‘Başımıza gelen tüm felaketlerin temel nedeni tüketmek'

  • 09:07 8 Mayıs 2020
  • Yaşam
Hikmet Tunç
 
VAN - Kent yaşamına karşı kendisine, bahçesinde doğayla barışık bir yaşam kuran ve geçimini de böyle sağlayan Esmer Kumli, koronavirüs salgınının nedeninin de tüketim olduğunu söylüyor. Esmer, “Bir avuç toprağınız olsa dahi üretin” diyor. 
 
Havaların parçalı bulutlu seyrettiği bölgede, baharın gelmesiyle birlikte doğa yeşile büründü. Güne erken saatlerde başlayan kadınlar gün batımı aralığındaki zaman diliminin her anını emekle örüyor. Van’ın Edremit ilçesine bağlı Kurubaş Mahallesi’nde yaşayan Esmer Kumli de yaşamın sırını doğada bulan kadınlardan biri.
 
Salgın hayatında hiçbir şey değiştirmedi
 
Esmer, dünya düzenini yerle bir eden koronavirüs salgınının dünyayı etkisi altına aldığı şu günlerde şehirde, bir apartman dairesinde yaşamadığı için kendini çok şanslı hissettiğini söylüyor. Esmer özellikle metropollerde yaşayan insanların sosyal, ekonomik ve psikolojik olarak olumsuz etkilendiği salgın için şunları söylüyor: “Hayatımda hiçbir şey değişmedi. Çünkü ekonomik olarak hayatım boyunca para karşılığı iş yapmadım ya da bir sektöre bağlı maaşım olmadı. Kendimi bildim bileli doğada yaşadım. Doğada yaşamının en büyük avantajı ise toprağını sürmek, hayvancılık yapmaktır. Yani doğadan ihtiyaçlarımı karşıladım. Bundan kaynaklı ekonomik olarak etkilensem de yine kendi ekmeğimle, emeğimi soframa taşıyabildim.” 
 
‘Ürettiğini tüketemeyen bir toplum’
 
Salgının etkisini televizyondan takip ettiğini kaydeden Esmer, “Virüs en çok etkisini şehirlerde gösterirken, kırsal kesimlere ise yine o kalabalık şehirlerden gelen insanlardan bulaştı. Yaşam tarzlarına baktığımız zaman maalesef tüketen ya da ürettiğini tüketemeyen bir toplum var. Ben ise ürettiğimi, emeğimle elde ettiğim şeyleri tüketiyorum. Benim bütün yaşam alanım bahçem, tavuklarım, evim” ifadelerini kullanıyor.
 
‘Yumurta, süt ve yoğurdun fazlasını satarak geçiniyorum’
 
Günün erken saatlerinde uyanan Esmer, bir gününü şöyle anlatıyor: “İlk olarak tavuklarımı besliyorum. Yumurtaların fazlasını satıyorum. Bu parayla en azından mutfak ihtiyacımın bir kısmını karşılayabiliyorum. Yine et ihtiyacımı baharda beslediğim hindilerimden karşılıyorum. Ekmeğimi tandırda pişiriyorum. İneğim var onun sütü ve yoğurdunun yine fazlasını satıyorum. Baharla aylarında yetişen otları topluyorum. Otları kaynatıp içiyorum. Hem sağlıklı, hem de bağışıklık sistemini güçlü tutmakta en önemli besin kaynağıdır.”
 
‘Üretime dört elle sarılmamız gerekiyor’
 
Son olarak insanların salgından çok daha büyük bir tehlikeyle karşı karşıya olduklarını vurgulayan Esmer, “Bence insanların bir an önce üretime tekrar dört elle sarılmaları gerekiyor. Çünkü başımıza gelen en büyük felaket tüketen topluma dönüşmemizdir. Bir avuç toprağınızda varsa bunu işlemenin maaşla çalışmaktan çok daha büyük bir yararı var” diyor.