'Geç de olsa cesaretimi toplayarak yeni bir yaşam kurdum' 2018-09-30 09:02:25   İSTANBUL - Çocuk yaşta evlendirilen ve "berdel" , "kuma" adı altında erkek egemen zihniyetin her türlü işkencesine karşı yıllarca direnen Şirin Sayhan, "Yaşamım boyunca aldığım en doğru karar o evden ayrılmak oldu" diyor.    Henüz 14 yaşında iken ailesi tarafından evlendirilen Şirin Sayhan şimdi 66 yaşında. Yaşamı boyunca erk zihniyetinin dayattıklarına karşı ayakta kalmaya çalışan Şirin, abisinin evlenebilmesi için kendisinden 13 yaş büyük bir erkekle evlendiriliyor. Şirin sürekli babasına ve evlendirildiği erkeğe karşı çıkıyor ama kadını ve çocuğu koruyan hiçbir kurum, yasa ve anlayış olmadığı için şiddet sarmalının dışına çıkamıyor.    Karar vermek için çocuk, evlendirilmek için olgun   Şirin, babasının, abisini evlendirmek için kendisini evliliğe sürüklediğini söylüyor. Bu evliliğe karşı geldiği anda babası tarafından şiddet gören Şirin, "Abim büyüktü. 5 belki de 6 sene askerlik yapmıştı. Ben çocuktum. Abimi evlendirmek için 'berdel' yaptılar. Babam, 'Bu kızı vereceğiz ve karşılığında birini alacağız' dedi. Aradan zaman çok geçmemişti ki o değiş tokuş misali yapılan karşılıklı anlaşmada gözden çıkarılan kişinin ben olduğumu anladım. Ertesi gün babama 'İstemiyorum' dedim. 'Niye kızım' diye sorunca konuşmaya başladım. Bir anda yüzümde sertçe bir tokat hissetim. Babam 'Senin etin kemiğin ne daha da sen erkek seçiyorsun' diyerek bağırmaya başladı. Peki benim etim budum neydi ki beni evlendirmeye karar vermişlerdi? Babam 'Hayır' dememle yaşımı önüme getirirken, evlenmeme karar verdiği erkek için ise büyümüş bir kadındım" diye anlattı.    Şiddet ortamına geri gönderildi   Yaşadığı korku karşısında artık sessizliğe bürünen Şirin, çok zaman geçmeden evlendiriliyor. "Evlendirildiğim erkek bayağı büyüktü ve ben ise hala çocuktum. Akşamları başlıyordum 'İlla da gitmem yatağına korkuyorum' diye. Kayınpederim 'ayıp' falan dedi. 'Yok yok yok gitmem' diye ağlıyordum. Bu durum üzerine 3'üncü gün evime gönderildim. Daha sonra akrabaların baskısıyla tekrar bir araya geldik" dedi.    Tüm iş kadının omzunda   Gebe kaldığı süreçte evlendirildiği erkeğin askere gittiğini söyleyen Şirin, "O süreç boyunca her türlü ağır işi bana yaptırıyorlardı. Askerden geldiğinde doğum yapmıştım ancak 2 günümüz dolmadan bizi evden attı. Kızımı kucağıma alıp annemin evine gittim. Annem beni o halde görünce bir daha dönmemi istemedi.  Ben de anneme zaten artık gitmeyeceğimi söyledim. Mememde süt olmadığı için kızım aç kalıyor ve ağlama krizleri yaşıyordu" dedi.    'Kızıma da aynı şiddeti uyguladılar'   Şirin, evlendirildiği erkeğin en büyük kızını da kendisi gibi evlendirdiğini gözleri dolarak şu şekilde anlattı: "Elimde büyüttüğüm kızım genç kız oldu. Onu istemeye geliyorlardı. Babası 'Onunla kendime bir eş alacağım' diyordu. Bir gün biri çıkıp geldi. Kızımla evlenmek istediğini kendi kızını da eşimle evlendireceğini söyledi. Ben de kızım da isyan ettik, karşı çıktık. İkimize de şiddetin en ağırını uygulayarak, dağ başında bir köyde nikah kıydılar. Bir hoca getirdiler. Zorla arabalara koyup götürdüler."   'Bizi düşman eden erkeğe karşı birbirimize sığındık'    Zaten yaşamı işkenceyle geçen Şirin, "O adamın işkencesi bitmiyordu. Bu kez de beni bir kadınla karşı karşıya getirdi. Bizi birbirimize düşman ederek, zevkini çıkarıyor gibiydi. Ben de çocuklarım için mevsimlik işçilik yapmaya başladım. Fındığa, pamuğa gittik. Buralardayken rahat nefes aldığımı ve çocuklarım için ayakta durduğumu anladım" dedi. Çok geçmeden diğer kadının da şiddet görmeye başladığını anlatan Şirin, "Bizi birbirimize düşüren erkeğin şiddetine karşı artık birbirimizden başka sığınacak kimse olmadığını ikimizde anlamıştık" diye konuştu.    'Sonunda o evden ayrıldım'    Sonunda tüm gücünü toplayıp evden ayrılmaya karar veren Şirin, hayatının en doğru kararını geç de olsa verdiğini fark ediyor. Yaşamı boyunca tüm zorluklara karşı ayakta kalmayı başaran Şirin, şiddete karşı duruş sergileyerek evi terk ediyor. Çocuklarını da yanına alan Şirin yeni bir hayata başlıyor.