Kürt kadınının yüzyıllık mirası: Kesrewan

  • 09:06 1 Nisan 2021
  • Yaşam
 Hikmet Tunç 
 
VAN - Tarihsel açıdan büyük önemi olan ve Kürt kadınların olmazsa olmazı "Kesrewan (Yedi renkli poşi)", kuşaktan kuşağa kadının emeğiyle yaşatılıyor.
 
Tarih boyunca Kürtlerin ulusal kıyafetleri, yöreden yöreye farklılıklar gösterse de nesilden nesle aktarılarak bugünlere geldi. Kıyafetlerin olmazsa olmazı ise Kesrewan (yedi renkli kadın poşisi). Genellikle Federe Kürdistan Bölgesi’nden sınır ticaretiyle bölge kentlerine taşınan Armuş adı verilen ipler ile kadınların eliyle hazırlanır. Birçok aşamadan geçen ipler, kadınların emeğiyle Kesrewan’a dönüşüyor. 
 
Her kadının sandığında bulunur
 
Köylerde gün içerisinde iş yükü altında günü bitiren kadınlar gece ise çıra (gaz lambası) ışığının yanında, giydikleri kiras-fistanı Kesrewan ile süslüyor. Her kadının sandığında bulunan Kesrewan’ın orijinaline ise günümüzde rastlamak pek de mümkün değil.  
 
Kiras-fistanlarla kullanılıyor
 
Hakkari’den 90 yıllarda devletin baskıları sonucunda Van’ın İpekyolu ilçesine bağlı Karşıyaka Mahallesi’ne göç etmek zorunda bırakılan Zülfiye Ertaş, Kürtlerin kültürleriyle farklılık gösterdiğini ifade ediyor. Zülfiye, Kesrewan’ın bir zamanlar günlük kıyafet olarak da kullanılan kiras-fistanın ise olmazsa olmaları arasında yer aldığını vurguluyor. 
 
‘Kesrewan Kürt kadının kültürüdür’
 
Kesrewan’ın kolektif bir emekle hazırlandığını kaydeden Zülfiye, elindeki Kesrewan’ın ise en az yüz yıllık olduğunu söylüyor. Zülfiye, “Seksen yaşında hayatını kaybeden annemden kaldı. Ben kızıma verdim, kızım torunuma verdi. Annem bana ‘bu Kesrewan’a sahip çıkmazsan sana hakkımı helal etmem’ demişti. Bende aynı şekilde kızıma teslim ettim. Kesrewan Kürt kadının kültürüdür” sözlerini kullanıyor.
 
Geleneksel etkinliklerde de Kesrewan’ın kullanıldığını ifade eden Zülfiye, “Gelinler Kesrewanla getirilirdi ve 7 gün boyunca başında Kesrewanla kalırdı. Bu bir nevi ailenin yeni bir üyeyi kabul etme merasimi gibiydi. 7 günün sonunda gelin de ailenin bir bireyi olarak yaşama karışırdı” diyor. 
 
Zülfiye, eskiden olduğu gibi bugün de kadınların kültürlerine sahip çıkmasını istiyor.