İşkenceyle başlayan bir göç hikayesi

  • 09:02 1 Ağustos 2020
  • Yaşam
Hikmet Tunç
 
VAN - Yüzündeki her çizgiye işkence, göç, yoksulluk ve baskıların izlerini yansıyan Heybet Akkuş, işkenceyle başlayan göç hikayesini paylaşırken, “İşkenceden sonra Kürt olduğum gerçekliği ile yüz yüze geldim” diyor. 
 
Kürt halkının varlık, özgürlük, kimlik mücadelesinin yükseldiği 1990’lı yıllarda, yoğun bir şekilde asimilasyon, sürgün, göç ettirme, köy boşaltma, kaybetme, gözaltında işkence, taciz, tecavüz politikası uygulanırken, binlerce failli meçhul cinayet de gerçekleşti. Van’da yaşayan 70 yaşındaki Heybet Akkuş da 90’lı yıllarda göç etmek zorunda bırakılanlardan biri. 
 
Bir parkta otururken rastladığımız Heybet, geride bıraktığı yıllarda yaşadıklarını anlattı. 
 
İşkencelerden geçer
 
Şırnak’ın Beytüşebap ilçesinde 90’lı yıllarda JİTEM elemanları abisini almaya gelir ancak abisini bulamayınca Heybet’i gözaltına alırlar. Günlerce işkenceye maruz kalan Heybet şöyle devam ediyor: “Abimi aradıklarını onun yerini söylemezsem, beni alacaklarını söylediler. Ben de onlardan korkmadığımı ifade edince darp ederek gözaltına aldılar. Gözaltına alındığım yeri bilmiyordum, çünkü gözlerim kapalı olarak alındım. Daha sonra falakaya yatırdılar. Ellerimi arkadan bağlayarak vücudumda sigara söndürdüler. Günler sonra hiçbir şey bulamayınca beni serbest bırakmak zorunda kaldılar. Aralarında biri vardı küfürler ediyordu sürekli. Gözaltından çıkınca günlerce kendime gelemedim. Vücudumda hala sigara izleri var.” 
 
‘Devlet zulmüyle Kürtleri uyandırdı’
 
Gözaltından çıktıktan sonra günlerce uyuyamayan Heybet, “Bana işkence edenler gözümün önünden bir türlü gitmiyordu. Hala da düşününce o anı yaşıyor gibiyim. Çok zulüm gördüm. Çok işkenceye uğradım. Hem devlet tarafından, hem amcam tarafından sürekli şiddete maruz kaldım. İşkenceden sonra Kürt olduğum gerçekliği ile yüz yüze geldim. Daha önce yaşadıklarımıza bilinçli bir şekilde yaklaşamıyordum. Devlet aslında kendi eliyle Kürtleri uyandırdı” sözlerini kullanıyor. 
 
‘Devletin zulmünden önce Hakkari’ye oradan da Van’a göç ettik’
 
Baskı ve zulüm nedeniyle Beytüşşebap’ta kalamazlar. Hakkari’ye göç etmek zorunda kalan Heybet ve ailesinin peşini burada da bırakmazlar. Eşi öldükten sonra Van’a göç eden Heybet ve ailesi, burada da baskıların yanı sıra maddi zorluklar yaşıyor. Heybet, “Kızım evlendikten sonra Bitlis’in Tatvan ilçesine yerleştik. Arada Van’a geliyorum. Burada birçok akrabam var” diye anlatmaya devam ediyor. 
 
‘Daha kaç kişinin ölmesi gerekiyor’
 
“Devlet bize zülüm etti ama bizim yaşam alanımızı daraltan Kürtlerin içindeki parçalılıktı” diyen Heybet, hala bu parçalı duruşun kendisini çok üzdüğünü söylüyor. Bu kadar zulümden sonra artık herkesin tek yürek olması, hep birlikte hareket etmesi gerektiğini dile getiren Heybet son olarak, “Yeter artık birleşin! Daha kaç kişinin işkenceden, baskıdan geçmesi gerekiyor. Daha kaç kişinin ölmesi gerekiyor” diyor.