İki kadın bir mücadele: Eril zihniyete karşı tek yol dayanışma

  • 09:18 22 Kasım 2019
  • Yaşam
Hikmet Tunç
 
VAN - Çocuk yaşta evlendirilen Nazime ve Gülistan maruz bırakıldıkları sistematik şiddete karşı birlikte mücadele veren iki kadın. Boşanmakla işe başlayan kadınlar, siyasetle birlikte yeni yaşamlarına kapı araladı. Sonrasında iş yeri açan iki kadın, “Eril zihniyetle mücadele etmenin tek yolu dayanışmak” diyor. 
 
Eril zihniyetin şiddete dayalı, kadını köleleştirmek için kurduğu ‘düzen’ içinde, her türlü fiziki, psikolojik, ekonomik şiddete maruz kalan kadınlar, büyük bir mücadelenin sahibi. Yaşamı, nefes alması dahi yasaklanan her kadın bu yüzden büyük birer direnişçi. Nazime Abi ve Gülistan Orhan’ın öyküsüne de böyle bakmak gerekiyor. İki arkadaş Van’ın Başkale ilçesinde aynı mahallede dünyaya geliyor ve çocukluklarına dayanan güçlü bir bağları var. İkisi de çocuk yaşta evlendiriliyor ve çocukken anne oluyor. Sistematik şiddete maruz kalan iki arkadaş, birbirlerine yaslanarak yeni bir yaşam kuruyor. 
 
‘Etrafımdaki insanların sözleri beni alıkoymadı’ 
 
“Çocuktum. Onu hiç sevmedim. Hep şiddete maruz kaldım” diyen Nazime evlendirildiği erkeğin çalışmadığını, ekonomik şiddete de maruz kaldığını ifade etti. İlçedeki devlet hastanesinde görev yapan bir hemşirenin yardımıyla kurtulduğunu söyleyen Nazime, “Hastanede bana bir iş buldu. ekonomik olarak kendi ayaklarımın üzerinde durunca etrafın söylediği hiçbir söz beni ilgilendirmedi. Daha güçlü hissediyordum. Yaşadığım ilçe küçüktü. Zaten resmi nikahımın yoktu ve ayrılmıştım. Boşanan bir kadına yaklaşım çok farklı oluyordu ama beni hiçbir sözleri mücadelemden ayırmadı” dedi. 
 
Belediye Meclisine girdi
 
Ardından Demokratik Bölgeler Partisi’nden (DBP) Belediye Meclis üyesi olarak görev yapan Nazime,  “Meclis üyesi olarak başladığım dönemde ilçe kaymakamı tarafından ciddi tehditler almaya başladım. Hastalarla Kürtçe konuştuğum için ve bulunduğum partinin meclis üyeliğinden kaynaklı hastaneden atıldım. Hakkımda birçok soruşturma açıldı. Hala süren davalarım var. Ama hiçbir engel beni mücadelemden alıkoymadı” diye belirtti. 
 
‘Özgür toplum iradeli kadınlarla mümkündür’
 
Kadının mücadeleden asla vazgeçmemesi gerektiğini vurgulayan Nazime, “Özgür bir toplum ancak özgür kadınla, iradeli kadınla mümkündür. Kadınlar erkek şiddetine karşı dayanışınca daha güzel, daha güçlü” dedi. 
 
‘Şikayetçi olduğum halde tutuklanmadı’ 
 
Gülistan ise, evlendirildiği erkeğin başka bir kadınla eve geldiğini ve birlikte yaşamayı dayattığını söyledi. Bunu kabul etmeyince bir odaya hapsedilerek fiziki şiddete maruz kaldığını aktaran Gülistan, “Bir çocuğum vardı. Kaçsam nereye giderdim. Kalsam dayanamazdım” dedi. Kilitlendiği odadan ilk fırsatta telefona koştuğunu ve polisi aradığını kaydeden Gülistan, “Polis geldiğinde üstüm, başım darmadağınıktı. Polis eşimi ve birlikte olduğu kadını da alıp uzaklaştırma cezası verdi. Ama şikayetçi olduğum halde tutuklanmadığı için sürekli ‘seni öldürürüm’ tehditlerine maruz kalıyordum” diye anlattı. 
 
Katletme girişiminde bulunuyor 
 
Bir süre kendi evinde çocuğuyla birlikte yaşadığını söyleyen Gülistan, “Eşimin her an geleceği tehdidiyle karşı karşıya kaldım. Bulunduğum binadaki kadınları haberdar ederek bina kapısını sürekli kapalı tutmaları gerektiği uyarısında bulundum. Eşim bina kapısının açık olmasını fırsat bilerek eve girdi. Beni boğmaya çalıştı. Çocuğumun gözleri önünde beni darp ederken, bir komşum içeri girip, müdahale etti ve polisi çağıracağını söyleyince, kaçıp gitti. O gün ölümden döndüm” sözlerini kullandı. 
 
‘Partiyle birlikte öz gücümü ortaya çıkardım’
 
Bu olayın ardından çocuğunu da alarak Başkale’ye geri dönen Gülistan, boşanıyor. Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ilçe başkanlığı görevine başlayan Gülistan, “Partinin ideolojisi ile kadına verdiği değer ile hayatımda büyük değişimler oldu. Öz gücümün farkına vardım. Benimle aynı şiddete maruz kalan birçok kadına nasıl mücadele vermeleri gerektiği konusunda güç veriyordum. Ardından Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van il başkanlığı görevine geldim. Burada da partinin bana katkısı çok büyük oldu” dedi. 
 
‘Aynı sofraya dahi oturamadığım erkekle, aynı koltuğu paylaştım’
 
DBP ve HDP’nin kadın politikasının kendisini nasıl güçlendirdiğini örnek olarak gösteren Gülistan, “Ben çok kapalı bir ilçede yaşadım. Düşünsenize bir dönem erkek ve kadının aynı sofrada oturması dahi güç olan bir ilçede eşbaşkan oldum. Erkekle bırakın aynı sofrada, aynı koltukta siyaset yürütüyordum. Toplum yönetiyordum” sözlerini kullandı.  
 
Siyasi partinin ardından Nazime ile birlikte bir güzellik merkezi açan Gülistan, son olarak şu mesajı verdi: “Hem cinsimin bana kattığı güç çok önemliydi. Hemcinsinize değer verin. Eril zihniyetle mücadele etmenin tek yolu dayanışmak.”