anıları bir türlü unutamadı. Ölmeden önce bir vasiyeti vardı. ‘Beni kendi köyümde defnedin’ diyordu. Biz de getirdik onu burada defnettik. Sonra etrafımız 5 dakika içinde onlarca polisle sarıldı. Biz cenazeyi gömdükten sonra arkamıza bile bakmadan çıkmak zorunda kaldık. 20 yıl boyunca köyümüzden ayrı kaldık. Bir Diyarbakır bir Batman’da yaşadık. Oradan oraya sürüklendik.” 
 
‘Yakılan evimizi yeniden inşa ettik’
 
Aradan geçen yıllara rağmen toprağına olan özleminin daha da arttığına vurgu yapan Ase, çocuklarına 20 yılın sonunda köyüne geri dönmek istediğini söyleyerek yola koyuluyor. Büyük kentlerde nefes alamadığını ve çok sayıda hastalığa yakalandığını dile getiren Ase, “2014 yılında buraya gelip yakılan yerle bir edilen evimizi yeniden yaptık. Yakılan yeri de inşa ettik. Onun yerine başka bir kat daha yaptık. Ama bahçelerimiz, bağlarımızın hepsi başkalarının elindeydi sonra onları aldık. Burada olduğum için çok mutluyum” diyor.
 
‘Bu kez o yangının içine girerim’
 
Bir daha ne olursa olsun köyünü bırakmayacağını söyleyen Ase sözlerini şu şekilde sonlandırıyor: “Eskiden şehir balkonlarında caddelere bakıyordum şimdi ise kendi evimin balkonunda dağlara bahçelere bakıyorum. Yıllar sonra buraya geldiğim için çok huzurluyum. Artık anılarım, bahçelerim dağlarım gözlerimin önünde. Burada ölmek istiyordum… Köyümü bir daha elimden almak istediklerinde yaşıma bakmadan o yangının içine girerim. Bu kez köyümü onların ellerine bırakmayacağım.”