Kadınlar bir kentten ne bekliyor? 2020-09-21 09:02:03 DİYARBAKIR -  Bağlar, Kayapınar, Yenişehir ve Sur ilçelerinden 4 kadın ile kentin sorunlarına ilişkin yaptığımız görüşmelerde kadınlar, kentin en önemli sorunlarının “kadına yönelik şiddet, ekonomi, artan uyuşturucu ve fuhuş ile kayyım” politikaları olduğuna dikkat çekiyor. Kadınlar ayrıca şiddete karşı mücadele etmek için ise özsavunmanın şart olduğunu vurguluyor.     Türkiye’de ve bölgede iktidarın yanlış yönetim politikalarının sebep olduğu sorunlar, her geçen gün derinleşiyor. Özellikle kayyım atamalarının ardından bölge illerinde artan sorunlar, yurttaşları rahatsız ve tedirgin etmeye devam ediyor. Bölgenin önemli kentlerinden biri olan Diyarbakır’da da 4 farklı ilçe, semt ve mahalleden kadınlarla, Diyarbakır’ın temel gündemi ve sorunları hakkında konuştuk.   Röportaj yaptığımız her 4 kadın da kentin temel sorununun ekonomi ve iktidar politikalarından kaynaklanan kadına yönelik erkek şiddeti olduğunu kaydetti. Yanı sıra gençlerin fuhuş ve uyuşturucuya yönlendirilmeye çalışıldığının da bir devlet politikası olduğunu ifade eden kadınlar, kayyımın ise çok fazla sorun yarattığına dikkat çekti. Kadınlar tüm bu sorunların çözümünü ise ‘barış’ta bulduklarının altını çizdi.          Kadına şiddet temel gündem   Diyarbakır’ın Yenişehir ilçesine bağlı Fiskaya Mahallesi’nde oturan ve Ofis semtinde bir cafe işleten Hacer Kurt (33), kentin temel gündeminin kadına yönelik erkek şiddeti, ekonomik sorunlar ve gençlerin uyuşturucu ve fuhuşa yönelmesi olduğunu ifade etti. İşyerinde yaptığımız röportaj öncesi günlük rutin işlerini yapan Hacer, çalışma koşullarından ve maruz bırakıldıkları baskıdan söz etti.   ‘Savaş psikolojisini atlatmadan birçok sorun çıktı’   Diyarbakır’ın önceden de birtakım sorunlardan etkilendiğini aktaran Hacer, özellikle psikolojik anlamda kentin zorlandığını dile getirdi. Hacer, kentte iyi şeyler olması yerine giderek daha kötü şeylerin yaşandığına dikkat çekti. Savaş ile birlikte kentte bir tarihin yok edildiğinin altını çizen Hacer, “Biz daha savaş psikolojisini atlatmadan, kadın sorunları, hastalık ve birçok sorun çıktı karşımıza. 2 hafta önce bir kadın çocuğunun gözü önünde erkek tarafından katledildi. Kadın öldükten sonra değer kazanıyor. Kadın, ‘can güvenliğim yok’ diye bağırıyor, şikayet ediyor ama hiçbir şey yapılmıyor. Katleden erkek yine elini kolunu sallaya sallaya geziyor. Kadınlar buna rağmen mücadele etmekten vazgeçmiyor” sözlerini vurguladı.    ‘Özsavunma alanları olmalı’   En temel sorun olan kadına yönelik artan erkek şiddetine karşı, bütün kadınların eğitimden geçmesi gerektiğini sözlerine ekleyen Hacer,“Kadınların şiddete karşı kendini koruması için, özsavunma alanlarının olması gerek. Her mahallede, her semtte bunun yapılması gerekir. Kentin sorunları bitmiyor. Gençler, sistemin politikaları çerçevesinde uyuşturucu, fuhuş gibi şeyler yapıyor. Kadınlar arasında dayanışma ve bilgilendirme olmalı” sözleriyle şiddete karşı çözüm önerisini belirtti.     ‘En büyük sorunlardan biri de kayyım’   Evine konuk olduğumuz, Bağlar ilçesine bağlı Fatih Mahallesi’nde yaşayan Sıttiye Çakır (38) da kentin en önemli sorunlarından birinin ekonomi olduğunu söyledi. Türkiye’nin tamamında var olan ekonomik sorunların kentte daha fazla olduğunu kaydeden Sıttiye, koronavirüsle birlikte mevcut sorunların daha da derinleştiğine dikkat çekti. Sıttiye, işlerin durdurulmasıyla esnafların da çok zorlandığını ve kazanç elde edemediklerini söyleyerek, “Virüsle birlikte fakirler için iş durduruldu ama zenginler için aynı şekilde devam ediyor. Kentin en büyük sorunlarından biri de kayyımdır. Belediyelere kayyım atanmasının ardından binlerce kişi işinden çıkarıldı. Sistemin yürüttüğü politikalar çerçevesinde kadın sorunları kentte artıyor. Rahat hareket edemiyoruz. Bu sorunlar kadın katliamını da arttırıyor. Kadınlar taciz ve tecavüz korkusuyla dışarı çıkamıyor. Kadın sorunlarından biri de fuhuştur. Bu çevreden en az 500 kadın fuhuşa bulaştırıldı. Bunun için kadınların birleşmesi ve şiddete maruz kalan kadınlar için erkek zihniyetine karşı mücadele etmesi gerekir” dedi.    ‘İnsan sağlığı hiçe sayılıyor’   Kayyımın kentteki politikalarına vurgu yapan Sıttiye, kayyımdan önce sokakların çok temiz olduğunu ancak sonrasında her yerde kir ve çöp olduğunu ifade etti. Sıttiye, şöyle devam etti: “İnsan sağlığı hiçe sayılıyor. Sokaklar perişan halde. Kış geliyor ve parke taşları yerinden çıkmış. Göz önünde olan yerleri yapıyorlar ama diğer yerlere dokunmuyorlar. Kayyım, halkın güven ve inancını daha çok sarstı. Elektrik faturası  kullandığımızdan daha fazla geliyor. Elektrikçi gelip faturasını çıkarıyor ondan sonra ben de kendi kilovatımı hesaplıyorum ama ikisi birbirini tutmuyor. Olması gerekenden daha fazla yazıyorlar. Bu açıkça hırsızlıktır. Suyumu kestiler, 2 gün beklemelerini gelip ödeyeceğimi söylememe rağmen çocuklarımla beni günlerce susuz bıraktılar. Özellikle Bağlar’da insanlar kayyımdan çok şikayetçi. Zam üzerine zam yapılıyor."   ‘Kadınların katledilmesi devletin hoşuna gidiyor’   Kayapınar ilçesine bağlı Gaziler semtinde bulunan Yılmaz Güney Caddesi’nde oturan Esma Seydaoğlu ise Diyarbakır’da çok sayıda sorun olduğunu kaydetti. Esma da bu sorunlardan biri olan ekonomiye ilişkin şunları söyledi: “Birçok insanın cebinde 1 TL parası yok. Binlerce genç işsiz. İnsanlar sağlıklarını hiçe sayarak çalışmak zorunda bırakılıyor. Kimi evlere yemek bile girmiyor. İnsanlar bu derece yokluk yaşıyor. Amed dertlerin yeridir. Çok sorun var. Bir şey diyemiyorsun. Konuştuğun anda ölüyorsun. Yürütülen politikalardan kaynaklı gerçekleşen kadın katliamları da büyük sorunlardan biri. Kadınlar neden katlediliyor? Kadınların katledilmesi devletin hoşuna gidiyor. Kadınlar ölmesin.”   ‘Sorunların giderilmesi için barışın sağlanması gerekiyor’   “Devlet herkesi bankalara borçlu hale getirmiş” diyen Esma, kentte giderek artan uyuşturucu kullanımına dikkat çekti. Uyuşturucu kullanımının devletin politikaları sonucunda arttığına işaret eden Esma, “Çünkü Kürt çocuklarının uyuşturucuya bağımlı olmasını ve ölmesini istiyor. Gençleri fuhuş ve uyuşturucuya yönelterek kendilerini tanımalarının önüne geçmeye çalışıyor. Geçenlerde genç bir akrabamız uyuşturucudan yaşamına son verdi” diye belirtti.    ‘Zengin yaşıyor, fakir ölüyor’   Esma, diğer sorunları ise “Gençlerimiz nereye gidip çalışsın? Metropollere gittiklerinde şiddete maruz kalıyor, öldürülüyorlar. Burada iş imkanı olsaydı gençlerimiz metropollere gitmezdi. Bizim onlara muhtaç duymamızı, onların kölesi olmamızı istiyorlar. Tüm bu sorunların giderilmesi için barışın sağlanması gerekiyor. Eğer barış olursa ekonomi de düzelir, diğer tüm sorunlar da düzelir. Geçen gün iki insanın yerde yattıklarını gördüm ve iki gün uyuyamadım. İnsanlar evsiz, işsiz. Silah üretilip patlatılacağına fabrikalar açılsın, iş imkanları oluşsun. Zengin yaşıyor, fakir ölüyor. Kan dursun, barış olsun istiyoruz” sözleriyle dile getirdi.    ‘Gençler doğru yönlendirilmeli’   Sur ilçesine bağlı İskender Paşa Mahallesi’nde yaşayan Gülşah Filiz (30) de Diyarbakır’ın temel sorunlarının, gençlerin şiddete meyilli hale getirilerek mahallelerde kavga etmeleri, uyuşturucu, fuhuş gibi şeylere bulaşması olduğunu ifade etti. Gençlerin doğru yönlendirilmeleri gerektiğini söyleyen Gülşah, “Gençler ancak doğru yönlendirilirlerse kavgadan uzaklaşırlar. Kavganın yanı sıra uyuşturucuya da yönlendiriliyorlar. Sokakta sigara içer gibi uyuşturucu kullanıyorlar. Bunları bizzat görüyor ve yaşıyoruz ancak çocuklarımız görüp etkilenmesin diye onları sokağa bile çıkaramıyoruz. Gençlerin bu tür şeylere yönelmesinin en büyük sebebinin eğitimsizlik olduğunu düşünüyorum. İyi bir eğitime ihtiyacımız var” diye belirtti.   ‘Kadınlar şiddet karşısında sessiz kalmamalı’   Fuhuşun da giderek artmasının toplumu rahatsız eden önemli noktalardan biri olduğunu aktaran Gülşah, “Bu tür şeylerin artık son bulması lazım. Gençleri başka şeylere yönlendirmek gerekiyor. Kadına yönelik şiddet de giderek artıyor. Sözlü, fiziksel, ekonomik çok sayıda şiddet türünün yaşandığını görebiliyoruz. Mahalle çapında kadınlar için güzel aktivite yapabilecekleri, sosyalleşebilecekleri alanlar açılabilir. Türkiye’de olduğu gibi Diyarbakır’da da büyük bir ekonomik sorun var ve işsizlik her geçen gün artıyor. İş alanlarının açılması gerekiyor” ifadelerini kullandı.    'Kadınlar sessiz kalmamalı'   Kendisi de maruz kaldığı ekonomik şiddetten kaynaklı evli olduğu erkekten boşanmak isteyen Gülşah, kadınlara şiddet karşısında sessiz kalmamaları çağrısında bulundu. Gülşah, şiddetin sadece fiziksel olmadığını kaydederek, ekonomik, psikolojik olmak üzere şiddetin çok sayıda türü olduğunun altını çizdi.