Sûham Şengalî: Saldırıların hedefi Özerk Yönetim

  • 09:01 11 Aralık 2024
  • Güncel
Derya Ren 
 
RIHA - Türkiye’ye bağlı SMO çetelerinin,  Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ne saldırmasını değerlendiren TAJÊ Diplomasi Sözcüsü Sûham Şengalî, “Türkiye’nin saldırıları Kürtlerin kazanımlarınadır. Eğer bu çetelerin önü alınmazsa, tehlike tüm bölge için geçerli olacaktır” dedi.
 
Suriye’de 26 Kasım’dan itibaren başlayan saldırıların ardından 62 yıllık Baas rejimi devrilirken, Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ), ülkede birçok kenti ele geçirdi. Diğer yandan Türkiye ve ona bağlı SMO çeteleri, Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarına devam etti. 
 
Rejimin devrilmesi sonrasında Suriye’de nasıl durumların gelişeceği, kafalarda soru işaretlerine neden olurken, Türkiye’ye bağlı SMO çeteleri, Özerk Yönetim’in denetiminde bulunan bölgelere yönelik saldırı başlattı. Saldırılar karşısında büyük bir direniş gösteren Özerk Yönetim, 2014 yılında Kobanê ruhuyla direndikleri gibi, bugün de aynı şekilde direneceklerinin mesajını veriyor.
 
Suriye’de yaşanan son durum ve Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik başlatmış olduğu saldırılara ilişkin Êzidî Özgür Kadın Hareketi- Tevgera Azadiya Jinên Êzidî (TAJÊ) Diplomasi Sözcüsü Sûham Şengalî değerlendirmelerde bulundu.
‘Yaşananlar insanlık dışıdır’
 
Şengalli kadınlar olarak Rojava direnişini selamladığını söyleyen Sûham Şengalî, “Gelişen durumlara bakılacak olursa yerel bir anlaşmanın olmadığın uluslararası antlaşmaların devrede olduğu görülecektir. Çünkü saldırılar başladığı zaman Şam hükümeti ve Rusya geri çekildi. Daha önce de Türk devleti Efrîn, Serekaniye ve Gire Spî’ye saldırdığı zamanda ABD aynı şeyi yapmıştı. Saldırılarla halkta korku ve panik yaratmak istediler. Saldırılarda 2014 yılında DAİŞ’in vermiş olduğu tablo veriliyor. İşkenceler, katliamlar… Yaşananlar insanlık dışı durumlardır. Saldırıların temel hedefi Özerk Yönetimdir. HTŞ’nin amacı nasıl ki Şam hükümetine devirmekse; Türkiye’nin saldırıları Kürtlerin kazanımlarınadır. Eğer bu çetelerin önü alınmazsa, tehlike tüm bölge için geçerli olacaktır” dedi.
 
‘DAİŞ’in zihniyetini görüyoruz’
 
Sûham Şengalî, TAJÊ olarak Rojava’da direnen kadınlarla dayanışma içerisinde olacaklarını ifade ederek, “Elimizden ne gelirse yapacağız. Çünkü Êzîdî kadınlar olarak 2014 yılında yaşanan katliamda yaşadıklarımız bugün Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşanıyor. Kadınlara yönelik tecavüz ve katliamlarda DAİŞ’le aynı zihniyeti görüyoruz. Bundan kaynaklı biz kadınlar olarak ortak bir şekilde ses çıkarmalıyız. TAJÊ olarak Êzîdî kadınlar için nasıl örgütlendiysek, nerede bir kadın, bu tür insanlık suçlarına maruz kalıyorsa onun da mücadelesini vermeliyiz. Üzerimize ne düşüyorsa onu yapmaya hazırız, bu bizim öncelikli görevimizdir. Eğer bugün birlikte ses olamazsak aynı tehlike Şengal, Güney Kürdistan içinde geçerlidir. Çetelere ait görüntülerde DAİŞ ve Türk devletinin bayrağını görüyoruz. DAİŞ’e ait kimi uyuyan hücrelerin olduğu sürekli gündeme geliyor. Türkiye’ye bağlı çetelerin DAİŞ çeteleri ile ilişkileri var” şeklinde konuştu.
 
İnsan hakları kurumlarına çağrı
 
“2014 yılındaki Şengal ve Kobanê ruhuyla direnelim” diyen Sûham Şengalî, şunları söyledi: “Halkımızı savunmak en öncelikli görevimizdir. Şuan gördüğümüz tablo tüm halkın beraber direndiğidir. Çetelerin hedefinde toplum-kırım olduğundan kaynaklı kadınlara yönelik vahşice saldırılar oluyor. TAJE olarak insan hakları kurumlarına çağrımızdır: Tüm bu saldırılara karşı ortak tutum alınsın. Şengal’in dışında da olsa kadınların kaçırılmasına, tecavüze uğramasına ve katliama maruz kalmasına izin vermeyeceğiz. Bugün Reber Apo’nun felsefesiyle milyonlarca kadın ayağa kalktı; şiddete, tecavüze karşı çıkıyor. Bu saldırılar karşısında ‘Jin jiyan azadî’ felsefesiyle karşılık verelim. Eğer bugün Kuzey ve Doğu Suriye’deki kadınlara sahip çıkmazsak; kadın kazanımlarından bahsedemeyiz.”