Erciş’te depremzedelerin yaraları hala sarılmadı

  • 09:07 4 Nisan 2019
  • Yaşam
VAN - Erciş’te meydana gelen depremin yaraları hala sarılmazken, en büyük mağduru ise kadınlar oldu. Depremde eşini kaybeden Sevgi Yıldız, 5 çocukla yıllardır yaşam mücadelesi verirken, “Seçimden seçime gelip soruyorlar. Yıllardır TOKİ’lerin borcunu ödüyoruz. Yani devlet bize destek vermesi gerekirken borç altına bırakıp tazminatlarımızı vermedi” dedi.  
 
Van’ın Erciş ilçesinde 23 Ekim 2011’de meydana gelen 7.2 büyüklüğündeki depremde 644 insan yaşamını yitirdi, 4 binden fazla kişi yaralandı. Depremin ardından on binlerce insan mağdur oldu ve büyük acılar yaşadı.  Depremzedelerin yaraları henüz sarılmazken, kadınlarda hem psikolojik hem de fiziki yaralar açtı. Hatırlanmadıklarını belirten kadınların yüreğinde açılan derin yaralar gittikçe büyüdü.
 
‘Çocuklarımı nasıl koruyacağımı düşünüyordum’ 
 
Sevgi Yıldız, depremde eşinin enkaz altında kalmasıyla biri karnında, 5 çocukla yalnız kaldı. Deprem olduğunda 4 aylık hamile olan Sevgi, “Eşim sürekli inşaat işi için il dışına giderdi. Orada çalışır, para kazanırdı. Ara sıra ziyaretimize gelirdi. Deprem günü köyden Erciş’e gelmişti. Oradan da inşaat işi için İstanbul’a gidecekti. O anda Erciş’i ve Van’ı kıyamet gününe çeviren deprem oldu. Eşim, abisi, arkadaşları ile birlikte yüzlerce kişi enkazın altına kaldı. Eşim ve abisi aynı anda yaşamını yitirdi. Eşimin öldüğünden bile haberim yoktu. Ben sadece çocuklarımı nasıl koruyacağımı düşünüyordum. Sürekli artçı sarsıntılar devam ediyordu.  Çocuklarımın en büyüğü 8, en küçüğü 3 yaşındaydı. Yalnız olduğum için onları korumak kollamak bana kalmıştı. Çocuklarım için güçlü olmam gerekiyordu” dedi.
 
‘Hasarlı evde kalmak zorunda kaldık’ 
 
Daha sonrasında çocuklarıyla tek başına kalan Sevgi, “Ne para ne mal ne yiyecek bir şeyimiz kalmıştı. Zaten hayatımız çok zordu. Bir de eşim gidince ortada kaldık. Eşim gitmeden önce 30 TL verdi lazım olur diye.  Başka paramız yoktu. Depremler devam ediyordu.  Bir süre köyde kaldık. Evimiz çok hasar görmüştü. Hepsi çatlamıştı. İnsanlar ‘çıkın altında kalacaksınız’ diyordu.  Ben de, gidecek yer olmadığı için, ‘ölürsek de ölelim’ diyordum. Hamileydim ve eşimin kaybıyla birlikte bunalıma girmiştim. Mecburen konteynerde kalmaya başladım. Bütün yakınlarımız il dışına gitmişlerdi. Biz tek başımıza kaldık” diye anlattı. 
 
 ‘Zor şartlarda çocuklarıma baktım’
 
Şu anda 6 yaşında olan Muhammed’i çok zor şartlar altında doğurduğunu ifade eden Sevgi, “Hayat bizim için çok zordu. Kış şartlarında küçük bir konteynerde 5 çocukla inanılmaz zorluklar yaşadık. Hepimiz aynı yatakta yatıyorduk. Küçük çocuklarla yaşam mücadelesi veriyorduk. Bu mücadele ömrümden ömür aldı.  Havalar ısındı. Artık konteyner çok ısınmıştı. İçinde nefes bile alamıyorduk. Yapacak başka bir şeyimiz de olmadığı için çocuklarımı alıp yine depremden harabeye dönen köydeki evimize getirdim. Bir süre orada kaldım” dedi. 
 
‘Hala TOKİ’nin borcunu ödüyoruz’ 
 
Bir akrabasının önerisiyle TOKİ için başvuruda bulunan Sevgi, “Herkes benimle aynı acıyı yaşadı, aynı yaşam mücadelesini veriyor. Benim gibi yüzlerce kişi kalıyor bu konutlarda. Eltim de benim gibi aynı mahallede. O da tek başına çocuklarına bakıyor, başka bir sürü komşum var, benimle aynı durumda olan. Konteynerde doğan küçük oğlum bu sene okula başladı. Yıllar geçti. 8. senemiz olacak, ben çocuklarla uğraşırken, zaman su gibi akıyor. 8. senemize girmemize rağmen hala eşimin tazminatını biz vermediler. 80 bin TL değerindeki TOKİ evlerinin her ay ödemesini yapıyoruz. Hayatla mücadele gerçekten zor. Hele deprem mağduru bir kadın olup, 5 çocukla tek başıma mücadele etmek zorlukların en büyüğü.  Depremzedelerin yaraları hala sarılmadı. Acılarımız kanamaya devam ediyor” diye konuştu. 
 
‘Devlet borç içinde bıraktı’ 
 
Depremzedelerin sorunlarının TOKİ’lere yerleştirilmekle bitmediğini vurgulayan Sevgi, “Seçimden seçime gelip soruyorlar. Ne yiyoruz ne içiyoruz soran yok. Burada herkes benim gibi kimsenin tazminatlarını vermediler. Aksine borç altına bıraktılar.  Borcu yıllardır ödememize rağmen bitmiyor. Ömrümüz bitti. Yani devlet bize destek vermesi gerekirken borç altına bırakıp tazminatlarımızı vermedi” dedi.