Rojava direnişte: Kazanımlarımızın etrafında ateşten çember olalım
- 09:15 8 Aralık 2024
- Güncel
Derya Ren
RIHA – Türkiye’nin desteklediği paramiliter güçlerin Suriye ve Rojava kentlerine yönelik gerçekleştirdiği saldırılara ilişkin konuşan PYD Eşbaşkanı Perwîn Yûsif, QSD’nin yapmış olduğu seferberlik çağrısına vurgu yaparak, “Kazanımlarımızın etrafında ateşten çember olalım. Bizi bu süreçten çıkaracak olan örgütlülüğümüzdür, halkımızın birlikteliğidir” diye konuştu.” dedi.
Heyet Tahrir El Şam (HTŞ) ve Türkiye’nin desteklediği paramiliter gruplar, 26 Kasım’da Suriye’nin Halep kentine yönelik saldırı gerçekleştirdi. Şam hükümetinin kentten çatışmalara girmeden geri çekilmesi sonucunda kentin tamamı HTŞ’nin denetimine girdi. Halep’in denetiminin HTŞ’ye geçmesinin ardından, Türkiye’ye bağlı paramiliter gruplar, Şehba ve Til- Rifat bölgesine saldırdı. Saldırıların ardından on binlerce kişi bölgeden ayrılarak QSD’nin denetiminde bulunan güvenli bölgelere geçti.
Halep’in ardından Hama kenti de HTŞ’nin denetimine girerken, Humus’ta çatışmalar devam ediyor. Öte yandan HTŞ’nin saldırılarını fırsat bilen ve Türkiye’ye bağlı paramiliter gruplar özerk yönetimin denetiminde olan birçok bölgeye de saldırılar gerçekleştiriyor. Saldırılar karşısında özerk yönetime ait savunma güçleri büyük bir direniş gösterirken, paramiliter grupların saldırıları püskürtülüyor.
Suriye ve Rojava’da tekrardan tırmandırılan savaşa ilişkin Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eşbaşkanı Perwîn Yûsif, ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.
13 yıldır devam eden savaş
13 yıldır Suriye’de büyük bir savaşın devam ettiğini belirten Perwîn Yûsif, bunun yanında halkların özgürlüğü içinde verilen bir mücadelenin olduğunun altını çizdi. Perwîn Yûsif, “İlk süreçlerde halkların kendi özgürlüğü için vermiş olduğu bir özgürlük savaşı vardı. Ancak bunun karşısında çetelerin başlatmış olduğu işgal saldırıları da gelişti. Özgürlük ve demokratik sistemi ters yüz etmek istediler. Suriye halkları 13 yıl içerisinde büyük acılar ve bedeller verdi. Şuan Suriye’de büyük bir savaş veriliyor ve bu savaş iktidar savaşıdır. Rojava’da bizlerin kurmuş olduğu sistem, halkların özgürlük felsefesi ve demokratik ulus temelinde gelişti. Bu sistem içerisinde halkların hep birlikte beraber özgürce yaşama imkanını temel alıyor. Bundan kaynaklı bizlerin Rojava’da vermiş olduğu mücadele Suriye’de devam eden savaşlardan çok farklı bir konumda duruyor” dedi.
‘Halk saldırılar ile yüz yüze bırakıldı’
26 Kasım’da HTŞ ve paramiliter güçlerin saldırılarını hatırlatan Perwîn Yûsif, “Var olan sistemler artık yaşanan krizleri çözecek güce sahip olmadığından kaynaklı, çeteleri besleyerek var olan krizden çıkış arıyor. Tüm bunları gözlemlediğimizde Şam hükümeti artık çözüm üretecek bir konumda yer almıyor. Saldırıların yapıldığı alanlarda Şam hükümeti geri çekildi ve orada bulunan halk saldırılarla yüz yüze kaldı. Bundan kaynaklı bizler Kuzey ve Doğu Suriye olarak, işgal edilen alanlarda bulunan halkımızı tahliye etmeye çalıştık. Çeteler Şehba ve Halep’e girdiklerine halka yönelik öldürme, esir alma, farklı işkencelere maruz bırakma durumu gelişti. Bundan kaynaklı QSD güçleri ile birlikte halkımız o alanlardan çıkarmak için birçok girişimimiz oldu. Şêx Meqsûd ve Eşrefiye için birçok diyalog yapıldı. Çünkü yüzyıllardan beridir, Kürtler oralarda yaşıyorlar. Ve kurmuş oldukları bir sistem söz konusu bu sistemi korumak için de çabalarımız sürüyor. Ayrıca orada halktan oluşan savunma güçleri o bölgeleri savunuyor” ifadelerini kullandı.
‘Güçlerimiz güvenliği sağlıyor’
Kuzey ve Doğu Suriye’de, Şehba’dan gelenlerin karşılandığını sözlerine ekleyen Perwîn Yûsif, şu şekilde devam etti: “Tebqa ve Rakka’ya kadar halk Şehba’dan gelenleri karşılıyor ve evlerini açıyor. Şehba’dan gelen halkı karşılama ve konaklandırma noktasında çok büyük çabalar veriliyor. PYD olarak bizler de oluşturulan kriz masasında yer alıyoruz. Hem o alanların savunulması hem de o bölgelerden gelen halkın karşılanması ve konaklandırılması noktasında çalışmalarımızı sürdürüyor. Var olan kargaşadan fırsat yaratan çeteler Til- Temir, Minbiç’e büyük saldırılar gerçekleştiriyor. Aynı zamanda Kobanê’ye de saldırılar devam ediyor. Bundan kaynaklı Özerk yönetimin ilan ettiği seferberlik çağrısına halkımız katılım sağlıyor. Hep birlikte kendi topraklarını, kazanımlarını savunuyor. Rejim güçlerinin bıraktığı yerlerde güçlerimiz güvenliği sağlıyor.
4 parçaya çağrı
Deyr-zor’da şuan YPG-YPJ ve QSD güçleri savunmayı sağlıyor. Var olan bu çatışmalı süreçten kaynaklı DAİŞ’de durumu fırsat bilerek kimi yerlerde kendisini canlandırmaya çalışıyor. Tüm halkımıza çağrımızdır: savunma güçlerimize sahip çıkalım. Süreç çok önemli bir süreçtir, diplomasi, sosyal, askeri olarak bizler de PYD olarak bu seferberliğin içerisine katıldık. 4 parça Kürdistan’da ki halkımıza ve Avrupa’da yaşayan halkımıza çağrımızdır: Rojava devrimine ve kazanımlarına sahip çıkalım. Bu kazanımlar şehitlerin kanıyla büyük bedellerle elde edildi. Bundan kaynaklı da Kürdistani desteğin daha farklı bir boyutta olması gerektiğine inanıyoruz.”
‘Bölgede garantör olan tüm güçler suçludur’
Türkiye’nin saldırılarının temel amacının Kürtlerin kazanımlarını hedef almak olduğunu belirten Perwîn Yûsif, “Türkiye bu çetelerle, ajanlarla oluşturulan özerk yönetimi boşa çıkarmak istiyor. Güvenliği olmayan bir alan yaratmak istiyor. Yapılan saldırılarla tarih ters yüz edilmeye çalışılıyor. Sıradan saldırılar değil, bunlarla beraber oranın demografik yapısı değiştirilmeye çalışılıyor. Türkiye saldırıların farklı bir boyut kazanmasında Türkiye’nin büyük etkisi söz konusudur. Bölgede garantör olan tüm güçler suçludur. Bundan kaynaklı halkımıza çağrımızdır bu süreçte daha çok birlik olalım. Kazanımlarımızın etrafında ateşten çember olalım. Bizi bu süreçten çıkaracak olan örgütlülüğümüzdür, halkımızın birlikteliğidir” diye konuştu.