Ev olarak kullandıkları ahır da yıkılıyor: 3 yıldır başvurulara cevap alamıyorum

  • 09:06 20 Şubat 2020
  • Yaşam
Beritan Canözer-Medya Üren
 
DİYARBAKIR - Köyde bulunan yıkık dökük bir ahırı odaya dönüştüren ve burada çocuklarıyla yaşamını sürdürmeye çalışan Fatma Geçer, yaşadıkları karşısında dayanacak gücünün kalmadığını söylüyor. Fatma, “Mısır’a, Filistin’e, her yere yardım gönderiyorsunuz, her yere el uzatıyorsunuz ama ben 3 yıldır size yaptığım hiçbir başvuruya cevap alamıyorum” diyor.
 
Diyarbakır’ın Sur ilçesine bağlı Bağıvar (Kabi) köyünde yaşayan 23 yaşındaki Fatma Geçer, tek göz odada hayatta kalma mücadelesi veriyor. 17 yaşındayken, yani henüz çocukken evlenen Fatma’nın iki çocuğu var. Fatma, eşi ve biri 5 aylık diğeri ise 4 yaşında olan iki çocuğu ile beraber köyde bulunan yıkık dökük bir ahırı ev olarak kullanıyor. Ailenin kaldığı yerde tuvalet dahi bulunmazken, tek göz odanın bir köşesine çektikleri perdenin arkasında banyo ve tuvalet ihtiyaçları karşılanmaya çalışılıyor. Özellikle kış mevsiminde oda hiç kullanılamaz hale gelerek, yağmur suyuyla doluyor. Evin dışarıdan görünen hali içerideki halini anlatmaya yetiyor. Fatma’nın eşi iş bulamadığı için çalışamazken, komşularının gıda yardımıyla hayatını devam ettirmeye çalışıyor. Kullanılan oda, her an yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya.
 
‘Yoksulluğumdan utanmıyorum’
 
Aile banyo yapmak için sıcak su ihtiyacını, odun sobasında su ısıtarak karşılıyor. Odun sobası için ise çoğunlukla karton kullandıklarını belirten Fatma, bazen komşularından aldıkları odunları yaktıklarını söylüyor. Çoğu zaman Pazar alışverişi dahi yapamadıklarını dile getiren Fatma, “Ben yoksulluğumdan utanmıyorum. Çocuklarıma iyi bir gelecek sunamadığım için utanıyorum. Bizim bu halimizi görmeyenler, sesimizi duymayanlar utansın. Bizi yoksulluğa mahkum edenler utansın. Çocuklarım hastalanacak diye korkuyorum. Her yer rutubet, sağlıklı beslenemiyorlar. Bazen yiyecek bir şeyler bulmakta bile zorlanıyoruz ama bunu bile umursamıyorum. Yeter ki düzgün bir evim olsun, ısınabilelim” sözlerine yer veriyor.
 
Evin bir bölümü yıkılmış durumda
 
Evi farelerin bastığını ifade eden Fatma, 5 yıldır aynı şeyleri yaşadığını belirtiyor. Yaşam koşullarının ağırlığından dolayı çocuklarını yalnız bırakamadığını dile getiren Fatma, “Evin içinde ne su bağlantısı var ne de elektrik. Suyu köyün çeşmesinden taşıyarak, tanker dolduruyoruz. Sonra haftalarca o tankerdeki suyla ihtiyaçlarımızı görüyoruz. Banyo yapmak bile işkence çünkü banyo yapana kadar donma tehlikesi yaşıyoruz kışın. Suyu sobaya koyup ısıtıyorum, yazın da dışarıda ateş yakıp ısıtıyorum. Şimdi evin bir bölümü de resmen yıkıldı. Her gün bir parçası düşüyor. Zaten bir insanın kalabileceği yer değil ama gittikçe yaşanılamaz hal alıyor” diyor.
 
‘Pazar yapacak parayı bulamıyoruz’
 
Fatma, eşinin iş aradığını ama hiçbir yerden olumlu dönüş alamadığını kaydederken, “Kaymakamlığa, belediyeye, valiliğe, aklınıza gelebilecek her yere başvurduk. Kaymakamlık bize ‘bir yere taşının ilk 6 aylık kiranızı öderiz, sonra kendiniz ödersiniz’ diyor. Bizim sorunumuz zaten kirayı ödeyebilecek durumda olmayışımız. Bir eve taşınmak en kolay olanı. Zaten eşyam bile yok, alırım çocuklarımı giderim yeni bir eve ama o evin kirasını nasıl ödeyeceğiz? Nereden getireceğiz o parayı? En kötü evin kirası bile 600 liradan aşağı değil. Biz pazar yapacak para bulamıyoruz, çocuklarıma yeni kıyafet alamıyorum” diyerek yaşadıkları ekonomik sorunlara dikkat çekiyor.
 
‘Saraylarınızı istemiyorum, tek göz oda istiyorum’
 
“Villalarınızı, saraylarınızı istemiyorum, çocuklarım için tek göz oda istiyorum” diyen Fatma, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Siz çocuklarınızı böyle bir evde yaşatır mıydınız? Kulaklarınızı tıkamaktan başka bir şey yapmıyorsunuz. Mısır’a, Filistin’e, her yere yardım gönderiyorsunuz, her yere el uzatıyorsunuz ama ben 3 yıldır size yaptığım hiçbir başvuruya cevap alamıyorum. Devlet nerede? Devlet benim, benim gibilerin halini görmeyecekse ben neden oy kullanıyorum, neden bu ülkenin vatandaşıyım? Başbakan Erdoğan’a bile sesleniyorum. Halkınıza kulaklarınızı tıkamayın. Halkınızın halini görün. Sizin çocuklarınız böyle bir evde mi yaşıyor? Her yer rutubet, her yerden su damlıyor, yerlere halı bile seremiyorum. Odanın içinde montla geziyoruz.”
 
‘Kimseden bir şey dilenmiyorum’
 
Başvurdukları hiçbir yerden geri dönüş olmadığını söyleyen Fatma, “Artık nereye gideceğimizi, nereye başvuracağımızı bilmiyoruz. Sokakta mı kalalım, ne yapalım? 5 yaşındaki kızıma biri çocuklarının artık giymediği kıyafetlerini vermişti. Ben de bir köşeye bırakmıştım sonra bakarım diye. Diğer gün bir şey çıkarayım, kızıma giydireyim diye poşeti elime aldım. Baktım ki içindekilerin hepsini fareler kemirmiş. Artık bunları kaldıramıyorum. Kimseden bir şey dilenmiyorum. En azından eşim bir iş bulsun, düzenli gelirimiz olsun. Kimse bana karşılıksız ev, eşya versin demiyorum. Güçlü durmak istiyorum ama dayanacak gücüm kalmadı. Çok çaresizim” diyor.