Fransa izlenimi: Kalabalık yerini kuş seslerine bıraktı

  • 09:07 2 Nisan 2020
  • Yaşam
MARDİN-  Fransa'da eğitim gören üniversite öğrencisi Elifnur Ari, ülkedeki izlenimlerini ajansımız ile paylaştı.  Elifnur, “Avrupa, ekonomik kaybı önlemek için sınırları geç kapatarak birçok can kaybına neden oldu. Türkiye ise durumu ciddiye almıyor ve yeteri kadar tedbir almıyor" değerlendirmesi yaptı. 
 
Çin'den başlayarak önce Avrupa'ya daha sonrasında ise dünyanın birçok yerine hızla yayılan yeni tip koronavirüs, şimdilerde ise Türkiye gündeminde yer almakta. Türkiye halklarını hazırlıksız yakalayan virüs, her geçen gün artan vaka sayısının yanı sıra ölümlere sebep olmaya devam ediyor. Hükümet tarafından alınan önlemlerin ve ayrılan bütçenin yetersizliği ise tartışmaları derinleştiriyor. Virüsün en yaygın seyrettiği yer Avrupa ülkeleri olarak görülürken, virüsle mücadelede ayrılan bütçe ise ABD 1 trilyon dolar, Fransa 373 milyar dolar, Almanya 614 milyar dolar, İspanya 216 milyar dolar, İngiltere 412 milyar dolar, Japonya 19 milyar dolar, Çin 16 milyar dolar, İtalya 27.3 milyar dolar olarak açıkladı. Ülkelerin koronavirüsle mücadeleye ayırdıkları bütçe böyle iken Türkiye virüsle mücadeleye 15.3 milyar dolar ayırdığını açıkladı. Ayrıca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Biz bize yeteriz Türkiyem” adı ile kampanyası başlatarak bağış yapılacak IBAN numaralarını paylaştı.  
 
Fransa da virüsten etkilenen Avrupa ülkelerinden biri. Fransa hükümeti virüs ile mücadele gerekçesiyle 17 Mart'ta sokağa çıkma yasağı ilan etti. Erasmus değişim programı kapsamında öğrenimine bir dönem Fransa'da devam eden Manisa Celal Bayar Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğrencisi Elifnur Ari (22), Fransa'daki son duruma ilişkin gözlemlerini ajansımıza anlattı.
 
‘Zorunlu olmadığı müddetçe dışarı çıkmak yasak'
 
Eğitimin yanı sıra kültürel bir etkileşim sağlamak amacıyla Fransa'ya gittiğini söyleyen Elif, Çin'den başlayan virüsün şu anda Avrupa'da daha yaygın bir hal aldığını belirtti. Bu durumun nedenleri arasında alınmayan ve geç alınan önlemlerin yer aldığını ifade eden Elif, hükümet tarafından ilan edilen kısmi sokağa çıkma yasağının ardından herkesin karantinaya alındığını kaydetti. Karantina durumlarına ilişkin Elif şunları aktardı: 
"KYK yurduna denk gelen bir devlet yurdunda kalmaktayım şu anda. Odalar tek kişilik. Hayati önem taşıyan ihtiyaçları karşılamak dışında dışarı çıkılmaya izin verilmiyor. Bu hayati önem taşıyan ihtiyaçlar, gıda takviyesi için markete gitmek, eczanelere gitmek, evcil hayvan ve çocuklarını yürüyüşe çıkarmak, koşuya çıkmak gibi ihtiyaçların yanı sıra çok acil bir durum karşısında ailenin veya çocuklarının yanına gitmek dışında dışarı çıkılmaya izin verilmiyor. Bu nedenler ile dışarı çıkabilmek için devletin bize verdiği resmi belgeleri kullanmak durumundayız. Her seferinde bu nedenlerden sadece bir tanesi için dışarı çıkabiliyoruz. Toplamda 4 veya 5 tane kutucuk var. Her seferinde bu kutucukların sadece bir tanesini doldurup tarih ve imzamızı atıp çıkabiliyoruz. Polis bunları dışarıda kontrol ediyor. Kağıt elimizde olmadığı zaman 35 Euro ile 135 Euro arasında ceza kesilebiliyor. Şu ana kadar ben dışarıda sıkı bir polis kontrolü görmedim. Ben de bu süre zarfında 2-3 defa dışarı çıkmak durumunda kaldım fakat polislerin insanlar üzerinde dışarı çıkmamaları yönünde sıkı bir baskı uyguladıklarına tanık olmadım. Şu anda da halen çıkan, gezen, yürüyüş yapan insanlar var. Sıkça tavsiye edilen şeylerin başında temastan kaçınmak ve olabildiğince dışarı çıkmamak geliyor. Dışarıda 5 kişiden fazla bir arada bulunuyorsak ceza veriyorlar. 5 kişiden fazla bir grup toplantısı yasak."  
 
 'Virüsün yayılmasını engellemenin tek yolu serf izolasyonu'
 
 Karantinanın, insanlar üzerindeki psikolojik etkilerine değinen Elif, insanların dışarı çıkamadıkları için çok etkilendiğini vurguladı. Elif, havanın ısınmaya başlamasıyla beraber insanların rehavete kapılarak "Dışarı çıkalım bir şey olmaz" düşüncesinde olduklarını fakat buna aldanmamak gerektiğini aktardı. "Virüsün yayılmasını engellemenin tek yolu self izolasyonu" diyen Elif, devletin yeteri kadar tedbir almakta çok geç kaldığını o nedenle de virüsün yayılmasını engellemenin artık insanların elinde olduğunu dile getirdi. Yaşadıkları durumun psikolojik boyutunun zor olduğunu ifade eden Elif, tüm alışkanlıklarını değiştirmek zorunda kaldıklarına vurgu yaptı. Hükümet tarafından 3 haftalık bir karantina süresinin verildiğini söyleyerek bu sürenin uzatılabileceğini dile getiren Elif, "İnsanlar bu süre zarfında 'evde ne yapabiliriz' derdine düşmüş durumda. Hem psikolojik olarak hem de kendimizi geliştirmek anlamında bu süreci olabildiğince iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Çünkü durum giderek daha da kötü bir hal alıyor. Ben de olabildiğince sıkılmamaya gayret ediyor, günümü iyi değerlendirmeye çalışıyorum. Ailem ve arkadaşlarımla telefon ile görüşüyorum. Buradaki birkaç arkadaşımla bir araya gelerek iletişimi koparmamaya çalışıyoruz. Daha kötü şeylerin yaşanmaması için bir süre bu duruma katlanmamız gerekiyor" ifadelerini kullandı.
 
 'Şehir kalabalığını kuş seslerine bıraktı'
 
İnsanların karantinadan ziyade virüsten korktukları için önlem aldıklarını kaydeden Elif, olabildiğince dışarı çıkmamaya özen gösterdiklerini vurguladı. Fransa'nın en kalabalık 3'üncü şehirlerinden Tulus'ta bulunan Elif, şu anda şehrin tüm kalabalığını kuş seslerine teslim ettiğini söyledi. Elif, insanların birbirine moral vermesi gerektiğini ifade ederek, marketlerde güler yüzle karşılandıklarını söyledi. İnsanların psikolojik anlamda çok kötü bir durumda olmadıklarını kaydeden Elif, ileriki günlerde neler olacağını bilmediğini, durumun daha kötü bir hal alabileceğine işaret etti. Elif, insanların kurallara uymaya çalıştığını fakat uymayanların da olduğunu dile getirdi. Dünyanın birçok yerinde gıda stoku yapıldığını kaydeden Elif, bu durumun Fransa'da da yaşandığını aktardı. İnsanların, gıda stoklarken başka bir insanın da ihtiyacı olabileceğini düşünerek stok yapması gerektiğinin altını çizen Elif, gıda, tuvalet kağıdı, çocuk bezi gibi temel ihtiyaçların tükendiğini belirtti.
 
'Ekonomik etkileri büyük'
 
Fransa'da ilan edilen kısmi yasağın ekonomik anlamda büyük etkilere neden olduğunu ifade eden Elif, insanların bir araya gelmemesi için hükümetin çoğu kamusal alanları kapattığını söyledi. Elif, bu durumun genelde küçük esnafları etkilediğini, hükümetin de buna ilişkin kimi faturaların ödenmesini ertelediğini açıkladığını kaydetti. Bunun küçük esnaf için güzel bir şey olduğunu vurgulayan Elif, "Hükümet için de bir ekonomik paketin açıklanmasını zorunlu kılıyor. Avrupa ülkelerinin birçoğu ekonomilerinin bir kısmını virüs ile mücadeleye ayırdı. Sağlık alanına, ekonomik alanına bütçe ayırdılar. Fransa'da 300 milyar Euro virüsle mücadeleye ayrıldı. Bunun içinde geliri olmayan ailelere çek gönderme de dahildir. Bu tabloyu Türkiye ile karşılaştırdığım zaman Türkiye kötü kalıyor. Çünkü Türkiye'de etkili adımlar atılmadığını düşünüyorum. Ödemeler ertelendi fakat bir kaç ay sonra esnaflar ertelenen kiraları daha yüksek bir miktarla ödemek zorunda kalacak" sözlerini kullandı.
 
 'Türkiye virüsü ciddiye almıyor'
 
"Birilerinin söylemesine ihtiyaç duymadan bireyler olarak kendi önlemlerimizi alabilecek aşamaya gelmemiz gerekiyor. Biz başkaları tarafından yönetilmeye alıştığımızdan harekete geçip önlem almak için birilerinin bize üstten dikta etmesini bekliyoruz" diyen Elif, birilerinin söylemeden bunu yapabilmeleri gerektiğine işaret etti. Türkiye'deki duruma da değinen Elif, şu şekilde konuştu: "Türkiye henüz virüsün çok başında fakat ne yönetim kademesinde ne de halk bazında çok ciddiye alındığını düşünmüyorum. Gerek alınan tedbirler, gerek açıklanan paketler, gerekse de insanların hareketleri olsun çok da ciddiye alındığını düşünmüyorum. Bu olayın ciddiye alınması gerekiyor çünkü bu virüs kolayca yayılabilen ve tedavisi bulunmayan bir virüstür. Buradan Türkiye'deki insanlara sesleniyorum. Lütfen ama lütfen evden çıkmayın ve biraz sabredin. Sağlık çalışanlarını da düşünmek gerekiyor, onlar büyük bir tehlikede. Özellikle ekipman eksikliği onları ciddi anlamda olumsuz etkiliyor. Vaka sayısı arttıkça daha çok sağlık çalışanlarına ihtiyaç duyulacak. Gerekli ekipman ihtiyacının sağlanması gerekiyor."