Elazığ depreminin izleri hala duruyor…

  • 09:03 4 Ağustos 2020
  • Yaşam
ELAZIĞ - Elazığ’da 41 insanın yaşamını yitirdiği depremin izleri hala duruyor. Yüzlerce kişi 20 metrekarelik konteynerlerde zor şartlarda yaşarken, evi yıkılanlar ise kiracı konumunda. Evi yıkılanlardan Fatma Çolak, “Evimiz varken evsiz kaldık, şimdi de evimizi almak için para ödeyeceğiz” dedi.
 
Elazığ’da 24 Ocak’ta Sivrice’nin Çevrimtaş köyü merkezli meydana gelen 6.8 şiddetindeki depremin izleri hala duruyor. 41 kişinin yaşamını yitirdiği, bin 466 kişinin de yaralandığı, yüzlerce kişinin ise evsiz kaldığı deprem sonrası halk hala normal yaşamına dönebilmiş değil. Deprem esnasında ya da hasarlı olduğu için evi yıkılan çok sayıda insanın yanı sıra, hasara rağmen evinde oturmak zorunda kalanlar da var kentte. Yüzlerce insan konteynerlerde kalırken, birçoğu da imkanları elverdiğince kiralık evlere yerleşmek zorunda kaldı.
 
20 metrekarelik konteynerlerde yaşıyorlar
 
Depremde evi yıkılanlar Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD), belirlenen 3 bölgede kurduğu konteynerlerde kalıyor. 20 metrekarelik konteynerlerde, birden fazla kişi barınmak zorunda kalıyor. Birçok zorlukla karşı karşıya kalan yurttaşlar, zor şartlarda yaşadıklarını, tek isteklerinin bir ev olduğunu ifade ediyor.
 
‘16 gün boyunca camide kaldık’
 
Depremin yaşandığı tarihte soğuk havada gidecek yerlerinin olmadığını söyleyen depremzedelerden Fatma Çolak, bu nedenle 16 gün boyunca camide kaldıklarını ifade etti. Fatma, kalacak yer ararken zorlandıklarını, mecburen orta hasarlı bir eve geçtiklerini dile getirdi. Rüstem Paşa Mahallesi Sürmeli Sokak’ta bulunan evinin ağır hasarlı olduğu için yıkıldığını belirten Fatma, yaşadıkları maddi sıkıntılar nedeniyle birçok derneğe başvurduklarını, ancak olumlu yanıt alamadıklarını kaydetti.
 
Fatma, “Aylar sonra ilk defa giyim yardımı alabildik. Orta hasarlı bir eve kiraya girdim ancak burada da farklı sıkıntılarla karşılaşıyorum. Kalacak başka yerimiz de yok. Sokakta mı kalalım? Evimin yıkımı 15 gün sürdü. İhaleler hiçbir şekilde yapılmadı, sözleşme imzalamadık. Evimizin çoğunu yol aldı. 5 metreyi ön ana cadde alıyor, 3’er metre de ara sokaklardan alıyor. Arsamızda arsa payı kalmıyor. Evimiz de yapılmıyor. Biz ne yapacağız? Yola giden arsa payına belediye ücret ödemiyor. Biz de ne yapacağımızı bilmediğimiz için öylece bekliyoruz” diye konuştu.
 
‘Kendi evimizi almak için para ödeyeceğiz’
 
Fatma, AFAD’a kira yardımı için müracaatta bulunduğunu ancak hiçbir şekilde yardım alamadığını belirtti. Her gün bankaya giderek adına ödenek çıkıp çıkmadığını soran Fatma, “Devletin bu durumumuzu görmesi ve yardım etmesi gerekiyor. Evimin tapusu olmasına rağmen evime ne yapılacağını hiç bilmiyorum. Başvurduğumuz tüm yerler bize beklememizi söylüyor. Bir süre sonra yine gidiyoruz ve yine bekletiliyoruz. Ciddi anlamda geçim sıkıntısı yaşıyoruz. Evimizin aylık geliri 2 bin 500 TL ancak bunun kirasıdır, suyudur, elektriğidir derken geçinemiyoruz. Bunun yanı sıra devlet bizi evlerimiz karşılığında borçlandırırsa ne yapacağız? Ödeneğin ayda en az bin TL olacağı söyleniyor. Bize ev çıkması için hak sahipliğinde de bulunduk ama ev çıkması halinde evin ödeneğini nasıl karşılayacağımızı hiç bilmiyoruz. Evimiz varken evsiz kaldık, şimdi de evimizi almak için para ödeyeceğiz. Çocuğumun yanı sıra engelli kardeşime de bakıyorum. Onun da 3 yıl önce engelli maaşı kesildi. Bu durumda daha çok zorlanmaya başladık. Çaldığımız tüm kapılar yüzümüze kapanıyor” ifadelerinde bulundu.
 
‘Okulun önünde ateş yakıp sabaha kadar bekliyorduk’
 
Depremin ardından evinde hasar ve çatlaklar oluşmasına rağmen evde kalmaya devam eden Zeynep Sırma ise yaşadığı zorlukları şu sözlerle aktardı: “Öyle büyük sıkıntılar yaşadık ki bazı günlerde mahalledeki okulun önünde ateş yakıp sabaha kadar bekliyorduk. Binamızın temelinin sağlam olduğunu söylediler ve bunca hasara, çatlağa rağmen ‘hafif hasarlı’ raporunu verdiler. Tüm mahalle evlerin yıkılması ve yeniden onarılması için başvuruda bulundu. Biz de evin yıkılmasını bekliyoruz. Depremin izlerini hala taşıyoruz ve çok korkuyoruz. Büyük bir korku içerisindeyiz. Paramız yok, daha önce çektiğimiz krediyi ödemeye çalışıyoruz. Artık çadırda mı kalacağız, bize ne olacak hiç bilmiyorum."