8 Mart’a 8 Kadın Hikayesi… 2020-03-06 09:01:56   Xemê Akdoğan: Bir savaşçı gibi Kürt mücadelesine omuz verdim   VAN - Hem erkek hem de devlet şiddetine karşı mücadele etmekten geri adım atmayan Xemê Akdoğan, “Bir savaşçı gibi Kürt mücadelesine omuz verdim” der. Xemê 8 Mart’larda, Newrozlarda alanları terk etmez: “Bugünleri kutlamayı bir görev biliriz. 8 Mart, kadınların mücadele günüdür.”   “Her kadın yaşadıklarıyla yazılmamış bir romandır” düşüncesinden yola çıkarak kadınların direniş ile geçen yaşam öykülerini, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne özel hazırladığımız "8 Mart’a 8 Kadın Hikayesi" çalışmamızla sizlerle buluşturmak istedik. Kuşkusuz kalemimizin yazdığından daha fazlasıdır kadınların hikayeleri. “Vardık, varız, var olacağız” seslerini yükselten, mücadelelerini büyüten kadınlar yeniden tarih yazıyor. 8 Mart’a sayılı günler kala, çocukluğunda eril sistemle karşı karşıya kalan kadınların verdiği mücadele örneklerinden biri olan Xeme Akdoğan’ın hikayesini dinleyelim.    Hem erkek hem de devlet şiddetine karşı bir yaşamı mücadele ile geçen 70 yaşındaki Xemê, Şırnak’ın Beytüşebbap ilçesine bağlı Zeriya köyünde doğar. Babası tarafından çocuk yaşta evlendirilen Xemê’nin ataerkil zihniyetle mücadelesi de böylece başlamış olur. Aynı zamanda devlet şiddetiyle de çocuk yaşta tanışan Xemê, işkencelere maruz kalır, göçlere zorlanır, yine de mücadelesinden vazgeçmez.    Şırnak’tan Hakkari’nin Yüksekova ilçesine, oradan da Van’ın İpekyolu ilçesine göç etmek zorunda kalan Xemê, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde, Newroz Bayram’ında ve daha bir çok eylem ve etkinlikte ulusla kıyafetiyle ön saflarda yer alır. Xemê, aynı zamanda bir Barış Annesi olarak gittiği her yerde “barış” talebini yükseltir.    ‘Hayatım zorluklarla, göçlerle geçti’   Xemê yaşamı boyunca karşılaştığı zorlukları şu sözlerle anlatmaya başlar: “Babam beni çocuk yaşta evlendirerek bana zulmetti. Hayatım zindanlarda, zorluklarla, göçlerle, işkencelerle, fakirlikle geçti. Şırnak’tan Yüksekova’ya oradan da Van’a göç etmek zorunda kaldım. Köyde tarlalarım, hayvanlarım vardı. Köy yaşantımdan vazgeçmezdim. Burada da devletin baskıları bitmedi, sürekli evime baskınlar yapıp çocuklarıma işkence edildi, tutuklandılar. Devletin her türlü işkencesine maruz kaldım.”   ‘Devlet kadınların gücünün farkında’   “Bir savaşçı gibi Kürt mücadelesine omuz verdim” diyen Xemê, katıldığı her eylem ve etkinlikte polis şiddetine maruz kaldığını söyler. Xemê şöyle devam eder: “Van’da yapılan tüm eylem ve etkinliklerde yer aldım ve tazyikli su, gaz bombasına maruz kaldım, yaralandım” diyen Xemê, kendilerine dönük saldırıların sebebinin, “devletin kadınlardan, Barış Anneleri’nden korkması ve kendine düşman olarak görmesi” olduğunu söyler. Xemê, “Çünkü kadının gücünün farkındalar. Korkmalılar. Kadınlar her zaman dimdik ayakta olacak. Devlet kendi çıkarlarını gözettiği için hiçbir zaman barış yanlısı olmadı. Devlet aklı erkek aklıdır. Eğer kadın bilinciyle yönetilmiş olsaydı çoktan barış sağlanmış olacaktı. Barış sadece Kürt halkı için gerekli değil, Türk halkı için de gerekli. Yaşanan bunca ekonomik krizin sebebidir, savaş” diye belirtir.    ‘8 Mart, kadınların mücadele günüdür’   Xemê, Kürt ulusal mücadelesi içerisinde yer almaya başladığından bu yana her 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinliğine, Newroz Bayramı kutlamalarına da katılır. 8 Mart’ın kadın mücadelesi açısından önemli olduğunu  söyleyen Xemê, bütün kadınların 8 Mart’ta kendi renkleriyle alanlarda olması gerektiğinin altını çizer. Xemê, “Kadınlar Günü olsun, Newroz Bayramı olsun, bugünleri kutlamayı bir görev olarak da biliriz. Newroz, Kürt halkının var oluş günüdür. 8 Mart, kadınların mücadele günüdür. Kadın kendini küçük görmemeli. Kadın büyüktür, hayat veren, her yüke omuz veren, dünyayı var edendir. Kadın yaşamdır” diye belirtir.    ‘Kültürümüzden vazgeçmeyeceğiz’   Özel günlere heyecanla haftalar önceden hazırlanan Xemê, etkinliklere ulusal kıyafetlerle katılmanın kendisi için önemli olduğunu dile getirir. Xemê, sözlerini şöyle sürdürür: “Kürtler açısından önemli olan günlerde giydiğim kıyafetin rengi de değişiyor. Kürtlerin kara günü (Roja Reş) olan 15 Şubat’ta Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yapılan komplonun yıldönümünde siyah fistanlar giyiyorum. Kadınlar Günü ve Newroz Bayramı’nda ise renkli kıyafetler giyiyorum. Polisler her seferinde belime taktığım renkli kuşağımı çıkarsa da inatla tekrar takıyorum. Kürt’üz, kültürümüzü kaybetmeyeceğiz. Kiras fistanlarımızdan vazgeçmeyeceğiz. Kıyafetlerimiz aynı zamanda günlük giydiğimiz kıyafetlerimizdir.”   ‘Kendi sokağımda bile olsa kutlayacağım’   Geçmişte yapılan kutlama ve etkinliklerle bugünü karşılaştıran Xemê, daha önce de etkinliklerin polis ablukasında kutlandığını ancak katılımın daha fazla olduğunu söyler. Xemê, “Artık kutlamalarımıza izin vermiyorlar, bize zulmediyorlar. Kadınlara işkence ediliyor, gözaltına alınıyor. Kadınlar bundan kaynaklı eskisi gibi katılım sağlamıyor. Fakat kadınlar katılamasalar da her şeyin farkındalar” diye belirtir.    ‘Kadınlara yönelik şiddet ve katliamları kınıyorum’   8 Mart kutlamaları için kadınlara çağrı yapan Xemê, son olarak şöyle der: “Kadınlar bütün renkleriyle alana akmalı ve bu anlamlı günü hep beraber kutlamalıyız. Her şeye rağmen kendi evimizde dahi olsak, kutlamaktan vazgeçmeyeceğiz. Kadınlar olarak özgürlük, barış, birlik istiyoruz. Kadınlara yönelik şiddet ve katliamları kınıyorum. Devlet eliyle işlenen katliamlar biz kadınları asla yok edemez. Kadın hareketinden ve mücadelesinden asla vazgeçmeyeceğiz.”