'Dokunuşuyla yaşam daha anlamlı ve güzel oldu'

  • 09:01 14 Şubat 2019
  • Yaşam
Sozda Oremar
 
ŞEHBA - Efrînli Şaziye İbrahim, kendilerine “Dünya sizi kadın olarak tanısın. Kendi kimliğinizle tanının” diyen PKK Lideri Abdullah Öcalan ile tanıştıktan sonra yaşamında yaşanan değişiklikleri şöyle anlattı: “Gözlerinde bir kadının derin bir uykudan uyanışını, yeniden dirilişini gördüm. Ondan sonra kendime bir söz verdim ve hayat daha anlamlı oldu.” 
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın 15 Şubat 1999 tarihinde uluslararası komplo ile Türkiye'ye getirilmesi ve tecrit koşullarında tutulmasının üzerinden 20 yıl geçti. Kadın kimliği üzerine yoğunlaşan ve özgür kadın kimliği nasıl yaratılmalı sorusuna yanıt olmaya çalışan Abdullah Öcalan’ın en fazla etki ettiği kesim hiç kuşkusuz kadınlar oldu. Özellikle Kürt kadınları, Abdullah Öcalan'ın ortaya koyduğu "kadın kurtuluş ideolojisi" ile kimlik arayışına çıktı. Bununla da yetinmeyen Abdullah Öcalan, tutsak bulunduğu İmralı Adası’nda "Demokratik Ekolojik Kadın Özgürlükçü Toplum Paradigması"nı geliştirdi ve kadınların önüne koydu. Evrensel bir paradigma geliştiren Abdullah Öcalan’ın yeri ve önemi bundan dolayı kadınlar için hep farklı oldu.
 
Abdullah Öcalan’ı 1991 yılının 15 Ağustos'unda Lübnan'da bulunan Bekaa Vadisi'nde, 1996 yılında ise Halep'te gören ve tanışan Efrînli Şaziye İbrahim, görüşmelerini ve daha sonra hayatında yaşanan değişimleri ajansımızla paylaştı. 
 
'O gözlerde kadının yeniden dirilişini gördüm'
 
Abdullah Öcalan ile görüşmenin kendisi için bir hayal olduğunu belirten Şaziye, "Acaba bir gün görüşebilecek miyim? Nasıl biri? Onla nasıl konuşacağım?" sorularının sürekli kafasını meşgul ettiğini belirtti. Abdullah Öcalan'ı gördüğünde tarifi imkansız bir heyecan yaşadığını dile getiren Şaziye, içinde bulunduğu duygu karmaşasını şu sözlerle anlattı: "Önder Apo'nun gözlerinde Kürt kadınının ölümünü ve yeniden dirilişini gördüm. Ölen bir kadına yeniden bir yaşam verişi O’nun şahsında gördüm. Bir kadının derin bir uykudan uyanışını gözlerinde gördüm. Konuşurken gözlerini kapatıyor ve birden açıp etrafına göz gezdiriyordu. Ben o gözlerde kadının yeniden dirilişini gördüm."  
 
'Tanıştıktan sonra kendime birçok söz verdim’
 
Abdullah Öcalan ile tanıştıktan sonra kendi kendine söz verdiğini belirten Şaziye, "’Bu dava ve kendi şahsım için elimden ne geliyorsa yapacağım’ dedim. Çocuğum var, yoruluyorum, evim var gibi bahanelere sığınmayacağıma ve bunları kendimde kıracağıma söz verdim. Kırabildiğim kadar birçok algıyı kırdım. Yine kendi kendime başka bir söz daha verdim. ‘İşgal altında olan Kürdistan toprakları için çocuklarımı büyüteceğim ve onları kendi ellerimle devrime katacağım’ dedim. Bunları yapabildiğim kadarıyla yaptım" dedi. 
 
‘Dünya sizi kadın olarak tanısın'
 
Lübnan’daki karşılaşmalarının ardından bu kez 1996 yılında Halep'te gördüğü Abdullah Öcalan'ın sıradan bir kişiliğe sahip olmadığının altını çizen Şaziye, burada yaşadıklarını ise şu sözlerle dile getirdi: "Bir anne yerde bir odun gördü ve kaldırmak için eğildi. Bu sırada Abdullah Öcalan gözünü ona dikti ve 'Kadın iradeye sahip olmalıdır. Kadın kendi kimliğine sahip olmalıdır. Kadın kendini tanımalıdır. Kadın ben kadınım demelidir' dedi. Sonrasında güçlü, cesaretli, kuvvetli ve atılgan bir kadın olduğunda neden hemen 'erkek gibi kadın' tanımını kullandığımızı sorup eleştirdi. 'Bunu kabul etmeyin. Biz kadınız, kimliğimiz kadındır ve kadın olarak kalacağız’ deyin. ‘Kendinizi bir erkekle göstermeyin' dedi. Yine annelerin neden büyük erkek çocukları, babaları, kardeşleri yada eşleri üzerinden tanıtıldığı eleştirisini yöneltti bizlere. 'Bunu da kabul etmeyin. Kendi kimliğiniz ile tanının, adınız ne ise öyle tanının. Dünya sizi kadın olarak tanısın' dedi."       
 
‘Daha sonra hayatımızı sorgulamaya gittik’
 
Abdullah Öcalan ile aralarında geçen bu diyalogdan sonra kadınlar olarak sorgulamaya gittiklerini dile getiren Şaziye, "Biz kadın olarak tanınacağız. Kendi namusumuz olacağız. Ne babamızın, ne oğlumuzun, ne eşimizin ne de kardeşimizin namusu olmayacağız" sözünü birbirlerine verdiklerini ve bunu yerine getirdiklerini kaydetti. Hala bu zihniyetle mücadele ettiklerini söyleyen ve kimi algıların henüz kırılmadığı özeleştirisini veren Şaziye, Abdullah Öcalan ile olan ve hayatı boyunca da unutmayacağını söylediği şu anısını paylaştı: "Elimde şehit düşen kardeşimin küçük kızı Ruken vardı. Bu sırada Abdullah Öcalan bizi gördü ve yaklaştı. Gelip Ruken'in başına dokundu ve adını hiç sormadan 'Ruken nasılsın? Sen yurtseverlik duyguları ve terbiyesini alarak büyüyeceksin. Kardeşin nasıl?' dedi. Sadece bu oldu ama bu anı bende çok anlamlı ve manidar bir yere sahip."  
 
‘Hayatımız daha da anlamlı oldu’
 
Abdullah Öcalan ile görüşme sonrası eve geldiğinde annesine, "Artık beni sadece ev kadını olarak görmeyeceksin" dediğini kaydeden Şaziye, ailesinde yaşanan değişimi "Annem neden çalışmalara katılacaksın? diye sorduğunda 'Yeni bir yaşama yol aldım. Çocuklarıma siz bakarsınız' dedim. Annem de ‘çocuklarına bakmam, burada çalış’ dedi. Tam o sırada Abdullah Öcalan'ın söyledikleri aklıma geldi. Demişti ki 'Burada çalış. İş çoktur. Önemli olan doğru iş yapmak.' Benim çalışmalara katılmam ailede de büyük bir değişime neden oldu. Efrîn'de kadın çalışmalarına katıldım. Evde aile arasında toplantılar yapıyorduk. Çocuklarıma annem bakıyordu. Yani Abdullah Öcalan ile tanışmak, onun fikirlerini edinmek bizde çok büyük değişimler yarattı. Ailem hareketi önceden de kabul ediyordu ama bir kadın olarak kadındaki değişimi daha sonra kabul ettiler. Abdullah Öcalan'ın fikirleri ile hayatımız daha da anlamlı oldu” sözleriyle anlattı.    
 
'Efrîn topraklarında Önderimiz ile kucaklaşacağız'
 
Şaziye, Abdullah Öcalan'ın Suriye topraklarında ilk adım attığı, sırtını dayadığı ağacı ve üzerine oturduğu taşları hep merak ettiğini ve bu topraklara gitmeyi çok istediğini söyledi. Efrîn topraklarında bir gün Abdullah Öcalan ile kucaklaşmayı umut ettiğini belirten Şaziye, "Umudumuz büyük. Eğer Abdullah Öcalan özgür olmasa biz o özgürlüğü kabul etmiyoruz. Önder Apo o dört duvar arasından çıkarılmadan bizlere dünyaları da verseler biz Kürt kadınları kabul etmiyoruz. Biz insanlığın özgürlüğünü Önderimizde buluyoruz. Önder Apo'nun olmadığı yaşamı kabul etmiyoruz” ifadelerini kullandı. 
 
‘Mazlum Doğan, Kemal Pir ve Hayri Durmuş'lar yeniden ruh buldu’
 
Leyla Güven öncülüğünde devam eden açlık grevi eylemlerini de selamlayan Şaziye, Leyla'nın talebinin kendi talepleri olduğunun altını çizdi. Şaziye, şöyle devam etti: "Leyla arkadaşı yürekten selamlıyoruz. Onun talebi artık milyonların talebidir. Eylemi oldukça manidar ve önemlidir. Mazlum Doğan, Kemal Pir ve Hayri Durmuş'ların eylemi yeniden ruh buldu. Buradan Leyla Güven şahsında açlık grevinde olan tüm arkadaşlarımızı ve tutsakları selamlıyorum. Ve direnişimizin zafer ile taçlanacağına olan inancımı bir kez daha belirtiyorum." 
 
Şaziye, şimdilerde Efrîn Toplumsal Adalet Meclisi Yönetim üyeliğini yapıyor.