Aradan 8 yıl geçti: Hala görmezlikten geliyorlar

  • 09:01 23 Ekim 2019
  • Yaşam
VAN - Van'da 8 yıl önce yaşanan iki büyük depremin ardından Anadolu konteyner kentte yerleşen ailelerden 5’i, hala burada yaşamını sürdürmek zorunda. Konteynerlerin bir kış daha dayanamayacağını söyleyen kadınlar, yetkililerin derhal ilgilenmesi için çağrıda bulundu.
 
Van'da 23 Ekim 2011 tarihinde merkez üssü Erciş ilçesi olan 7.2 büyüklüğünde deprem meydana gelmiş, ardından 9 Kasım'da da merkez üssü Edremit olan 5.6 büyüklüğünde bir deprem daha yaşanmıştı. 604 kişinin yaşamını yitirdiği depremlerde, 4 binin üzerinde kişi yaralandı, binlerce inanının evi yıkıldı binlercesi ise hasardan kaynaklı, yıkım kararıyla boşaltıldı. Yurttaşlar, Van’ın karlı ve soğuk kış aylarını çadırlarda kendi imkanlarıyla yaşamak zorunda bırakıldı, çadırlarda çıkan yangınlarda çocuklar yaşamını yitirdi. Kentin belirli noktalarına kurulan konteyner kentlerde elektrik, su başta olmak üzere birçok sorunla karşı karşıya kalan yurttaşlar, yıllarca bu konteynerlerde yaşamaya mahkum edildi. Soğukla baş edemeyen çocuklar her yıl hastalıklarla boğuşmak zorunda kaldı. TOKİ’lere yerleştirilen ailelere ise ödeyemeyecekleri borçlar çıkarıldı. 
 
5 aile konteynerde yaşıyor
 
Depremin 8'inci yıl dönümü yaklaşırken, hala konteyner kentte yaşayan aileler bulunuyor.  Merkez Edremit ilçesine bağlı Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi karşısında bulunan ‘Anadolu Konteyner Kent'inde 5 aile maddi imkansızlıklarından dolayı hala burada yaşıyor. Van’ın sert kışından kaynaklı kullanılamaz hale gelen konteynerlerde rutubetten dolayı hastalıkların oluştuğunu belirten kadınlar, altının açılmasından kaynaklı içeriye akreplerin girdiğini söyledi. 
 
'Zorlu bir kış daha geçirmek istemiyoruz'
 
BAĞ-KUR maaşıyla geçinmeye çalıştıklarını bu yüzden konteynerden çıkamadıklarını belirten Hizret Duran, koşullardan dolayı sürekli hastalandıklarını söyledi. “Gidecek bir yerimiz yok yetkililer ilgilenmiyor” diyen Hizret, şunları dile getirdi: “Devlet istediği zaman çocukları askere götürüyor ama biz vatandaşı değilmişiz gibi hiçbir şekilde bizimle ilgilenmiyor. Üç ayda bir yardım vakfından bir koli erzak göndererek susturmaya çalışıyor.  Umurlarında değiliz. Konteynerler çökmüş durumda. Bu kış dayanamaz. Geçen günlerde kırsal alanda olduğumuz için içeriye akrep girdi. Zorlu bir kış daha geçirmek istemiyoruz. Kış aylarında elektrikler ve sular kesiliyor, yemekleri dışarıda odun yakarak yapıyoruz.”
 
‘Burada artık yaşanılmaz’
 
Kış aylarında içeride titreyerek oturduklarını söyleyen Hizret, “Geceleri uyuyamıyoruz, burada artık yaşayamayız. Eşimin maaşıyla yalnızca yiyeceklerimizi ve hastane masraflarını karşılayabiliyoruz. Ben de aylık alabilseydim kiraya çıkardık” dedi. 
 
‘Tek isteğimiz yaşanabilir bir eve geçmek’ 
 
8 yıldır konteyner kentte yaşamını sürdürmek zorunda kalan Dilşaht Demirhan ise, kötü koku ve rutubet nedeniyle guatr hastası olduğunu söyledi. “Doktor enfeksiyon kapmaması gerektiğini söyledi. Fakat burada temiz hava almak mümkün değil” diyen Dilşaht, “Kışın elektrikli soba kullanıyoruz ama sürekli kesiliyor. Su torbasına sıcak su koyarak uyuyorum. Maddi durumumuz çok kötü evde bir televizyon dahi yok. Bir tane buzdolabı var o da bozuk. Tek isteğimiz yaşanılabilir bir eve geçmek” diye belirtti.