Barış Anneleri’nden saldırılara karşı çağrı: Barıştan yana el uzatın

  • 09:01 5 Aralık 2024
  • Güncel
 
WAN - Rojava’ya yönelik saldırıları değerlendiren Barış Anneleri, “Türkiye’nin de bu savaşta parmağı var. Yürütülen savaşı kınıyoruz. Savaş istiyorlarsa kendi topraklarında savaşsınlar. Başkasının toprağında savaşmayı adet edinmişler. Kendileri yapamayınca DAİŞ’i, çeteleri destekliyorlar. Anneler olarak Rojava direnişi kutluyoruz” vurgusunda bulundu.
 
Türkiye ve ona bağlı paramiliter grupların desteklediği çetelerce, Kuzey ve Doğu Suriye ile Suriye’nin en büyük ikinci kenti Haleb’e yönelik saldırılar 26 Kasım’dan bu yana devam ediyor. HTŞ’nin sivil alanlara yönelik saldırıları sürerken bu saldırılarda kadın, çocuk, genç, yaşlı birçok insan katledildi. Evleri, köyleri talan edilen binlerce insan göçe mecbur bırakılarak inşa edilen çadırlarda yaşam mücadelesi veriyor. Rojava ve Suriye’ye yönelik saldırılara karşı Türkiye ve Kürdistan’ın birçok yerinde gerçekleşen protesto eylemleriyle saldırılara tepki gösteriliyor.
 
Savaşın her türlüsüne karşı “barış” diyen Wan Barış Anneleri Meclisi üyelerine Rojava ve Suriye’de yaşananlara ilişkin mikrofon uzattık.
 
‘DAİŞ’i kim ayakta tutuyor bellidir’
 
Rojava halkını selamlayarak konuşmasına başlayan Barış Anneleri Meclisi üyesi Rabia Algör, Rojava halkına hakarette bulunulduğuna vurgu yaparak, “Vicdanımız hiç rahat değil. Geceleri uyuyamıyoruz. Gözlerimi kapattığım her an oradaki çocuklar gözümün önüne geliyor. Her an aklımdalar. Nerede, kime bir zulüm yapılsa vicdanımız rahatsız oluyor. Niye tüm dünyanın vicdanı rahat, Kürtlerin bir türlü rahat etmiyor? Kürtleri de Allah yarattı, niye kimse bizi kabul etmiyor? Türk, Arap, Laz, Çerkez hiçbiri bizi kabullenemiyor. Sebep din ise Kürtler Müslüman ve inançlı bir halk. Gözlerini açsınlar artık. Niye bize hakaret ediyorlar? Emek verdiğimiz, alın teri döktüğümüz topraklarımızda bize eziyet ediyorlar. DAİŞ’i kim ayakta tutuyor bellidir. ‘Hangi evi yıkılasıca bu DAİŞ’i ayaklandırıyor’ diyoruz ama kimin evinin yıkılması gerektiğini biliyoruz aslında. Herkes kendi vicdanını, ne istediğini bilir onlar da biliyor” şeklinde konuştu.
 
‘Vicdanları nasıl rahat ediyor?’
 
Rabia Algör, Kürt Halkı’na, Rojava’ya saldırmaya son verilmesi gerektiği çağrısında bulunarak, “Rojava insanı mazlumdur. Gidip cephelerde savaşsınlar insanların evlerini bombalamasınlar. Halep’te bir saat içinde o köyleri dağıttılar, insanları, çocukları perişan ettiler. Vicdanları nasıl rahat ediyor? Rahat etmesinler önlerine çıkacak bu yaptıkları. Zulmün büyüğünü Rojava halkına yaşatıyorlar” dedi.
 
‘Başkasının toprağında savaşmayı adet edinmişler’
 
Barış Annesi Zekiya Kaya, bütün dünyanın gözü önünde Rojava’da kirli bir savaşın yürütüldüğüne dikkat çekerek, “Bu hakarettir. Türkiye toprakları nerede Rojava nerede, Türkiye’nin de bu savaşta parmağı var. O çeteleri ülkeler destekliyor. Yürütülen savaşı kınıyoruz. Savaş istiyorlarsa kendi topraklarında savaşsınlar. Başkasının toprağında savaşmayı adet edinmişler. Kendileri yapamayınca DAİŞ’i, çeteleri destekliyorlar. Anneler olarak Rojava direnişi kutluyoruz. Orada çocuklar için çok üzgünüz. İnsanlara kendi toprağında, kendi vatanlarında bu yaptıkları hakarettir. Bu hakareti kabul etmiyoruz. Bütün insanlara çağrımızdır herkes elini vicdanına koysun ve savaşın çözüm olmadığına dair ses çıkarsın” çağrısında bulundu.
 
‘Rojava’yla Wan arasında bir fark yok’
 
Zekiya Kaya, “Kimin eli kimin cebinde bilmiyoruz” diyerek birilerinin bu savaştan çıkarı olduğunu belirtti. Zekiye Kaya, “Kimsenin çıkarı için kendilerini kurban etmesinler, kendi vatanlarına dönsünler. Onlar da kendi topraklarında olsun. Başkasının vatanını, evini talan etmeye ne hakları var. Kadınlara, çocuklara yapılanları, bu savaşı kabul etmiyoruz. Anneler olarak yıllardır barışa el uzatıyoruz. Artık bu topraklara barış gelsin istiyoruz. Milyonlarca insanımız suçsuz yere cezaevlerinde rehin tutuluyor. Barış için bir adım atılsın artık. Açtık dedikleri pencereyi Rojava’ya açtılar demek ki. Biz bunu da kabul ediyoruz. Kürtler artık eskisi gibi değiller bu yapılanları kabul etmezler. Mecliste barış diyorlar sonra Rojava’ya saldırıyorlar. Rojava’yla Wan arasında bir fark yok. Bizim için ikisi de birdir.  Barış için adım atan kim olursa olsun ona beyaz çiçeklerle gideceğiz. İnsanların boyunlarını keserken Allah’ın adını zikrediyorlar. Öyle Müslümanlık mı olur? O Müslümanlık değil. Din üzerinden siyaset yapmasınlar. Son nefesime kadar elimi barıştan yana uzatacağım. Yaşasın Rojava direnişi” diye konuştu.
 
‘Diğer ülkelerin Rojava’da ne işi var?’
 
Yaşanan katliamların kabulü olmadığını vurgulayan Barış Annesi Keve Işık, “Hiçbir dinde yeri yoktur” diyerek şöyle konuştu: “ ‘Müslümanım, insanım’ diyen ayağa kalkıp buna karşı ses çıkarmalı, bu savaşın karşısında durmalı. Bu talandır, insanları göçe zorlamaktır. Herkes için böyledir, bütün ülkeler için geçerlidir. Sadece Kürtler tarafından böyle bakılmıyor. Bu savaştan herkes payına düşeni alacaktır. Diğer ülkelerin Rojava’da ne işi var? Herkes kendi toprağıyla ilgilensin. Kendi ülkelerinin sorunlarını çözsünler. Türkiye artık elini barışa uzatsın barış için çabalasın. Rojava’da saldırılara son verilsin. Bu kabul edilemez. Biz sonuna kadar Rojava’nın arkasındayız, yürütülen savaşı kınıyoruz. Anneler olarak vicdan sahibi herkesten bu savaşa ses çıkarmalarını, barışı haykırmalarını istiyoruz. Artık bu topraklara onurlu bir barış gelsin istiyoruz.”
 
‘DAİŞ üzerinden mazlum halka saldırmasınlar’
 
Barış Annesi Perişan Aslan ise devletlerden alınan desteklerle Rojava’ya saldırıldığına değinerek, saldırıları kınadığını belirtti. Perişan Aslan, “Halka uygulanan bu zulmü kabul etmiyoruz. Kimseye bir zararı olmayan insanlara saldırılıyor. Bu insanların, topu yok, helikopteri yok, tankı yok ama bunların hepsine sahip olanlar Rojava’ya saldırıyorlar. Çocuk, genç, yaşlı demeden insanlara yönelik saldırılarını sürdürüyorlar. Hiçbir şeyi olmayan insanlara neden saldırıyorlar? Gidip onlar gibi topu, tüfeği, helikopteri, tankı olanlarla savaşsınlar. Gidip DAİŞ üzerinden mazlum halka saldırmasınlar. Sırtlarında bir çantalık eşyanın, omuzlarındaki bir silahın sahibi mazlum insanlara toplarla, bombalarla, uçaklarla saldırıyorlar. Eğer yapabiliyorlarsa onlar gibi mühimmatı olanlara saldırsınlar. Gelip bana saldırsınlar sırtımdaki şalımdan başka bir şeyim yok. Öylesine saldırılır mı? Savaş dediğin öylesiyle yapılmaz. Savaşı denginle yaparsın mazlum halkla savaşılmaz. Bu insanlar kime ne yaptılar, köylerini mi yaktılar, vatanlarını mı talan ettiler, kaynaklarını mı çaldılar? Bu saldırılara sebep olacak ne yapmışlar” diye sordu.
 
‘Biz barış istedikçe onlar bizi katlediyorlar’
 
Yıllardır barış talebinde bulunduklarına dikkat çeken Perişan Aslan, yaşadıkları sürece barış talebinden vazgeçmeyeceklerini ifade etti. Perişan Aslan, “Savaş sürsün istemiyoruz. Artık yeter. 25 yıldır beyaz eşarplarımızla barış için el uzatıyoruz. Biz barış istedikçe onlar bizi katlediyorlar. Artık bu ölümlerin sonu gelsin istiyoruz. Barış, birlik istiyoruz. Tüm dünya ayağa kalksın ve ellerini barış isteyen annelere uzatsın” şeklinde konuştu.