Rojava'ya saldırılara karşı barış zinciri : Başaramayacaksınız

  • 18:03 11 Aralık 2024
  • Güncel
AMED - DAKAP’ın, "Savaşa hayır barış hemen şimdi" şiarıyla Dağkapı Meydanı'nda oluşturduğu barış zinciri eyleminde konuşan Derman Üngür, "SMO ve onu besleyenler, özgür, demokratik yaşamın önünde engel olamayacak" dedi.
 
Dicle Amed Kadın Platformu (DAKAP), Rojava ve Suriye'de devam eden saldırılara karşı "Savaşa hayır barış hemen şimdi" şiarıyla Amed'in Dağkapı Meydanı'nda barış zinciri oluşturdu. Zincire, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), ESP Eş Genel Başkanı Deniz Aktaş, Tevgera Jinên Azad (TJA), Barış Anneleri, Rosa Kadın Derneği, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), Amed Büyükşehir Belediyesi eşbaşkanları, birçok sivil toplum örgütleri (STÖ), Elih'ten birçok kadın ve çok sayıda yurttaş katıldı.
 
Yurttaşlar, "Savaşa hayır barış hemen şimdi" sözlerinin yazıldığı önlükleriyle meydanda "Biji berxwedana Rojava" "Biji berxwedana gelê Kurd", "Jin Jiyan Azadî", “Selam selam Rojava'ya bin selam" sloganı attı.
 
'Rojava'da özgür yaşam mevcut diye saldırıyorlar'
 
Sloganların ardından yurttaşlar, meydanda zincir oluşturdu. Burada konuşan DBP Amed İl Eşbaşkanı Sultan Yaray, Rojava'nin her zaman yanında olacaklarını belirterek, "Rojava'da özgür bir yaşam mevcut. Bu yüzden çeteler Kürtlere saldırıyor. Başaramayacaksınız ve sizin arkanızdakiler de başaramayacak. Kürdistan'ın dört parçası birdir. Kimse parçalayamaz. Herkes bilsin Rojava tek değil ve biz de yalnız bırakmayacağız. Herkese buradan sesleniyorum; Rojava'nın yanında olun. Yardım kampanyası oluşturduk. Bu kampanyaya destek olmanızı talep ediyorum" dedi.
 
Ardından DAKAP adına Derman Üngür konuştu.
 
'Ulus-devletler Ortadoğu'da krizler yaratıyor'
 
Derman Üngür, kadın kırımı politikalarının Ortadoğu’da kadınlar öncülüğünde ve demokratik ulus temelinde, yaşamın inşasıyla çözüleceğini belirtti. Derman Üngür,  "3. Dünya Savaşı Ortadoğu merkezli sürerken savaş politikalarında yeni bir süreç yaşanmaktadır. 50 yıllık Esad rejimi 8 Aralık'ta yıkılırken, tekli ulus yönetimlerinin halklara savaş ve yıkım dışında başka bir şey vaat etmediği bir kez daha görülmüştür. Suriye'de yaşayan Dürzi, Arap, Kürt, Ermeni, Nusayri, Türkmen, Süryani ve Ezidi halkları yıllardır tekçi anlayışın egemenliği altında eşit ve özgür olmayan koşullarda yaşamaya mahkum edilmiştir. Kadınların ve halkların demokratik, özgür, eşit bir yaşam mücadelesi her geçen gün büyürken, iç barışını gerçekleştirmekten uzak, demokratik değişim ve dönüşüme yaklaşmayan Esad rejimi çöküşünü hızlandırmıştır. Ulus devletlerin Ortadoğu'da krizler yarattığı bugün, İsrail-Filistin savaşında, Suriye'de yaşanan savaşta, Türkiye'de Kürt sorunuyla bir kez daha görülmüştür. Minbiç saldırısı sırasında, Türkiye’nin desteklediği cihatçı çetelerden oluşan Suriye Milli Ordusu’nun Zenubiya Kadın Topluluğu'ndan 3 kadını öldürmesi elbette tesadüf değildir. Şüphesiz bu savaşlar kadın kırımı politikalarıyla iç içe yürütülmektedir ve bunun karşısında, Ortadoğu’da tek çözüm kadınların öncülüğünde ve demokratik ulus temelinde, yaşamın inşasıdır" dedi.
 
'SMO birçok kişiyi katletti'
 
SMO'nun mücadele eden kadınlara saldırdığının altını çizen Derman Üngür, "Zenubiya Kadın Topluluğu, Minbic, Tebqa, Derêzor ve Reqa'da açtığı 4 topluluk merkezinde, Arap, Kürt, Çerkes, Türkmen ve diğer tüm bileşenlerden kadınların şiddet, çocuk yaşta evlilik, çok eşlilik, katletme, boşanma, nafaka, miras, velayet gibi önemli toplumsal sorunlarının çözümüne yönelik çalışmalar yürütüyor. Bugün, SMO, Minbic'te çocuk yaşta evlilikle, çok eşlilikle, kadına yönelik şiddetle, kadın cinayetleriyle, kadınların nafaka ve miras hakkının gaspıyla mücadele eden kadınları katledildi" ifadelerini kullandı.
 
'En büyük mücadeleyi kadınlar verdi'
 
Derman Üngür, DAİŞ ve onu besleyenlerin yıllar önce Rojava'da başlattığı soykırım politikalarına karşı en büyük mücadeleyi verenlerin Kürt kadınları olduğuna dikkat çekerek devamında şunları kaydetti: "Kadınları tecavüz kültürüyle katletmeye çalışan, köle pazarlarında satan cihadist anlayış karşısında yükselen onurlu mücadele ve onun sesi 'Jin, jiyan, azadî' oldu. Rojava'da inşa edilen demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü yönetim biçimidir. Kürtlerin, Ermenilerin, Arapların, Süryanilerin çoğulcu bir şekilde anadillerinde ve kültürlerinde ortak yaşamda buluştuğu Rojava devrimi, bugün Suriye halklarının da özlemini çektiği yaşamdır.
 
Bugün başta Türkiye destekli paramiliter güç olan SMO ve El Kaide kolu olan HTŞ olmak üzere, Suriye'de güç olmaya çalışan çetelerin, kadınlar başta olmak üzere sivil halka uyguladığı vahşet politikaları bizlere DAİŞ zulmünü hatırlatmaktadır. Esad'ın kadın düşmanı politikalarından sonra, bugün Suriye'nin yeniden yapılanmasında aktör olmak isteyenler kadınları kaçırıyor, kadınları katlediyor. Taliban'ın Afganistan'da, Molla rejiminin İran'da yaptığının bu kez Suriye'de gerçekleştirilmeye çalışmasını kabul etmeyeceğiz. Kadınların yaşamda yok sayılmasını, evlere hapsedilmesini ve cihadist kurallarla yaşatılmasını kabul etmeyeceğiz.
 
Kaçırılan ve işkence gören kadınlar, mücadele gerekçemizdir. Bizler dün nasıl Rojava için direndiysek, bugün demokratik, özgür, eşit bir Suriye için sesimizi yükselteceğiz. Başta kadınlar olmak üzere, tüm etnik ve inanç kimliklerinin özgürlüğünün garantisi, Kuzey Doğu Suriye'de yaşam bulan demokratik ulus perspektifidir. Türkiye'nin Kuzey Doğu Suriye'ye saldırıları artarken, SMO paramiliter yapılanmanın da aynı temelde saldırıya geçmesi tesadüf değildir. Aynı zihniyetin ürünü olan bu tekçi anlayış karşısında, biz kadınlar sınırları aşarak direnişi büyüteceğiz.
 
‘SMO ve onu besleyenler demokratik yaşamın önünde engel olamayacaklar’
 
SMO ve onu besleyenler, özgür, demokratik yaşamın önünde engel olamayacak. Halklar ve kadınlar, özlem duydukları yaşamı inşa edeceklerdir. Bizler, kadın özgürlük çizgisinin ve kadın özgürlük mücadelesinin ilkelerini her koşulda savunacağız. Suriye'nin nasıl yönetileceğine, o topraklarda yaşayan kadınlar ve halklar karar verecektir. Esad rejimine, cihatçı çetelere ve çıkarları uğruna Ortadoğu'yu savaşa sürükleyen egemenlere karşı örgütlenen, mücadele eden, sokaklarda, barikatlarda, cezaevlerinde ve evlerinde direnen tüm Suriye halklarından kadınların mücadelesini selamlıyoruz. Özsavunmalarını gerçekleştirirken yaşamını yitirmiş tüm kadınları saygıyla anıyoruz. Tüm kadınları demokratik, özgür ve eşit bir Suriye için mücadeleye ve dayanışmaya çağırıyoruz."
 
Açıklama slogan ve zılgıtlarla son buldu.