‘Devlet borç tebligatları göndererek yardımcı oluyor’

  • 09:01 14 Nisan 2021
  • Yaşam
ANKARA - Ailesi tarafından çocuk yaşta evlendirilen Gülçin Coşkun, 38 yıl boyunca gördüğü sistematik şiddetin ardından boşanma davası açabildi. Boşanmak istediği erkek tarafından tehdit edilen Gülçin, aynı zamanda yoksullukla mücadele ediyor. Duyarlı kesimlere dayanışma çağrısında bulunan Gülçin, “Devlet bize borç tebligatları göndererek çok yardımcı oluyor” sözleriyle de devlete tepki gösteriyor.
 
“Erkekliğin” adeta yüceltildiği AKP-MHP iktidarı döneminde cezasızlık ve şiddetin meşrulaştırılması politikaları sonucu kadına yönelik şiddet artarak devam ediyor. Evde, işyerinde, sokakta hem erkeğin hem de devletin fiziksel, cinsel, psikolojik şiddetine uğrayan kadınlar, bunun çözümünü kadın dayanışmasında buluyor. İktidar ise var olan kadın düşmanlığına karşı politikalar üretmek yerine, politika ve söylemleri ile bu düşmanlığı pekiştiriyor. Ankara’da yaşayan Gülçin Coşkun, hem şiddeti birçok boyutuyla yaşıyor hem de mücadelesini sürdürüyor.
 
 ‘Ne çocukluğumu ne de gençliğimi yaşadım’
 
Çocuk yaşta erkek şiddeti ile tanışan Gülçin, henüz 14 yaşındayken babası tarafından zorla evlendiriliyor. Evlendikten sonra Kırşehir’den Ankara’ya taşınan Gülçin, sürekli maruz kaldığı erkek şiddetini bu kez de evlendirildiği erkekten görüyor. “Küçük yaşta annemi kaybettim ve daha kendim çocukken 4 tane kardeşime annelik etmek zorunda kaldım” diyerek sözlerine başlayan Gülçin, yaşadığı ortamı ve şiddeti şu sözlerle anlatıyor: “Daha 14 yaşındayken ailem tarafından hiç görmediğim, tanımadığım bir adamla evlendirildim. Evde beni çok çalıştırıp, köle gibi kullandılar. Yorulup yapamayınca da şiddet görüyordum. Köyde tarlaya da gittim, ırgatlık da yaptım, ahırda sopayı da çok yedim. Evimden kovuldum, kapıya atıldım. Kaynanamdan ve kayınpederimden de çok şiddet gördüm. Yani ne çocukluğumu ne de gençliğimi yaşadım. Bana yapılan şiddete dayanamıyordum ama çocuğumu bırakıp gidemedim. 38 yıl aynı şiddete maruz kaldım.”
 
Tehditler alıyor 
 
38 yıl devam eden şiddet karşısında evlendirildiği erkekten boşanmak isteyen Gülçin, toplumsal baskılar nedeniyle uzun süre bu yönlü adım atamıyor. Gördüğü şiddet nedeniyle şikayette bulunan, ardından sığınma evine yerleşen Gülçin, evlendiği erkek hakkında 2 defa uzaklaştırma kararı aldırıyor. Gülçin’in bu sürecin ardından açtığı boşanma davası devam ederken, evli olduğu erkeğin tehdit ve hakaretlerine de maruz kalıyor. Gülçin, “Dedim değişmiştir, idare ederim ama yok yine şiddet gördüm, yine kapıya atıldım, kovuldum. En sonunda şiddete dayanamadım, evi tamamen bıraktım. İki çocukla boş bir daireye gittik ve kartonların üzerinde iki gün geçirdik. Parmağımdaki yüzüğümü bozdum ve o süre içinde onunla idare etmeye çalıştık” diyor.
 
‘Beni evden atabilirler’
 
Evli olduğu erkek ve ailesinden yıllarca gördüğü şiddetin ardından bu kez de ekonomik şiddetle yüz yüze kalan Gülçin, 2 çocuğuyla birlikte kira ve faturalarını ödeyemediği bir evde yaşadığının altını çiziyor. Kronik rahatsızlıklarından dolayı çalışamadığını ve geçimini sağlayamadığını ifade eden Gülçin, 3 kirasının biriktiğini paylaşıyor. Gülçin, “Bana çok kısa süre önce KOAH (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı) teşhisi konuldu ve bacaklarımda açılma var. Ancak para olmadığı için varis çorabı da alamadım. Bu kadar hastalığa sahip olan birini kimse çalıştırmıyor. Evin doğalgaz ve su faturalarını ödeyemiyorum. Komşum fırından bayat ekmek getiriyor. O ekmeği dolaba koyuyorum ve onunla bir hafta idare etmeye çalışıyoruz. Ama yarın bir gün beni bu evden atabilirler çünkü faturalarımı ve kiramı 3 aydır ödeyemedim” sözlerine yer veriyor.
 
‘Devlet borç tebligatı ile yardımcı oluyor’
 
Yaşadığı ekonomik sorunların yanı sıra çocuğuna, dışarıda maskesiz dolaştığı gerekçesiyle polisler tarafından 2 bin 500 TL para cezası kesildiğini de aktaran Gülçin, ceza tebligatının çok acımasızca olduğunu vurguluyor. “Devlet bize borç tebligatları göndererek çok yardımcı oluyor” sözleriyle cezaya tepki gösteren Gülçin, “Ben bu borcu ne yapacağımı bilmiyorum. Ekmek parası yok, yol parası yok ama çocuğuma 2 bin 500 TL para cezası yazıyorlar. Bir de 15 gün içinde yatırmazsak iki katına çıkacakmış. Yatırmayınca da hapis cezası verilecekmiş. ‘Gerçekten devlet bu mu?’” diye soruyor.
 
Gülçin’den dayanışma çağrısı
 
Dayanışma bekleyen Gülçin, son olarak şunları söylüyor: “Günde 10 ilaç kullanıyorum, bu halimle çalışamıyorum. Boşandığımda SSK olmayacak ve ilaçlarımı alamayacağım. Elde yok, avuçta yok. Birinin bize yardım eli uzatmasını bekliyorum. Ufacıkta da olsa başımı sokabileceğim bir ev istiyorum. Fırının bayat ekmekleriyle çocuklarıma bakmaya çalışıyorum. Çocuklarımı okutabileyim, bir şey istemiyorum. Bir parça ekmeğe muhtaçken 2 bin 500 TL’yi nasıl ödeyeceğimi bilmiyorum…”