Kadın emeğiyle sofralara gelen otlu peynirin zorlu süreci

  • 09:03 9 Haziran 2021
  • Yaşam
HAKKARİ - Yüksekova’ya bağlı Dirbêsane köyündeki kadınlar için beri zamanı. Bölgenin en çok tüketilen ürünlerinden biri olan otlu peynirin de yapıldığı bugünler, kadınlar için oldukça yorucu geçiyor. Ancak kadınlar, bu işi severek yaptıklarını belirtiyor.
 
Hakkari’nin Yüksekova ilçesinin Sarıtaş (Dirbêsanê) köyüne bağlı 90 hanelik Yemişli (Dotka) mezrasında yaşayan kadınlar için, havaların ısınmasıyla birlikte zorlu berivanlık süreci başladı. Köyde yaşayan kadınlardan 58 yaşındaki Haci Baci Kaplan, 7 aşamalı ve her aşamasında bizzat kadının emeği bulunan otlu peynirde kadınların emeğini anlattı.
 
Eski yaylaların ve yaşantının güzelliği
 
Haci, 30 yıldır Dirbêsanê köyünde yaşıyor. Uzun yıllardır berivanlık yapan Haci, eskiyi ve bugünü karşılaştırıyor: “Eskiden yaylaya giderdik, 3 ay kalırdık. Hem çobanlık yapar hem de çocuklara bakardık. 10 çocuğum vardı. Hepsine de ben tek başıma bakıyordum. Eskiden yaşamımız daha doğal ve çok güzeldi. Şimdilerde ise koyunları sağmak için köyden çok da uzak olmayan yaylalara, araçlarla gidiyoruz. Eskiden atlarımıza binip aylarca yaylalarda çadırlar kuruyorduk.”
 
Komünal yaşam
 
Köylerine 3 kilometre uzaklıkta bulunan yaylara süt sağmaya gittiklerini söyleyen Haci, sağdıkları sütleri kendileri için peynir, yoğurt ve kaymak yaptıklarına değiniyor. Haci, yaptıkları peynir, yoğurt gibi ürünlerden kalan sütleri toplayarak, koyunları olmayan komşulara verdiklerini ifade ederken, komünal yaşamı sürdürdüklerini gösteriyor.
 
Kadın emeğiyle sofralara gelen otlu peynirin aşamaları
 
Sabahın erken saatlerinde uyanıp süt sağmak için hazırlandıklarını aktaran Haci,  sağdıkları sütten yaptıkları otlu peynirin yapımını anlatıyor: “Sağdığımız sütü büyük bir kazana ekleyerek, süzgeçleme aşamasına geçiyoruz. Sütümüzü temiz ve hijyenik olması için 2 veya 3 defa süzgeçledikten sonra kazanın içinde mayalama işlemi yapıyoruz. 20 dakika gibi bir süre mayalama işlemi için bekliyoruz. Daha sonrasında peynirin tadının güzel olması için, mayalanmaya bıraktığımız peynirin içine dağlardan topladığımız mendê, siyabo ve kenger gibi otların yanı sıra sarımsak da ekliyoruz. Eklediğimiz otlardan sonra peynirimizi suyundan süzerek, süzgeçli torbaların içine bırakıp üstüne taşlar bırakarak,  2 gün boyunca suyunu çekmesini bekliyoruz.”
 
İki gün boyunca peynirin yarısını kesip bidonlara doldurarak gömdüklerini ifade eden Haci, geriye kalan peyniri de kahvaltıda yemek için kullandıklarını belirtiyor.
 
En güzel yanı birliktelik…
 
Köydeki zamanlarının yarısının berivanlık veya sütten elde ettikleri ürünler ile geçtiğini söyleyen Haci, yorucu olsa da yaptıkları işi sevdiğinin altını çiziyor. Haci, kolektif emek ile sürdürdükleri köy yaşamının en güzel yanı olarak ise güçlü insan ilişkilerini gösteriyor.