‘Mücadele etmekten başka çare yok’ 2021-03-05 09:03:33     Hikmet Tunç   VAN - 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne doğru giderken, çocuk yaşta erkek devlet şiddetiyle karşı karşıya kalan Emine Bozkurt ile Şükran Şen, mücadele etmeyi, kadın örgütleriyle tanıştıktan sonra öğreniyor. Kadınlar, "Eril zihniyetin şiddet sarmalı o kadar derin ki ondan kurtulabilmek zor ama imkansız değil” diyor.    Kadına yönelik şiddet her geçen gün artmaya devam ederken, bu şiddet karşısında ise kadınların mücadelesi de giderek yayılıyor. Erkek devlet zihniyeti sonucunda ortaya çıkan “feodal” ve “muhafazakar” sisteme karşı direnen kadınlar,  günümüzde her alanda yaşamlarını kendi emekleriyle örüyor.  8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla kadınlar, yaşam içerisindeki deneyimlerini paylaşıyor.    Bu kadınlardan biri Halkların Demokratik Partisi (HDP) Edremit İlçe Eşbşakanı Şükran Şen.    ‘Dua ile şiddetin son bulamayacağını çok sonra öğrendim’   Henüz çocuk yaşlarda erkeğe, çok eşliliği “helal” kılan dinsel faktörlerden dolayı iki eşli olan babasının annesine uyguladığı bir şiddet ortamında büyüyen Şükran, “Annemi nasıl kurtarabilirim” diyerek  sorgulamaya başlıyor mücadelesine. 14 yaşındayken, aile baskısından dolayı “kara çarşafa” bürünerek mahallede Kur’an dersi vermeye başlayan Şükran, “Önce dua ederek annemin maruz kaldığı şiddetin son bulmasını bekledim. Daha sonra Kur’an dersi vererek devam ettim. Sohbetlere katılarak kadınların kapanması, ‘makul’ kadın olması gerektiğini savunuyordum” diyor.    ‘Kara çarşaflara büründüm’   Büyüdükçe yaşadığı çıkmazın her gün dua ederek son bulacağını düşünen Şükran, çok sonradan bunun tek başına yeterli olmayacağını fark ediyor. Şükran şöyle devam ediyor: “Aktif bir şekilde ben de cemaatte yerimi almaya başladım. Kara çarşaflara büründüm. Bu kara çarşafa büründükten sonra kendimi ‘işte hiçbir erkek görmüyor beni, günahta işlemiyorum’ diyerek teselli ediyordum kendimi. Ama babam hala anneme şiddet uyguluyordu ve ben bu şiddete karşı annemi hala kurtaramamıştım. Bu kez de acaba başkalarına ‘Kur’anı Kerim’i anlatsam içinde bulunduğum çıkmazı aşabilir miyim’ diye. Bu kez de kadınların toplantılarında ‘zikir’ durduğumuzda kadınların bir anda bayıldıklarını görüyordum. Sonra ben de bu zikre girmek istiyordum. Yoğunlaşıyordum saatlerce ama yapamıyordum. Daha sonra aktif bir şekilde hocalık yapmaya başladım.”   ‘Mücadeleme kara çarşafı çıkararak başladım’   Çocuk yaşta evlendirilen Şükran, kentin başka bir mahallesinde yaşamaya başlar. Burada Demokratik Bölgeler Partisi’nde (DBP) 2014 yılında kadın meclisinin özgün bir çalışmasına katılan Şükran, “Kadınların toplantılarda konuşmaları beni çok etkilemişti. Sorgulamaya başladım. Daha sonra öneriler üzerine mahalle komisyonlarında yer almaya başladım. Mahallede kadına yönelik şiddete karşı çalışmalar yürütmeye başladım. Yaşım küçük olduğu için resmi çalışanları olamıyordum. Daha çok mahalle kapsamında çalışmalarım devam etti. Yaşamımda ilk olarak ‘kara çarşafı’ çıkararak sürdürdüm. Sorunlar karşısında daha çözümleyici davranmaya başladım” diye belirtiyor.    ‘Kadınlar bizi değiştiriyor, biz kadınları değiştiriyorduk’   DBP’de çalışmaya başladıktan sonra birçok kadının yaşamına dokunabildiğini dile getiren Şükran, aynı zamanda kendisinde de değişimler söz konusu olduğunu ekliyor. Şükran, bu değişimi şu sözlerle dile getiriyor: “Gittiğimiz her yerde kadınlar bizi değiştiriyor, biz kadınları değiştiriyorduk. Tek taraflı değildi yaşam. Benim için her kadın sorununu anlattıkça çözümünü de üretiyordu. Hayat felsefem değişmişti. Eril zihniyet maalesef yaklaşımları her yerde, her kurumda varlığını sürdürmeye devam ettiği gibi bulunduğu parti çalışmalarında da kadınların geri plana itme çabaları, emeğinin görünmemesi çabaları her aşamada karşıma çıkıyordu. Ama artık çözümler çok daha netti benim için mücadele etmekten başka yol yoktu. Bu kapsamda şu an Halkların Demokratik Partisi( HDP) Edremit İlçe Eşbaşkanlık görevimde mücadelemi sürdürüyorum.”   Erkek devlet şiddetine maruz kalanlardan biri de Star Kadın Derneği üyesi Emine Bozkurt.    ‘Ayşe Gökkan’ın duruşundan etkilendim’   Devlet baskısından dolayı Hakkari’den Van’ın Gürpınar ilçesine, ardından İpekyolu ilçesine göç etmek zorunda bırakılan Emine, devlet şiddetine maruz kalmalarının nedeninin Kürt kimliğinden dolayı olduğunu yıllar sonra fark ediyor. Evlerine ziyarete gelen Halkın Demokrasi Partisi’nden (HADEP) kadınlarla tanıştıktan sonra kendisi de partinin kadın kollarında çalışmaya başlayan Emine, bu süreci şu sözlerle anlatıyor: “Kadın çalışanlar çok ilgimi çekmeye başladı. Aralarında tutuklu Tevgera Jinên Azad (TJA) sözcüsü Ayşe Gökkan’ında bulunduğu kadınlar evimize gelince onların sohbetlerini dinlerdim. Küçük olduğum için sohbetlerini dinlememi istemezlerdi. Ben ısrar edince de ‘sessizce oturup dinle’ şeklinde uyarıları sonrasında ben de katıldım. Ayşe Gökkan’ın duruşu beni çok etkiledi.”   ‘Kadınlar erkeklerin evdeki davranışlarını denetliyordu’   Sonraki yıllarda Demokratik Özgür Kadın Hareketi (DÖHK), Kongreya Jinen Azad (KJA) ve Tevgera Jinên Azad (TJA) ile kadın çalışmalarında aktif yer aldığını belirten Emine, “Babam HADEP’in meclis üyesiydi. Kadınlar evimizi meclis üyesi olan babamın aile içindeki davranışlarını gözlemlemek amacıyla geliyordu. Bulunduğum kadın platformlarında değişim-dönüşüm pratikli tarz beni çok etkilemişti” diyor.    ‘Sen bizim işlerimizi elimizden aldın’   Kadın çalışmalarından dolayı ilk tepkiyi yaşadığı mahalledeki erkeklerden alan Emine, “Şu ana kadar var olan bir realiteyi değiştirme, dönüştürme hedefiyle yönelmen tabii ki tepkiyle karşılanır. Hatta erkekler bana ‘sen bizim işlerimizi elimizden aldın’ sözleri ile tepki göstermişti. Oldukça yıpratıcı bir yönelim vardır. Ama bu yönelim beni mücadeleden asla geri adım attırmadı. Kentte kadına yönelik şiddetle mücadele etmek çok zor. Ama ben her gittiğim yaşamına dokunduğum kadın olunca dört elle yeniden mücadeleme sarılıyordum. Bizimle erkek şiddetine karşı mücadele eden kadınlar da vardı. Ancak ne yaparsak yapalım intihardan kurtulamadığımız kadınlar da oldu. Çünkü eril zihniyetin şiddet sarmalı o kadar çok derin bir şey ki ondan kurtulabilmek zor ama imkansız değil” diye ifade ediyor.    ‘Mücadele etmekten başka çaremiz yok’   Emine son olarak Star Kadın Derneği ve TJA’nın kentteki 8 Mart etkinliklerine kadınları davet ederek, “Mücadele etmekten başka çaremiz yok” diyor.