Sistematik şiddet gören Özlem: İstanbul Sözleşmesi için kenetlenelim

  • 09:04 18 Eylül 2020
  • Yaşam
Şehriban Abi
 
VAN - Kendisini sistematik şiddete maruz bırakan erkekten verdiği mücadele ile boşanan Özlem Koç, boşanma aşamasında kadın örgütlerini tanıdığını ve kadınların direnişinden cesaret aldığını söyledi. Özlem,  erkek şiddetine karşı İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkılması gerektiğini belirtiyor. 
 
Kadınlar evli olduğu erkek, babası, kardeşi ya da arkadaşı tarafından maruz bırakıldığı şiddete toplum tarafından çoğunlukla dile getirilen “kaderdir” sözüne karşı seslerini yükseltiyor. Bu kadınlardan biri de evli olduğu erkek tarafından 13 yıl boyunca maruz bırakıldığı şiddete karşı direnmeyi tercih eden Özlem Koç (35). 
 
Sistematik bir şekilde fiziki, psikolojik, sosyolojik ve ekonomik açıdan şiddete uğrayan Özlem, boşanma aşamasında iken, kadın örgütlerinin mücadelesini yakından takip ederek cesaret aldığını söylüyor. 
 
Evli olduğu erkekten boşanarak 2 çocuğu ile yaşamına devam eden Özlem, maruz kaldığı şiddeti ve bu süreçte yaşadıklarını anlattı. 
 
‘Psikolojik şiddet fiziksel şiddetten daha kötüydü’
 
 “Çocuklarım için hep katlanmaya çalıştım” diyen Özlem, evli olduğu süreçte maruz kaldığı erkek şiddetini şu sözlerle anlatıyor:  “Sürekli tartışır kavga ederdik ve psikolojik şiddet çok fazlaydı. Bana sürekli ‘seni istemiyorum, boşanmak istiyorum’ diyordu. Ama başkalarının yanında bana ‘hayır yalana söylüyor ben boşanmak istemiyorum’ diyordu. Psikolojik şiddet fiziksel şiddetten daha kötüydü benim için. 13 yıl boyunca hep çocuklarım için mücadele vermeye çalıştım. Sürekli sorunlarımızı ailesine iletirdim. Sırf evliliğim bozulmasın diye ama bana ‘senin ailenin zoruyla seninle evlendim’ sözlerini sarf ediyordu.”
 
‘Fiziksel ve cinsel şiddete maruz bırakıldım’
 
Defalarca yaşadığı cinsel şiddet sonucu hastaneye gittiğini kaydeden Özlem, “’Bende mi sorun var?’ diyerek sakinleştirici ilaçlar kullanmaya başladım. Boşanma aşamasında kadın haklarının bu kadar yoğun olduğunu öğrendim. Sosyal bir yaşamımın olmamasından kaynaklı da bunları bilmemem normaldi. Kadınların birlikte bir kadın için mücadele ettiklerini dahi bilmiyordum. Kadınların bu mücadelelerini sosyal medyada gördükten sonra cesaretlendim ve çocuklarımla bir yaşam kurabileceğimin farkına vardım” diye ifade ediyor. 
 
‘Çocuklarım için birçok iş sektöründe çalıştım’
 
Boşandığı erkeğin kendisini çocukları almakla tehdit ettiğini söyleyen Özlem, “Bana bunu hep yüklüyordu. Ben sırf çocuklarımdan ayrı kalmayayım diye bu evliliği sürdürmüştüm. Kadın haklarına bu kadar hak tanındığını ayrıldıktan sonra öğrendim. Çocukların küçük olduğundan kaynaklı annede kalacağını öğrendim. Yaklaşık 2 yıldır boşandım ve boşandıktan sonra ailemden destek aldım. Onlar çocuklarımla ilgilenirken ben temizlik ve birçok farklı iş sektörlerinde çalışarak kendi ayaklarım üstünde durmaya gayret gösterdim” ifadelerine yer veriyor. 
 
‘Kadın öldükten sonra yardım ulaşıyor’
 
Kadın katliamları ve şiddete ilişkin artışa dikkat çeken Özlem, faillerin ise serbest bırakılmasına ya da hafif cezalar verilmesine tepki gösteriyor. Özlem, “Kadınların kendilerini sahipsiz ve yalnız hissetmelerinden kaynaklı bunlar yaşanıyor. Kadın bunun karşısındaki erkeğe yalnız olduğunu veya sahipsiz kalabileceğini yansıttığında fail bu şiddetle cesaretleniyor. Hem bazı ailelerin sahiplenmemesi hem devletin kadını korumaya almaması, hem de failin yargı tarafından aklanması zaten kadın cinayetlerini artıracaktır. Bir kadın yardım istiyor ancak kadın öldükten sonra yardım ulaşıyor. Bunun da kadına hiçbir faydası yok zaten” sözlerini kullanıyor. 
 
‘Sözleşmeye sahip çıkılmalı’
 
Kadınların önemli kazanımlarından biri olan İstanbul Sözleşmesi’nin AKP-MHP iktidarı tarafından hedef alınmasına da değinen Özlem,  sözleşmenin tartışmaya açılmasının bile kendisini şaşırttığını ifade ediyor. Özlem, sözleşmenin maddelerinin uygulanmaması halinde şiddet, tecavüz ve katliamlara tanıklık etmeye devam edeceklerini belirterek,  sözleşmeye hep beraber sahip çıkılmasının önemini vurguluyor.