Konteyner evler niteliksiz, hızlı ve kalıcı çözüm bekleniyor 2020-12-08 09:04:08   Melike Aydın    İZMİR - Konteyner evlerin pandemi koşullarına uygun olmadığını dile getiren depremzedeler kalıcı çözüm beklerken, diğer yandan işsiz kaldıklarını ve yardımların kesilmesiyle beraber zor durumda olduklarını söyledi.    Merkez üssü Ege Denizi olan ve 6.8 büyüklüğündeki depremin ardından İzmir’de kurulan çadır kentlerde kalan yurttaşların bir kısmı kendi çabalarıyla buldukları evlere taşınırken, binlerce kişi ise otel, pansiyon ve Bayraklı’da kurulan konteyner evlere yerleşti. Polis noktasında kimlik göstererek girilen konteyner evler, etrafı tel örgülerle ve kameralarla çevrilmiş haliyle adeta cezaevini andırıyor.    Depremzedeler, iki kişilik konteynerlerde 4 kişi kaldıklarını, pandemi koşullarına uygun olmadığını, bu nedenle resmi süreçlerin hızlandırılmasını istiyor. Pandemiden dolayı işsiz kalan depremzedeler ise, kesilen yardımlar nedeniyle geçinemediklerini söyledi.    Resmi işlemler bekleniyor   Bornova’daki evinin “ağır hasarlı” olarak tespitinin netleşmesi için yaptığı başvurunun sonucunu beklediğini kaydeden depremzedelerden Yeşim Urtekin, konteyner evlerde iki yıl kalma haklarının bulunduğunu ve bu süre zarfında evlerinin yeniden yapılacağının kendisine aktarıldığını söyledi. Yeşim, “Umarım o tarihe kadar binamız bitmiş olur. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne başvurduk. Resmi işlemleri bekliyoruz. Eşya yardımı sonra olacak” dedi.   ‘Bina hasarsız gibi gösterilmek isteniyor’   Depremden iki gün sonra evinin olduğu binanın boşaltıldığını ifade eden Yeşim, ancak kayıtlarda 31 numaralı binanın kendi binaları gibi gösterilerek hasarsız kaydı verilmek istendiğini söyledi. Yeşim, düzeltme yönündeki başvuruların, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Kaymakamlık başvurularının bir haftayı geçmesine rağmen hasartespit.csb.gov.tr adresinde görünmediğine dikkat çekti.   ‘Az hasarlı deyip geçiyorlar’   Binalarına dair karot (sertleşmiş beton) testinin masraflarının devletin karşılaması gerekliliği üzerinde duran Yeşim, “Biz zaten depremzedeyiz. Bir de para verip test yaptırıyoruz. Devlet anlaşma yapabilir,  bize küçük bir miktar bırakabilir. Madem öyle bu binalara izin vermeselerdi. Bina kötü durumda ama az hasarlı deyip geçiyorlar” diye sözlerine ekledi.    ‘Konteyner evler niteliksiz ve kalabalık’   Konteyner evlerin çadırlardan daha sağlıklı olsa da pandemi koşullarına göre yetersiz olduğunu belirten Yeşim, konteynerde bazen 4 bazen de 5 kişi kaldıklarını dile getirdi. Yeşim, “Yazın çok sıcak olacak. Sese ihtiyaç duyuyoruz, televizyon gerekli, internet çok yavaş. Evde sıcak su vardı ama burada güneş panelleri yetmiyor. 1990’lı yılların köyleri gibi. Konteyner soban yanınca çok sıcak oluyor ama dışarısı çok soğuk. Gir çık, gir çık hasta oluyoruz. 400 konteyner evin 200’ü dolu. Ortalama 800 kişi yaşıyoruz. Haneden bir hastalansa farklı bir oda yok. 14 gün karantina zor olur” diyerek konteynerdeki yaşama işaret etti.    ‘Karot testini devlet karşılamalı’   Çadır kente giriş ve çıkışlarda dezenfektan ve maske verildiğini, konteyner evlerde ise dezenfektan ve maske dağıtımına devam edilmediğini ifade eden Yeşim, boş konteynerlerin bulunduğunu ve bunların da kullanıma açılabileceğini dile getirdi.    ‘Hala insanların canlarını düşünmüyorlar’   Depremden dolayı yaşadığı travmayı hala atlatamadığını söyleyen Seda Ulema ise hala önlemlerin alınmadığını, birçok binanın “az hasarlı” denilerek görmezden gelindiğini vurguladı. Seda, “Sıkı bir denetim olmuyor. Bir kez daha 6-7 şiddetine deprem olsa aynı şeyler tekrarlanacak. Deprem bölgesinde yaşamamıza rağmen iyi bir teknolojiye sahip değiliz. Elazığ’da farklı yerlerde deprem oldu ama hala bir denetim, bir çalışma görmedim. Gözle görünür çatlakları olan binaları yıkıyorlar. Test yapılmıyor, hala insanların canlarını düşünmüyorlar” diye belirtti.    İşsizlik ve deprem yaşam mücadelesini zorlaştırdı   Bir diğer depremzede Fatma B. de, kızıyla beraber yaşadıkları bodrum kattaki evlerini eşyalarını almadan terk etmek zorunda kaldığını söyledi. Fatma devamında ise çalıştığı kafede pandemi önlemleri sonrası işverenin kendisini işten çıkardığını kaydetti. Fatma, “Zaten zar zor kira verebiliyorduk. Bir yıl sonra ne yapacağız? Maddi olarak zor durumdayız ve benim gibi çok insan var” diye konuştu.