‘Engellilik sorunu yeni bir engelli kültürünün inşasıyla çözülecektir’

  • 09:01 20 Ekim 2021
  • Yaşam
 
ANKARA - HDP Kadın Meclisi’nin düzenlediği “Engellilik ve Kadın Çalıştayı”nı değerlendiren HDP Engelliler Komisyonu Eşsözcüsü Hatice Betül Çelebi, “ırkçılık ve sağlamcılık ideolojileri arasındaki bağa” vurgu yaparken, “Hayat bütünsellik içerir ve engellilik sorunu da bu bütünsellik içinde çözülecektir. Bizler de kadınlar olarak, bu kültürün inşası için bir adım atmış olduk” dedi.
 
Halkların Demokratik Partisi(HDP) Kadın Meclisi, “Kadın Yoksulluğuna Hayır” kampanyası kapsamında 17 Ekim’de “Engellilik ve Kadın Çalıştayı” düzenledi. “Engelsiz yeni yaşamı kadınlar inşa ediyor” şiarıyla Ankara’da bir otelde gerçekleştirilen çalıştaya katılan Fatoş Karavelioğlu ve HDP Engelliler Komisyonu Eşsözcüsü Hatice Betül Çelebi, ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.
 
‘Anneme bakabilmek için emekli oldum’
 
Çalıştaya katılmak için Eskişehir’den geldiğini ve emekli olduğunu ifade eden Fatoş Karavelioğlu, yaklaşık 10 yıldır yüzde 97 engelli olan annesine baktığını belirtti. Fatoş, “10 yıla yakın anneme baktım. En son anneme bakmak için emekli olmak zorunda kaldım, öğretmendim. Hasta bakımı gerçekten çok büyük problem” dedi. Türkiye’de engellilere ve hasta bakımına yönelik kapsamlı politikaların olmadığına dikkat çeken Fatoş, “Devletin bu konuda çok yetersiz olduğunu düşünüyorum. Evde bakım hizmetleri konusunda da çok yetersiz. Yardım için ailelere verilen para çok cüzi bir miktar. Ayrıca bu para herkese verilmiyor. Kriterler çok fazla ve doğal olarak o kriterleri karşılayamıyorsunuz. Hasta bakımı için özel bakıcılar var, ancak para olarak onlara yetişmek mümkün değil. Bu yüzden insanlar kendilerini yıpratıyor. Ben hafta sonları özel ders, kurs vermek zorundaydım. Çünkü bakıcılar dolar üstünden maaş alıyorlardı. Annemin kontrolü için eve paralı hemşire getirtmek zorunda kalıyordum” şeklinde konuştu.
 
‘Sosyal devlet anlayışı yerleşmeli’
 
Fatoş, HDP’nin yaptığı çalıştayı anlamlı bulduğunu ancak çok daha fazla geliştirilmesi gerektiğini söyledi. Engellilere ve hasta bakımına dönük çözüm önerilerine dair konuşan Fatoş, hasta bakım evlerinin her semtte, mahallede olması gerektiğini kaydederken, “Hasta bakım evleri olmalı. Burada tıbbi ortamların sağlanması gerekli. Engelliler için, hastalar için devlet ücretsiz yatak vermeli. Sosyal devlet anlayışının bu anlamda yerleşmesi lazım. Özel bakıcılarla olacak bir iş değil. Tecrübeli mi tecrübesiz mi emin olamıyorsunuz. Doğru mu yapıyor yanlış mı yapıyor bilmediğiniz için kafanız hiç rahat etmiyor. Hasta insanları ölüme mi terk etmeliyiz? Şu an devlet bütün maddi ve manevi yükü bizim sırtımıza yüklüyor. Kadın olunca da daha fazla yük biniyor. Bu şekilde iki taraf için de psikolojik olarak çok yıpratıcı oluyor. Ben öğretmendim, bakıcı tuttum ama yine de evden çıkamıyorsunuz, tatile gidemiyorsunuz. Kendinizi kısıtlıyorsunuz, bu şekilde yaşamak çok zor” ifadelerini kullandı.
 
‘HDP’nin manifestosu, bu alanda yapılan ilk çalışma’
 
HDP Engelliler Komisyonu Eşsözcüsü Hatice Betül Çelebi de geçtiğimiz Mart ayında Engelliler Komisyonu’nun bir manifesto hazırladığını ve 10-16 Mayıs Engelliler Haftası’nda hazırlanan manifestonun tanıtımını yaptıklarını hatırlattı. Çalıştayın amacına değinen Hatice, “Biliyorsunuz, TÜİK’in açıklamış olduğu 2012 yılındaki rakamlar ve oranlar nüfusumuzun yüzde 12’sinin engelli vatandaşlardan oluştuğunu gösteriyor. Bunun aslında çok iyimser bir rakam olduğunu söyleyebiliriz. Bu süreç içerisinde, engellilerle ilgili sorunları ne kadar çözebildik, neredeyiz sorularını sorduk. Buradan baktığımızda kat ettiğimiz yolun olması gerekenin gerisinde kaldığını söyleyebiliriz. Bir diğer soru bu sorunları neden çözemedik? Manifesto bunun tespitini yapmak ve yeni çözüm önerileri getirmek için hazırlanmış referans belge ve bu alanda yapılan ilk çalışma” diye konuştu.
 
‘Engelli olmak hastalık ya da eksiklik değil'
 
Engellilik kavramının toplumun kendi içinde var edildiğine ve toplum tarafından oluşturulan sosyal organizasyon eksikliği olduğuna vurgu yapan Hatice, “Tıbbi model dediğimiz bir modelle yıllardır engellilik sorunu algılanıyor ve algılatılıyor. Tıbbi model dediğimiz şey, engelli olmayı bir hastalık, anormallik, bozukluk, eksiklik, deformasyon olarak gören ve bu şekilde tanımlayan bir model. Tıbbi modeli sağlamcı ideolojilerle sistem bir anlamda meşrulaştırıyor. Sağlamcılık ırkçılıkla ikiz kardeş diyebileceğimiz iki ideoloji. Bunlar birbirini besleyen, birbirini çoğaltan iki ideoloji. Irkçılıkla mücadele ederken sağlamcılığı görmezden gelmemiz mümkün değil ya da sağlamcılıkla aslında başarılı bir mücadele vermeden başarılı bir ırkçılık mücadelesi yürütmemiz mümkün değil” sözleriyle ırkçılık-sağlamcılık bağının altını çizdi.
 
‘Engelliler eşit yurttaşlık sıfatını kazanamıyor’
 
Sağlamcı ideolojinin toplumda nasıl inşa edildiğine dikkat çeken Hatice, şunlara yer verdi: “Sağlamcı ideolojiyi biz nasıl inşa ediyoruz toplumda? Bir yetmezlik hissi geliyor. Yeterli değiliz hiçbir şey için, yeteri kadar ince değiliz, başarılı değiliz, zengin değiliz gibi.  Bu sistemin bizim sürekli olarak bilinçaltımıza kodlamış olduğu, tamamen de sağlamcılıkla baktığımız zaman yüzleştiğimiz ideolojinin ta kendisidir. Bu yetmezlikle beraber oluşturan boşluk hissini kapitalist modernite çok iyi bir şekilde dolduruyor. Yeterlilik hissi ‘daha’ya dönüşüyor. Daha fazla para, daha fazla zengin olma, daha popüler olma durumu. Bu sağlam ideoloji üzerinden iki farklı ‘biz’ ve ‘öteki’ ortaya çıkıyor. Biz, toplumun idealize ettiği o prototip, normal olan, makbul ve iyi olan biz. Karşıda da sistemin eksik, öteki, aciz ve yük olarak gördüğü, toplumun üzerinde de muhtaç insan profilinde gördüğü ‘öteki’ de böyle bir ayrışma içerisinde. Zaten hiçbir zaman ‘eşit yurttaşlık’ sıfatını kazanamıyor. Bu sistemle bunu çözebilmemiz tabi ki mümkün değil. Çünkü sağlamcı ideoloji süreç içerisinde engelli kültürünü dinle, edebiyatla, filmlerle, kitaplarla, popülist sunumlarla var etmiş, desteklemiştir.”
 
‘Kadınlar yeni bir kültürün inşası için adım attı’
 
Hatice, HDP’nin de alanda yapmış olduğu çalışmanın önemli olduğunu söylerken, partisinin yeni paradigmasının sorunları çözmeye yönelik olduğunun altını çizdi. Hatice, “HDP’nin yeni paradigması sorunların çözümüne yönelik sosyo-politik modeldir. Bu paradigma engelli olmayı bedensel farklılık ve nöroçeşitlilik olarak tanımlar. Buradan baktığınız zaman bütünseldir, hayat bütünsellik içerir ve engellilik sorunu da bu bütünsellik içinde yeni bir paradigmayla yeni bir engelli kültürü inşa ederek çözülecektir. Bizler de burada kadınlar olarak, bu kültürün inşası için bir adım atmış olduk” dedi.